Cerrahî tıp dallarında kazıma işlemi için kullanılan “küretaj” kelimesi, nisaiye (kadın hastalıkları ve doğum bilimi)de “kürtaj” olarak geçer. İşlem, teşhis veya tedâvi maksadı ile rahim içyüzeyinin kazınması veyahut 12 haftaya kadar olan gebeliklerin sona erdirilmesi için yapılır ise de halk arasında daha çok ikinci mânâsı bilinir. 12 haftayı aşan gebeliklerde bu metod zor ve daha risklidir. Bu zamanı aşan hallerde gebeliğin sona erdirilmesi gerektiğinde başka tıbbî ameliyelere başvurulur.
Kürtaj lafzı altında esas olarak iki işlem incelenir. Bu işlemler ve prensipleri kısaca şöyledir:
Hastaya lokalden genele kadar değişebilecek anestezi öncesi ön hazırlıkları uygulanır. Bunun gâyesi hastanın sakinleştirilmesi ve ayrıca anestezi komplikasyonlarının azaltılmasıdır. Hasta kan grubuna uygun kâfi kan, ameliye öncesi ihtiyaten hazır bulundurulmalıdır. Tıbbî müdahale ile kürtaj yapılır.
Komplikasyonları: Kürtaj esnasında rahim ağzı yırtılabilir, rahim delinebilir ve takiben kanama, karın zarı iltihabı, barsakların zedelenmesi, genital enfeksiyon gelişebilir.
Aspirasyon kürtaj: İki tip uygulama vardır.
a) Uygun hazırlıkları takiben elektrikli veya mekanik bir vakum kaynağına hortumla bağlı boru tarzındaki küretle gebelik mahsülünün içinde bulunduğu amniyon kesesi delinir ve içindeki mayi vakumla emilir. Cenin ise, özel pensle çıkarılır. Bilahare içeride kalan artıklar tekrar vakuma bağlı küretle kazınır ve emilir. Dünyada yaygın olarak kullanılan bir metottur. İşlemi takiben enfeksiyon çok nadirdir. 3-5 gün hafif kanama olması genelde normaldir. Az rastlanmakla birlikte bu ameliyede de rahim delinmesi ihtimali her zaman vardır.
b) Karmen aspirasyon: Büyük bir kaynağa ihtiyaç göstermeksizin özel surette yapılmış enjektör tarzı bir aletle vakum gücü temin edilir. Bunun ucuna takılan boru tarzında polietilen kanüllerle bir öncekine benzer işlem tatbik edilir. Bütün dünyada son yıllarda hızla yaygınlaşan bir metottur.
Kürtajı kimler yapabilir?: Kürtaj için her hâlûkârda bir kadın hastalıkları ve doğum mütehassısının mesuliyeti aranır. 10 haftayı doldurmayan gebeliklerde bir mütehassıs veya onun mesuliyeti altında, S. ve S.Y. B.’nin ehliyet (yeterlilik) belgesini hâiz bir pratisyen hekim tarafından hastâne veya uygun mahallerde yapılabilir. 10 haftayı aşan gebeliklerde ise kürtaj sâdece mütehassıs hekim veya hekimlerce hastâne şartlarında yapılır.
Kürtajın kânûnî yönü: Memleketimizde kürtaj ile ilgili kânûnî hükümler 27 Mayıs 1983 târihli 18059 sayılı ResmiGazete’de yayınlanan 2827 numaralı “Nüfus Planlanması Hakkında Kânun”la tesbit edilmiştir.
Bu kânuna göre:
Madde 2’den: Gebelik sonlandırılması, devletin gözetim ve denetimi altında ve sâdece kânunun öngördüğü hallerde yapılabilir.
Madde 5’ten: Gebeliğin 10’ncu haftası doluncaya kadar annenin sıhhati açısından tıbbî bir mahzur olmadığı takdirde istek üzerine rahim tahliye edilir.
Gebelik müddeti 10 haftadan fazla ise ancak gebelik annenin hayâtını tehdit ettiği veya edeceği veya doğacak çocuk ile onu tâkip edecek nesiller için ağır maluliyete sebeb olacağı hallerde nisaiye ve ilgili daldan bir mütehassısın mâzereti raporları ile rahim tahliye edilir.
Hayâtı tehdit eden acil hallerde durumu tesbit eden yetkili hekim rahimi tahliye eder. Ancak mümkünse ameliye öncesinde, değilse en geç 24 saat sonrasında durumu ilgili makamlara bildirmeye mecburdur.
Gebelik sonlandırılmasında izin: Madde 6’dan: Müdahale gebe kadının iznine, evli ise ilâveten eşinin rızasına, küçüklerde küçüğün rızası ve velinin iznine, vesayet altında bulunup da reşit veya mümeyyiz olmayan kişilerde reşit olmayan kişinin ve vasinin rızası ile birlikte sulh hakiminin izin vermesine bağlıdır. Ancak akıl maluliyeti bulunan gebe kadının rahim tahliyesi için kendi rızası aranmaz.
İzin almanın zamana ihtiyaç gösterdiği hayâtı veya hayâtî bir organı tehdit eden âcil hallerde izin şart değildir.
Kürtajın sosyal yönü: Kürtaj tıbbî zaruretler dışında bütün dünyada sosyal bir problemi yansıtır. Mevzuun serbestlik kazandığı ülkeler yanında, tartışmalı olduğu ülkeler de vardır. Meşru veya gayrimeşru gebeliklerin sonlandırılmasında sıklıkla başvurulmaktadır. Kürtaj talep eden kadın, kendince pekçok sebep görebilir. Bunların başlıcaları sosyo-ekonomik sebepler ve gebeliğin istenmeden veya gayrimeşru gelişmesidir.
Çeşitli engellerle kürtaj imkânına ulaşmamış binlerce kadının akla hayâle gelmeyecek gayri sıhhî usûllerle gebeliğini kendi kendine sonlandırma gayreti ve gelişen ağır hastalık tablosu sonucunda hayâtını kaybettiği de çok acı bir gerçektir. Kânûnî, tıbbî, dînî, ahlâkî ve sosyo kültürel yönden uygun hallerde kürtaj uygulaması bu ölümlere belki nisbî bir çözüm getirebilecektir. Çünkü, gayri sıhhî düşük gayretlerine daha çok sosyal veya mesâfe îtibârıyla zaten hekime uzak olan yerlerde rastlanmaktadır.
Kürtajın dînî yönü: İslâm dîninde özürsüz çocuk düşürmek, her hâlinde haramdır, yasaktır. Hele fakirlikten korkarak, ana rahmindeki çocuğu öldürmek, haksız yere cana kıymak olduğu gibi, evlat hakkını da tanımamaktır ve her ikisi de büyük günahtır. Çocuk aldırmak da böyledir.
Ananın veya süt emen diğer çocuğun ölümüne sebeb olan bir özür varsa, uzuvları teşekkül etmeden çocuk düşürmek câiz olur. Bunun için birkaç gün içinde tesirini gösteren, reçete ile satılan zararsız ilâçlar cilt altına veya adaleye şırınga edilmektedir. Uzuvlar, ortalama 120 günde teşekkül eder. Canlı çocuğu almak da, aldırmak da haramdır. Çocuk olmaması için önceden tedbir alınabilir.
İslâmiyette fakirlikten dolayı iyi bakamamak, besleyememek korkusu, çocuk düşürmek için özür olmaz. Din bilgilerinin öğrenilmesinin yasaklanması sebebiyle bu memleketlerde yaşayan Müslümanların çocuklarına din bilgisi öğretememek, İslâm terbiyesi ile yetiştirememek korkusu özür olur.