Sual: Namaz beş vakit değil mi? Niye üç veya altı vakit diyenler
çıkıyor?
CEVAP
Peygamber efendimiz bize namazın beş vakit olduğunu bildirdi. Senelerce beş
vakit kıldı. Artık başka delil aramak gerekmez. Kur’an-ı kerimde mealen
buyuruluyor ki:
(Namaz, müminlere belli vakitlerde farz kılındı.) [Nisa 103]
Nisa suresinin 103. âyetinde, (Namaz, belli vakitlerde farz kılındı)
buyurulup, ayrıca, beş vaktin hepsi de diğer âyetlerde bildirildiği halde, “Beş
vakit namaz” ifadesinin geçmeyişi, kutuplarda ve buralara yakın yerlerde, beş
vaktin tamamının teayyün etmemesindendir. (Nimet-i İslam)
İsra suresinin, (Güneşin kayması anından, gecenin kararmasına kadar ve
sabah vakti namaz kıl) mealindeki 78. âyet-i kerimenin aslında geçen,
(Dülûk-üş şems) öğle ve ikindi, (Gasak-ıl leyl) akşam ve yatsı namazı, (Fecr) de
sabah namazıdır. (Beydavi)
Kaf suresinin, (Güneşin doğuşundan ve batışından önce ve gece Rabbini
tesbih et) mealindeki 39. ve 40. âyet-i kerimesindeki, güneşin doğuşundan
önceki sabah namazı, güneşin batışından önceki öğle ve ikindi namazı, geceki de
akşam ve yatsı namazıdır. (Beydavi)
İbni Abbas hazretleri, (Kur’an-ı kerimde beş vakit namazı bildiren âyet
hangisi) diye sual edildiğinde, şu mealdeki âyet-i kerimeyi okudu:
(Akşama girerken, sabaha ererken, gündüzün sonunda ve öğle vaktinde Allah’ı
tenzih edin!) [Rum 17,18]
(Akşama girerken)den maksat, akşam ve yatsı namazı, (sabaha ererken)deki sabah
namazı, gündüzün sonundaki, ikindi namazı, öğledeki de, öğle namazıdır.
(Celaleyn)
Nur suresinin 58. âyet-i kerimesinde, (salât-ı fecr = sabah namazı) ve
(salât-ı işâ = yatsı namazı) ifadesi açıkça geçmektedir.
Peygamber efendimiz, Bekara suresindeki, (Namazları ve vusta namazını
kılın) mealindeki 238. âyet-i kerimeyi açıklarken, (Vusta namazı ikindi
namazıdır) buyurdu. (İ. Ahmed)
Bu âyet-i kerimede, (Namazları ve orta namazı [ikindi namazını]
kılın) buyuruluyor. Arabi gramere göre, namazlar [salevat] denince, ikiden
fazla namaz anlaşılır. Çünkü iki namaz demek için, salevat [namazlar] değil,
salâteyn [iki namaz] denilir. Vusta [orta] namaz ikindi namazı olduğuna göre,
ikindi hariç, öteki namazların sayısı iki olamaz, ikiden fazla olması gerekir.
Üç de olamaz; çünkü VUSTA NAMAZI hariç 4,6 gibi çift sayılı olmalı ki, orta
namaz [ikindi namazı] tam ortada olabilsin. Yani ortadaki namaz ikindi olduğuna
göre, ondan önce iki namaz, ondan sonra da iki namaz bulunduğu meydana çıkar.
Diğer âyetlerdeki namaz vakitleri de dikkate alınınca, namaz vakitlerinin beş
olduğunda hiç şüphe kalmaz.
(Gündüzün iki tarafında, gecenin de yakın saatlerinde dosdoğru namaz kıl. Çünkü
güzellikler kötülükleri [günahları] giderir. Bu, iyi düşünenlere bir öğüttür.)
[Hud 114]
Gündüzün iki tarafındaki namazlar sabah, öğle, ikindi; gecenin yakın
saatlerindeki namazlar da akşam ve yatsı namazlarıdır. (Medârik)
Burada Hasenat = Güzelliklerden murat beş vakit namazdır. (Medârik,
Beydavi)
Kitap ve Sünnet’ten sonraki delil İcma’dır. Peygamber efendimiz, Eshab-ı
kiram ve onlardan sonra bugüne kadar gelen bütün âlimler, beş vakit namaz
kılmış, bu hususta kesin bir icma hâsıl olmuştur.
İslam âlimleri de, beş vakit namazın nasıl kılınacağını kitaplara yazmışlar,
böylece Kıyas-ı fukaha ile de namazın beş vakit olduğu sabit olmuştur.
İki vakit yeter mi?
Sual: Bir yerde şöyle bir hadis okudum:
(Meşhur İslam âlimlerinden İmam Ahmed b. Hanbel ve Ebu Davud’un
rivayetlerine göre beş vakit namaz kılmaya vakit olmadığını söyleyip “Bana öyle
bir şey emret ki yaptığım zaman yeterli olsun” diyen Fudale’ye Hazret-i Muhammed
sabah ve ikindi namazlarına devam etmesini, iki vakti kılmasının ona yeterli
olacağını söylemiştir.)
Yukarıda bildirilen hadis doğru mu?
CEVAP
Böyle bir ifadeye rastlamadık. Uydurma olma ihtimali vardır; çünkü İslam
âlimleri Hazret-i Muhammed demez. Bunu genelde yabancılar söyler. Ayrıca bu
ifade, aşağıda bildirilen sahih hadislerin hepsine aykırıdır. Bir vakit namazı
kasten terk etmek çok büyük günahtır. Böyle bir hadis varsa eğer, bu olay beş
vakit namaz farz olmadan önce vuku bulmuş olabilir; çünkü Miracdan önce, yalnız
sabah ve ikindi namazı vardı. Hac, namazdan on yıl sonra farz oldu. Mesela şu
hadis-i şerifte, hac’dan hiç bahsedilmiyor:
Saçları dağınık biri [belki de İslamiyet’i öğrenmek için] gelip, Resulullaha
sordu:
(- Ya Resulallah İslam nedir?
- Günde beş vakit namaz kılmaktır.
- Beşten fazla değil mi?
- Hayır, nafile kılmak isteyen kılabilir. Bir de yılda bir ay ramazan orucu
vardır.
- Bundan başka, oruç yok mu?
- Nafile olarak tutmak isteyen tutabilir. Bir de zengin için malının zekâtı
vardır.
- Bundan fazlası var mıdır?
- İsteyen nafile olarak sadaka verebilir.
- Vallahi ne fazla, ne de bundan noksan yaparım.
- Bunları yapan kurtuluşa erer.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai]
Yahut sırf o söylenen şahsa ait özel bir durumdur, namaza alışana kadar ona
öyle denmiş olabilir; çünkü o zaman din yeni geldiği için, özel olaylar
olabiliyordu. Mesela buna benzer bir olay şöyle idi: Bir genç, (Ya
Resulallah, yalan, zina ve içkiyi bırakamıyorum. Ne buyurursunuz?) dedi.
Resulullah efendimiz, (Yalanı benim için bırak) buyurdu. O genç, kabul
edip gitti. Daha sonra, diğer iki günahı işlemek isteyince, (Bu günahları
işleyip Resulullahın karşısına çıkınca, "işlemedim" desem yalan olur.
Eğer “işledim” dersem, beni cezalandırır) diye düşündü. Diğer iki
günahtan da vazgeçti.
Namazın beş vakit olduğuna dair hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir:
(İslam beş şey [temel] üzerine kuruldu:
1- Allah’a ve Muhammed aleyhisselamın Onun resulü olduğuna inanmak,
2- Her gün beş vakit namaz kılmak,
3- Senede bir kere malının kırkta birini Müslüman olan fakirlere zekât vermek,
4- Ramazan-ı şerif ayında her gün oruç tutmak,
5- Mekke’ye giderek, ömründe bir kere hac etmek.) [Buhari, Müslim, Tirmizi,
Nesai]
(Beş vakit namaz kılanın hâli, evinin önünden akan suda beş defa yıkanan
kimse gibidir. Nasıl böyle bir kimse kirden temizlenirse namaz kılan da küçük
günahlardan öyle temizlenir.) [Buhari, Müslim, İ.Ahmed, Beyheki, Darimi,
Taberani]
(Hazret-i Cebrail inip, bana imamlık yaptı ve kendisi ile birlikte beş vakit
namazı kıldım ve beş vakit namazla emrolundum.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud,
Nesai]
(Farz olduğuna inanıp, rükû, sücud, abdest ve vakitlerine riayet ederek beş
vakit farz namaza devam edene Cennet vacib, Cehennem haram olur.) [Taberani]
(Beş vakit namazı, ilk tekbire yetişerek kırk gün cemaatle kılana Cennet
vacibdir.) [Ebu Ya’la]
(Allah’tan korkun, beş vakit namazı kılın, [Ramazan ayında] oruç tutun,
mallarınızın zekâtını, isteyerek verin, âmirinize itaat edin, böylece Rabbinizin
Cennetine girin.) [Tirmizi]
(Allah için ibadetinizi ihlâslı yapın. Beş vakit namazı kılın, gönül hoşluğu ile
malınızın zekâtını verin, Ramazan orucunu tutun, Hacca gidin, böylece Rabbinizin
Cennetine girersiniz.) [Taberani]
(Allahü teâlânın ilk farz kıldığı şey beş vakit namazdır. İlk ortadan kalkacak
olan da yine beş vakit namazdır. İlk sorgu da beş vakit namazdan olacaktır.)
[Hâkim]
(Kıyamette herkes korku içinde iken korkmayan üç grup insandan biri, sırf Allah
rızası için, her gün beş vakit namaza çağıran müezzindir.) [Taberani]
(Allahü teâlâ beş vakit namazı emretti. Güzel abdest alıp, bunları vaktinde
kılanı, rükû ve huşularını tamam yapanı affedeceğine söz verdi. Bunları yapmayan
için söz vermedi. Onu dilerse affeder, dilerse azap eder.) [Ebu Davud, İbni
Mace, Nesai, İ.Malik, İ.Ahmed]
(Beş vakit namaz, güzelce kılan için kıyamette nur, delil ve kurtuluş olur.)
[İbni Nasr]
(Allahü teâlâ buyurdu ki: “Beş vakit namazı farz kıldım. Şartlarına uyarak,
vaktinde kılanı Cennete koyacağıma söz verdim. Kılmayana verilmiş bir sözüm
yoktur.”) [İbni Mace, Ebu Davud]
(Beş vakit namaz ve Cuma namazı, gelecek Cumaya kadar ve Ramazan orucu, gelecek
Ramazana kadar yapılan günahlara kefarettir. Büyük günah işlemekten sakınanların
küçük günahlarının affına sebep olur.) [Müslim, İ.Ahmed]
(Mirac gecesi, 50 vakit namaz farz oldu. Sonra beş vakte indirildi.)
[Buhari, Müslim, İ.Ahmed]
(Allahü teâlâ buyurdu ki: Bende söz ve hüküm asla değiştirilmez. Bu beş vakit
namaz karşılığında elli vakit namaz sevabı vardır.) [Buhari, Müslim,
Tirmizi, Nesai]
(Bir kadın, beş vakit namazı kılar, orucunu tutar, kendini yabancılardan korur
ve kocasına itaat ederse, Cennete istediği kapıdan girer.) [İbni Hibban]
(Beş vakit namazı terk eden, Allahü teâlânın hıfz ve emanından mahrum olur.)
[İbni Mace]
(Herkes bozulunca, beş vakit namazı cemaatle kılana her gün yüz şehid sevabı
yazılır.) [İ.Nasr]
(Beş vakit namazı cemaatle kılan, Sırat köprüsünü şimşek gibi geçer.)
[Taberani]
(Beş vakit namazı kılan, Ramazan orucunu tutan, zekât veren ve büyük günahlardan
sakınan herkese, kıyamette, Cennetin sekiz kapısı açılır. Dilediği kapıdan
girer.) [Hâkim]
(Beş vakit namazlardan sonra yapılan dua kabul olur.) [Buhari]
(Beş vakit namaza devam edin, çünkü küçük günahlara kefaret olur.)
[Taberani]
(Kitab ehli olan bir kavme vazifeli olarak gittiğin zaman, önce, Allah’tan başka
ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resulü olduğuna şehadet etmeye davet et.
Bunu kabul ederlerse, Allah’ın günde beş vakit namazı farz kıldığını haber ver.
Bunu da kabul ederlerse, Allah’ın kendilerine zenginlerinden alınıp fakirlerine
verilen bir sadakayı [zekatı] farz kıldığını söyle.) [Buhari, Müslim, Ebu
Davud]
(Beş vakit namazı kılan, Ramazan orucunu tutan, zekâtını veren ve yedi büyük
günahtan kaçan kimseye, Cennetin bütün kapıları açılıp, “Selamet ve emniyet
içinde gir” denilir.) [Nesai]
Üç vakit kılmak
Sual: Abduhçu biri, (Kur’anda beş vakit ifadesi geçmez, ama
Peygamber, hayatı boyunca beş vakit namaz kılmıştır. Bu bakımdan 5 vakit namaz
kılmak suç sayılmadığı gibi üç vakit kılmak da caizdir) diyor. Bu kimse,
Resulullahın Kur’ana aykırı olarak mı beş vakit kıldığını söylemek istiyor?
CEVAP
Kur’an-ı kerimde 5 vakit namaz bildirilmemiş de, Resulullah efendimiz
kendiliğinden mi 5 vakit kıldı? Bir hadis-i şerifte şöyle buyuruyor:
(Miraca çıktığım gece, beş vakit namazla emrolundum.) [Buhari, Müslim]
Hâşâ Resulullah efendimiz, (Beş vakit namazla emrolundum) diye yalan
mı söylüyor?
Din düşmanı istediğini söyleyebilir, zaten maksadı dini bozmak ve yıkmak;
ama bir Müslümana, bunlarla dostluk kurmak, sözlerine itibar etmek hiç yakışır
mı? Dinini, din düşmanlarının şu veya bu maske altında yazdığı kitaplardan
öğrenmek, hiç uygun olur mu?