Şam'da yetişen âlimlerin en büyüklerinden, Osmanlıların en meşhur fıkıh
âlimlerindendir.
1784’de Şam'da doğdu. Silsile-i aliyye büyüklerinden Mevlana Halid-i Bağdadi
hazretlerinin sohbeti ile şereflenmiştir.
Küçük yaşta Kur'an-ı kerimi ezberledi. Bir müddet babası ile birlikte, ticaretle
meşgul oldu. Bu sırada bir taraftan da Kur'an-ı kerimi okumaya devam ediyordu.
Fen ve sosyal ilimlerin yanı sıra; tefsir, hadis ve fıkıh ilimlerini de öğrendi.
Hocası Mevlana Halid-i Bağdadi hazretlerinin tavsiyesi üzerine, Şafii
mezhebinden, Hanefi mezhebine geçti.
Daha 17 yaşındayken, fıkıh kitapları üzerine haşiye ve şerhlerle açıklamalar
yaptı. Kıymetli eserler yazmaya başladı. Fıkıh ilminde olduğu gibi, hadis
ilminde de mahir idi. Şam'da bulunan muhaddis Kuzberi hazretlerinden icazet
aldı. İlim dallarında o kadar yükseldi ki, daha hocaları hayattayken büyük bir
şöhrete kavuştu.
Zahir ilimlerini öğrendikten sonra, kelam ve tasavvuf ilimlerini de zamanın en
büyük âlimi ve tasavvuf ehli, Mevlana Halid-i Bağdadi hazretlerinden öğrendi.
Onun mübarek sohbeti ile kemâle geldi.
İbni Âbidin hazretlerinin dine uymaktaki halleri meşhurdur. Haram, mekruh ve
şüphelilerden kesinlikle uzak durur, mubahları çok az kullanır, ibadetlerinde
sünnetlere, müstehaplara, edeplere uymakta son derece titiz davranırdı.
Beş vakit namazda; ettehiyyatüyü okurken, sağ tarafa selam verirken Resulullah
efendimizi baş gözü ile görürdü. Göremediği zaman o namazı yeniden kılardı.
Bir gece rüyada Hazret-i Osman'ın vefat ettiğini ve Cami-i Emevi'de namazını
kendisinin kıldırdığını gördü. Sabahleyin hocası Mevlana Halid-i Bağdadi
hazretlerine bu rüyayı anlatınca, o da; "Allahü teâlâ bilir ki, ben yakında
vefat ederim, sen benim cenaze namazımı Cami-i Emevi'de kıldırırsın. Çünkü ben,
Hazret-i Osman'ın torunlarındanım" buyurdu.
Aradan birkaç gün geçince mübarek hocası vefat etti. Namazını İbni Âbidin
hazretleri kıldırdı.
1836’da 54 yaşında Şam'da vefat etti. Çok kitap yazdı. En meşhur eseri
Redd-ül-Muhtar isimli kitabıdır. Bilhassa bu eseriyle tanınmıştır. Bu
kitabı, Dürr-ül-Muhtar kitabına yaptığı beş ciltlik haşiyesidir. Bu haşiye, İbni
Âbidin ismiyle meşhur olmuştur. Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye kitabının
büyük kısmı bu kıymetli eserden, yani İbni Âbidin’den alınmıştır.
Mevlana Halid-i Bağdadi hazretleri kendisine yazdığı bir mektupta, (Her sözü
senet olan büyük âlim Mevlana Muhammed Emin Âbidin'e en güzel dualarımı ve en
latif övgülerimi bildiririm. Yazdığınız pek kıymetli eserlerle İslam âlemine
yaptığınız büyük hizmet için, pek çok dualara mazhar oldunuz) buyurmaktadır.
Dört mezhebin inceliklerine vakıf, derin âlim, kâmil veli Seyyid Abdülhakim
efendi hazretleri; "Hanefi mezhebindeki fıkıh kitaplarının en kıymetlisi, en
faydalısı İbni Âbidin'dir. Her sözü delil, her hükmü senettir" buyurdu. Seadet-i
Ebediyye, bu bakımdan da, çok kıymetli eserdir.