Dini Konular
Ara

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Ehl-i sünnet âlimleri bize her şeyi bildirdiler, söylenmedik şey bırakmadılar; ama ilaç rafta kalır da, hasta bu ilacı kullanmazsa, suçu ilaca yüklemeye hakkımız olmaz.

Dinimize ait bir meseleyi öğretmek veya öğretmeye sebep olmak, yüz umre sevabından daha fazladır. Ehl-i sünnet itikadını anlatan bir kitabı başkalarına vermek, çok kıymetli bir iştir.

İlim, emanettir, mülk değildir. İlim ancak, anlatmakla mükellef olduğumuz, Allahü teâlânın bir nimetidir. Onu söylememekle ilme ihanet etmiş oluruz, Allah korusun. Dolayısıyla bu bir emanettir, mutlaka ehline bildirilmelidir.

İyilerle beraber olan, zarar etmez. Gül ağacının dibindeki çamura, gül kokusu siner. Gül tutan elde gül kokusu olur. Koku satan dükkâna giren koku sürünmese de yine kokulardan istifade eder.

Allahü teâlâ bir kuluna iki şeyi vermişse, başka şey istemeye hakkı yoktur:
1- Ehl-i sünnet itikadı,
2- Bir büyüğü tanıyıp ona şeksiz ve şüphesiz teslim olmak.

Sevgi itaattir. Kim Allahü teâlânın emirlerine ne kadar çok itaat ediyorsa, o kadar çok seviyor demektir. Kim Resulullah efendimizin emirlerine çok uyuyorsa, Peygamber efendimizi o kadar seviyordur. Kim ne kadar hocasının emirlerine itaat ediyorsa, o kadar hocasını seviyordur. Hiç itaat etmeden, (Ben onu çok seviyorum) demesi açıkça yalancılık olur.

Kumaş boyayı nasıl emerse, Peygamber efendimizi de bir kere gören, yandan gören, önden gören, gözleri görmüyorsa sesini işiten, kumaşın boyayı emip başka renge büründüğü gibi, başka bir insan olurdu. Artık o kumaştan nasıl o boya çıkmazsa, Eshab-ı kiramın bu özelliği de çıkmaz. Dolayısıyla Eshab-ı kiramın günah işlemesi, Eshab-ı kiramlık vasfını almaz, çünkü kumaş bir kere boyandı.

Medine-i münevvereden yayılan nurlar bazı istasyonlarda toplanır, birikir, o istasyonlardan yayılmaya devam eder. İmam-ı Rabbani hazretleri, Mevlana Halid-i Bağdadi hazretleri, Abdülhakim-i Arvasi hazretleri birer istasyondur. Nurlar buralarda birikip, tekrar buradan yayılır. Bu büyüklerin yolunda bulunanlar, bu büyükleri sevenler, bu büyüklere itaat edenler, yayılan bu nurlardan istifade ederler.

Bir kimse bir günlük itikâfa girse, Allahü teâlâ bunu Cehennemden üç hendek mesafesi uzaklaştırır. Bir Müslümana iyilik eden ise, on yıl itikâf sevabı alır. Bir hadis-i şerifte, (Din kardeşinin ihtiyacını karşılayana, on yıl itikâf sevabı verilir. Allah rızası için bir gün itikâf edenle Cehennem ateşi arasında üç hendek uzaklık vardır. İki hendek arası, Doğu ile Batı arası gibi uzaktır) buyuruldu.

Para, zehirli bir akrebe benzer. Helalinden kazanıp yerine sarf etmeyeni zehirler, öldürür.