Sual: Hıristiyanlar niçin Allah’a baba diyorlar. Bir de Peygamber
efendimizin dedelerinden olan Hazret-i İbrahim’in babasına kâfir denir mi?
CEVAP
Kur'an-ı kerimde, Hazret-i Yakub’a, (Baban İbrahim, İsmail ve İshak)
buyuruluyor. (Bekara 133) Bilindiği gibi, Hazret-i Yakub, Hazret-i İshak’ın
oğludur. Hazret-i İsmail amcası, Hazret-i İbrahim ise dedesidir. Demek burada,
amcaya da, dedeye de baba denmiştir. Hazret-i İbrahim’in babası Taruh olduğu
halde, amcası ve üvey babası Azer için Kur'an-ı kerimde (İbrahim’in babası)
ifadesi geçmektedir. (Enam 74)
Hazret-i Âdem'e baba dendiği gibi, Hazret-i Nuh’a da ikinci baba denmektedir.
Hadis-i şerifte, (Âdem ile Nuh arasında on baba vardır) buyuruldu.
(Taberani)
Resulullah, amcası Ebu Talib’e baba ve bunun hanımı Fatıma binti Esed’e
anne demiştir. Bu hadis-i şeriflerle sabittir. Türkistan’da, hürmet
edilen kimselere de baba denildiği, Reşehat kitabında yazılıdır. Çeşitli
milletlerde, amcaya, üvey babaya, kayınpedere ve yardımsever zatlara baba
demek âdettir. İnsanlara iyilik eden, onları himayesine alanlara mecaz olarak,
baba adam veya fakir babası denir.
Yaşlı kimselere de hürmeten baba denir. Eskiden tekke büyüğüne de baba
denirdi. Bektaşi babası gibi. Bugün çete başlarına mafya babası
denmektedir. Yaşlı kadınlara da, Ayşe ana, Fatma ana veya Hacı anne
dendiği meşhurdur. Böyle söylemekle, yani baba demekle, o kimse bizim
babamız olmadığı gibi anne dediğimiz kadın da annemiz olmaz. Bunlar
hürmet için söylenir. Yine yaşlı kimselere, bir akrabalığımız olmadığı halde,
Amca, dede, yaşlı kadınlara da, Teyze, nine deriz. Bunlar, gerçek
anlamda değil, bir saygı ifadesidir.
Kayınvalideye ve kayınpedere, Ana-baba demek ise pek normaldir. Ceddimiz,
kayınvalideye ve kayınpedere, Hanım anne, Bey baba da demişlerdir. Hakiki
ana baba ile karışmamaları için böyle söylemek daha iyidir. Bazı yerlerde
kayınvalideye Cici anne de diyorlar. Bunlar mubah âdetlerdir. Günah
olmayan âdetlere uymakta mahzur yoktur. Hatta mubah olan âdete uymamak şöhrete,
kalb kırmaya sebep olursa böyle âdetlere uymak gerekir. (Hadika)
Bugün bazı Hıristiyanlar, (Hepimiz Allah’ın çocuğuyuz. Allah hepimizin
babasıdır. İncillerdeki Baba ve oğul kelimelerini böyle anlamak
gerekir) diyorlar. Hıristiyanların çoğu ise, İncillerdeki baba kelimesini yanlış
anladıkları için, hâşâ Allahü teâlâya İsa’nın babası demişlerdir. İncillerde
baba, mübarek bir varlık ve oğul da sevgili bir kul demektir. Yani
maksat, üç tanrı değildir. Baba ve oğul kelimelerinin kullanıldığı yerlerden
çıkan mana şöyledir:
(Her şeyin hakimi ve maliki Allahü teâlâ, Hazret-i İsa gibi sevgili bir kulunu
insanlara peygamber olarak göndermiştir.)
İncillerin eski İbranice nüshalarından yanlış tercüme edildiğini söyleyenler
haklıdır. Zira İbranice’de Baba kelimesi, (Hürmete layık büyük bir
şahsiyet) manasına da gelmektedir. Bunun için Kur'an-ı kerimde, Hazret-i
İbrahim’in amcası olan Azer’e, (Azer denilen babası) denilmektedir. Oğul
kelimesi de İbranice’de, kendisine son derece bir sevgi ile bağlı bulunduğu bir
şahsı tasvir etmek için kullanılır. Matta İncilinin 5. babı, 9. âyetinde, (Ne
mutlu barışçılara! Onlara Allah’ın oğlu denecektir) deniliyor. Burada Oğul
kelimesi, (Allah’ın sevgili kulu) demektir. O halde, hakiki İncilde Baba,
mübarek bir mevcut ve oğul da sevgili bir kuldur.
Netice:
İncillerde oğul tabiri, herkes için geçmektedir. Mesela Matta’nın
yazdığı İncilde deniyor ki:
(Ne mübarektir barışçılar, çünkü onlar Allah’ın evladı diye anılacaklardır.)
[5/9]
(Göklerde olan babanın evladı olasınız.) [5/45]
Eğer baba ve oğul olmak Hazret-i İsa hakkında gerçek anlamda ise, insanlar
hakkında da, gerçek anlamda olur. Sadece Hazret-i İsa değil, bütün insanlar
Allah’ın oğlu olur. Eğer baba tabiri insanlar için mecaz ise, Hazret-i İsa için
de mecaz demektir.