Sual: İslam ülkelerinde doğan çocuk, dinini kolayca öğrenip Cennete
gidiyor. Gayrimüslim ülkelerdeki çocuklar ise bundan mahrum kalıyor. Müslüman
olarak yetişmediği için Cehenneme gidiyor. (Kâfir ülkelerde yaşayanlara bir
haksızlık olmuyor mu? Bu Allah’ın adaletine uygun mu) diyenlere nasıl cevap
vermek gerekir?
CEVAP
Adalet ve ihsanı karıştırmamalıdır! Allahü teâlâ, her ülkede yaşayan kulları
için, adaleti fazlası ile yapmıştır. Yani akıl-baliğ olmadan ölen kâfir
çocuklarını Cehenneme sokmayacaktır.
Büluğa erdikten, yani evlenecek çağa geldikten sonra, Muhammed aleyhisselamın
dinini duymadan ölen kâfirlere de azap yapmayacaktır.
Bunlar, İslam dinini, Cenneti, Cehennemi işittikten sonra, merak etmez, öğrenmez
ise, inat edip inanmazsa, o zaman azap görecektir.
(Büluğ çağına giren, ana-babanın, çevrenin yapmış olduğu eski etkilerin altında
elbette kalır) denilemez.
Eğer kalsaydı, yıllardır İslam ülkelerinde, İslam terbiyesi altında yetişen
yüzlerce Müslüman evladı, İslam düşmanlarının yalanlarına, iftiralarına
aldanmaz, dinsiz, din düşmanı olmazdı. Bunlar, büluğa erince, hatta kırkından
sonra, hoca-hafız olanları bile, dinden çıkıyor, din düşmanı oluyor ve din
düşmanlığında önderlik yapıyorlar. Ana babasına, komşularına ve akrabasına,
yobaz, gerici diyerek alay ediyorlar.
Bu pek acı misaller, ana-baba terbiyesinin etkisinin devamlı olmadığını açıkça
göstermektedir. Bunun içindir ki, bugün dinden çıkmak, bütün dünyayı saran bir
afet halindedir. Diğer taraftan, birçok kâfirlerin, ilim, fen adamlarının
Müslüman olduğunu çoğumuz görüyoruz.
Pek az olsa da, dinini değiştirmeyenlerin bulunması, ana babanın verdiği
terbiyenin etkisinin, bazen de devamlı olduğunu gösteriyor denirse, bir çocuğun
Müslüman evladı olması, İslam terbiyesi ile yetişmesi, Allahü teâlânın bir
ihsanıdır. Kâfir çocuklarına bu ihsanı yapmıyor; fakat kimseye ihsan yapmaya
mecbur değildir.
İhsan yapmamak zulüm olmaz. Mesela, bakkaldan bir kilo pirinç alsak, tam bir
kilo tartması adalet, noksan tartması ise zulüm olur. Biraz fazla vermesi ise
ihsan olur. Bu ihsanı istemek, kimsenin hakkı değildir.
Allahü teâlânın İslam terbiyesi ile yetiştirmesi, büyük ihsandır. Dilediğine
ihsan eder. Kâfir çocuklarına bu ihsanı yapmaması zulüm, haksızlık olmaz. İhsan
ettiği kimseler kâfir olursa, bunların cezası da, daha çok olur. (Seadet-i
Ebediyye)