Sual: (Peygamber tanrı değil ya, o da insan) veya (Âlimler de peygamber değil ya, onlar da insan, mesela İmam-ı a’zam da hata eder) demek doğru mudur?
CEVAP
Kötülemek maksadıyla söylenen böyle sözler, doğru da olsa yanlıştır. Bu konuda söylenenlerden bazı örnekler verelim:

1- (Peygamber, Allah’ın helal ettiğini haram edemez) deniyor. Sanki Peygamber efendimiz, böyle bir şey yapıyormuş intibaı [izlenimi] verilmeye çalışılıyor.

2- (Peygamber de, Allah’ın sözlerini değiştiremez)
deniyor. Sanki böyle bir şey yapılıyormuş fikri verilmek isteniyor.

3- (Peygamber de insandır, ona tapılmaz)
deniyor. Sanki tapan varmış gibi, Resulullah’ı ve onun yolunda olanları küçültmeye çalışıyorlar.

4- (Peygamber de insandır; tanrı değil ki, o da yanılabilir)
deniyor. Evet, Peygamberimiz de insandır; fakat insanların ve Peygamberlerin en üstünüdür; seyyid-ül beşerdir [insanların efendisidir]. Dini hükümlerde yanılma olmaz; çünkü ictihadla söylediklerinde yanılma olursa, derhal vahiyle düzeltilir, yanlış üzere kalmaz. (Yanılabilir) denilerek, dini hükümlere gölge düşürmeye çalışılıyor.

5- (Peygamber de gaybı bilmez)
deniyor. En çok istismar edilen de budur. Resulullahın gaybı bilmemesi, devamlı değildir. Bir gün Resulullahın devesi kayboldu. Münafıklar bunu fırsat bilip, (Hani göklerden, Cennetten, Cehennemden bahsediyordu. Kaybolan devesinin yerini bile bilmiyor) dediler. Münafıkların bu sözü Resulullah’a ulaşınca, (Vallahi ben ancak Rabbimin bana bildirdiklerini bilirim. Başkasını bilmem. Şu anda Rabbim, bana devemin nerede olduğunu bildirdi. Devem, şu anda falanca yerdedir) buyurdu. (Mevahib-i ledünniyye)

Tarif edilen yere gidip, deveyi bir ağaca bağlı olarak buldular. Kur’an-ı kerimde de gaybı ancak Allahü teâlânın bildiği; fakat dilediği Peygamberlere de bildirdiği beyan edilmektedir:

(Allah size gaybı bildirmez; fakat resullerinden dilediğini seçip onlara gaybı bildirir. Onun için, Allah’a ve resullerine iman edin. Eğer iman edip
[günahlardan] sakınırsanız size çok büyük bir mükâfat vardır.) [Âl-i İmran 179]

(Allah gaybı herkese bildirmez; ancak dilediği
[mucize olarak bildirdiği] resul bundan müstesnadır; çünkü her peygamberin önünden ve ardından gözcüler [melekler] salar.) [Cin 26, 27]

Bu âyet-i kerimelere rağmen, (Peygamber gaybdan haber veremez) demeleri kasıtlıdır. Kur’an-ı kerime inanır gibi görünmeleri, batıl davaları içindir.

6- (Hadisler mucize değil; ama veciz sözlerdir)
deniyor. Hadis-i şeriflerin lafızları, âyet-i kerimeler gibi mucize değildir; fakat Peygamber efendimizin dine ait sözleri vahiy mahsulüdür. Gelecekte olacak şeyleri bildirmiş, birçok mucize söz söylemiştir. Mesela, kıyametin büyük ve küçük alametlerini bildirmiş, küçük alametlerin çoğu meydana çıkmıştır. Bunlar mucizedir. Mezhepsizler daha ileri giderek, (Kur’an varken sünnete ihtiyaç yok!) diyorlar. Böylece hadis-i şerifleri inkâra kalkışıyorlar. Hâlbuki Kur’an-ı kerimin birçok yerinde, (Allah’a ve Resulüne tâbi olun, itaat edin!) buyuruluyor. Üç âyet-i kerime meali:

(Allah’a ve Onun ümmi nebi olan Resulüne iman edin, Ona tâbi olun ki, doğru yolu bulasınız.)
[Araf 158]

(De ki, Allah’a ve Resulü’ne itaat edin!
[İtaat etmeyip] yüz çevirenler [kâfir olanlar], bilsinler ki, Allah, kâfirleri sevmez.) [Âl-i İmran 32]

(Allah ve Resulüne itaat edin.)
[Enfal 1]

Niçin, (Yalnız Allah’a itaat edin) denmiyor da, (Allaha ve resulüne itaat edin) buyuruluyor? Resulullahın bildirdiklerine uymak, haram ettiklerinden kaçmak, emrettiklerine tâbi olmak için böyle buyuruluyor. Bir hadis-i şerifte de buyuruluyor ki:
(Peygamberin haram kılması, Allah’ın haram kılması gibidir.) [Tirmizi]

Yalnız Allahü teâlâya değil, Resulüne de itaat edilmesi emrediliyor:
(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]

Demek ki, Resulullahın hadis-i şeriflerine uymak, Allah’a uymaktan başka değildir.

7- (Âlimler peygamber değil ki, onların da hatası olur)
deniyor. Böylece âlimlerin sözlerinde hata vardır, onlara uymak gerekmez gibi bir intiba verilmeye çalışılıyor. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:

(Âlim, ictihadında hata ederse bir, isabet ederse iki sevab alır.)
[Buhari]

O halde, âlimin hatası da dinde senettir. Onun hata ettiği de, bizce bilinemeyeceği için, Resulullahın varisleri olan âlimlerin hata ettiğini söylemek yanlış olur. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ulema, enbiyanın vârisidir.) [Tirmizi]

Âlimlerin sözleri dinde senet ki, Kur’an-ı kerimde onlar övülüyor:

(Verdiğimiz bu misalleri ancak âlim olanlar anlar.)
[Ankebut 43]

(Bilmiyorsanız âlimlere sorun.)
[Nahl 43]

(Allah’tan en çok korkan âlimlerdir.)
[Fatır 28]

Peygamberlerin vârislerine dil uzatmak, vârisin sahibi olan Peygambere dil uzatmak olur.