Sual: Uzun emelin dindeki yeri nedir?
CEVAP
Peygamber efendimiz, üç tane çubuk aldı. Birini önüne, birini de yanına
dikti. Diğerini de uzaklara attı. Sonra, (Bu çubuk insan, yanındaki de eceli,
uzaktaki ise emelidir. İnsan emellerinin peşinde koşar; fakat eceli onu yakalar,
emeline ulaşamaz) buyurdu.
Ölüm korkunç olduğu halde, insanların ölümden habersiz gibi yaşamaları, ölümü az
düşündüklerindendir. Hatta dünya zevkleri ile meşgul olan kalb ile düşününce
etkisi az olur veya hiç olmaz. Korkunç olan ölümün kolay geçmesi için, ölümü
hatırdan hiç çıkarmamak gerekir. Bunun için de, kendi arkadaşlarından kendinden
önce ölüp, çoluk çocuklarını, mallarını, dostlarını bırakarak toprak altına
girenleri düşünmelidir. Makam sahibi olanların etki ve yetkilerinin kalmadığı,
toprağın onları nasıl çürüttüğü, düşünülmelidir. Hayatta iken neler yapıyor,
nasıl konuşuyorlardı. Yapılacak birçok işi vardı. Ölümü unutup yaşıyorlardı.
Kimi malı ile kimi makamı ile, kimi gençliği ile gururlanıyordu. Ölüm bunları
ansızın yakaladı. Şimdi hepsi unutulup gitti, hayal oldu.
İşte bir kimse de, bunları düşünüp mezarlarını ziyaret ederek kendisinin de aynı
akıbete uğrayacağını bilirse, kalbi yumuşayabilir, dünyanın faydasız şeylerine
dört elle sarılmaktan vazgeçebilir.
Uzun emelli olmaktan sakınmalıdır. Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Cenneti isteyen, uzun emelli olmasın, dünya işleri ile uğraşması, ona ölümü
unutturmasın, haram işlemekte Allah’tan haya etsin!) [Berika]
(Allah’tan utanın! Başkalarına kalacak şeyleri toplamakla vaktinizi kaybetmeyin!
Kavuşmayacağınız şeyleri ele geçirmek için uğraşmayın; ihtiyacınızdan fazla bina
yapmakla hayatınızı harcamayın!) [Beyheki]
Azrail aleyhisselamla kardeş gibi görüşen Yakub aleyhisselam dedi ki:
- Senden bir ricada bulunacağım. Ecelim yaklaşınca bana haber ver!
- Sana birkaç haberci gelir.
Bir müddet sonra Hazret-i Azrail yine gelir. Hazret-i Yakub sorar:
- Ziyaretime mi geldin?
- Canını almaya geldim.
- Hani bana birkaç haberci gelecekti?
- Sana haberci gelmedi mi? Saçların ağarmadı mı? Vücudun zayıflamadı mı?
Dimdik duran belin bükülmedi mi?
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
İnsan öleceği zamanı bilseydi, aklı başından giderdi. İyi ki ölüm vakti
gizlendi. Eğer gaflet olmasaydı, hiç kimse bir işine bakmazdı. Gaflet ve uzun
emel, kötü olduğu kadar aynı zamanda iki büyük nimettir. Eğer bu ikisi
olmasaydı, müslüman sokakta yürüyemez hale gelirdi.
İnsan genelde ahmak olarak yaratılmıştır. Eğer her şeyi inceden inceye
düşünebilseydi, hiç kimse geçimi için çalışmazdı. Dünya, mamurluğunu, ahmakların
gafletine borçludur.
Ne gariptir ki, ölüm senin peşinde, sen ise dünyalık peşindesin.
Zahitlik, kaba kumaş giymek değil, uzun emeli bırakmaktır.
Ölüm boyna asılı, dünya ise sırtınıza yüklenmiştir. İnsan, kılıç, boynuna
vurulacak gibi ölüme hazır olmalıdır.
Her gün ölüme yaklaşmaktasın. Ecelin geldi denilmeden ölüme öyle hazırlıklı ol
ki, Azrail aleyhisselam gelince, (Az izin ver de, bende hakkı olanlarla
helalleşeyim, oğluma telefon edeyim, şu işimi şöyle yapsın, kiminde borcum var,
kiminde alacağım var. Bu işlerimi bir halledeyim) demek ihtiyacını hissetmemek
gerekir. Vasiyeti her zaman hazır bulundurmalıdır.
Dünyaya aldanan insan ve ipek böceği
Sual: Hadis-i şerifte (Dünya melundur) buyuruluyor. Dünya nedir?
CEVAP
Dünya, dinimizin yasakladığı haram ve mekruhlardır. Bunlara dalıp da ahireti
unutan aldanmıştır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Sonunu düşünmeyip dünyaya aldanan insan, ipek böceği gibidir. İpek böceği
kendine yuva örer ve sonunu bilmez. Sonra oradan çıkmak ister, çıkacak yer
bulamaz, ördüğü yuvasında ölür ve çalışması başkalarına yarar.) [Risale-i
Münire]
O halde haramlardan, mekruhlardan ve lüzumsuz mubahlardan sakınmak gerekir!
Haramlardan ve şüpheli şeylerden kaçarak helal kazanmalıdır. Ahir zamanda
bunlara dikkat eden az bulunur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ahir zamanda, helal para ile kendisine itimat edilen arkadaş az bulunur.)
[İ. Asakir]