Sual: Hadis-i şerifte, Allah’a şirk koşmanın dışında küfre sokan bir
günah olmadığı bildiriliyor. Bilindiği gibi, şirkten yani Allah’a ortak
koşmaktan başka küfre düşürücü günahlar vardır. O halde, bu hadis-i şerifteki
şirk ne demektir?
CEVAP
Şirk, Allahü teâlâya ortak yapmak, benzetmek demektir. Benzeten kimseye
müşrik denir. Küfrün çeşitleri vardır. Hepsinin en kötüsü, en büyüğü
şirktir. Bir şeyin her çeşidini bildirmek için, genelde, bunların en büyüğü
söylenir. Bunun için, âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerde bildirilen şirk, her
cins küfür demektir.
Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allahü teâlâ, şirki [her çeşit küfrü] asla affetmez ve şirkten başka
olan [büyük küçük bütün] günahları dilerse affeder.) [Nisa 48]
Bir kâfir, bir kelime-i tevhid söylemekle mümin olduğu gibi, bir mümin de, bir
söz söylemekle kâfir olur. Küfre düşürücü söz kullananın imanı gider de haberi
olmaz. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Öyle bir zaman gelir ki, kişinin imanı gider de haberi olmaz. Halbuki ondan,
gömleğin çıktığı gibi, iman çıkmış olur.) [Deylemi]
Küfre düşenin bütün ibadetlerinin sevapları yok olur, tevbe ederse, geri gelmez,
ayrıca, nikahını da yenilemesi gerekir. Tevbe etmek için, yalnız Kelime-i
şehadet söylemeleri kâfi değildir. Küfre sebep olan o şeyden de tevbe etmeleri
gerekir. Küfre düştüğü şeyleri bilmiyorsa, bilip bilmediğim bütün küfür söz ve
işlerden tevbe ettim demesi yeterlidir.
Berika ve Hadika’da ve Mecmaul-enhür’de diyor ki:
(Erkek veya kadın, bir Müslüman, âlimlerin sözbirliği ile küfre sebep olacağını
bildirdikleri bir sözün veya işin küfre sebep olduğunu bilerek, amden [yani
tehdit edilmeden, istekle] veya başkalarını güldürmek için söyler, yaparsa,
manasını düşünmese dahi, imanı gider. Mürted olur. Buna Küfr-i inadi
denir. Eğer bunun küfre sebep olduğunu bilmeyip, amden söyler, yaparsa, yine
mürted olur. Buna Küfr-i cehli denir. Çünkü, her Müslümanın, bilmesi
gereken şeyleri öğrenmesi farzdır. Bilmemesi özür değil, büyük günahtır. Küfr-i
inadi ve küfr-i cehli ile mürted olanın, nikahı bozulur. Zevcesinden vekalet
alarak, iki şahit yanında veya camide cemaat ile (Tecdid-i nikah) yapması
gerekir. İkiden fazla tecdid için (Hulle) lazım olmaz. Küfre sebep olan sözü,
hata ederek [yani amden olmayıp, yanılarak] veya tevilli olarak veya ikrah
[tehdit] edilerek söylerse, mürted olmaz ve nikahı bozulmaz. Küfre sebep olması,
âlimler arasında ihtilaflı olan bir sözü amden söyleyen mürted olmaz ise de,
bunun tevbe ve istiğfar etmesi ve tecdid-i nikah yapması ihtiyatlı olur.)
(Her iki halde de küfre girenin önceki ibadetleri yok olur. Tevbe ederse, geri
gelmez. Zengin ise tekrar hacca gitmesi gerekir. Önce eda ettiği namaz, oruç
veya zekâtları kaza etmez. Fakat küfre düşmeden önce yapmadığı ibadetleri kaza
eder. Tevbe için yalnız kelime-i şehadet söylemek yeterli değildir. Küfre sebep
olan şeyden de tevbe etmesi gerekir. Küfre sebep olan sözü, hata ederek,
yanılarak veya tevilli olarak söyleyen veya küfrü gerektirdiği âlimler arasında
ihtilaflı olan bir sözü bilerek söyleyen küfre girmez. Fakat tecdid-i iman
etmesi iyi olur.)