Dini Konular
Ara

Sual: Din kitaplarında, (Allahü teâlâ, Adem aleyhisselamdan beri, her bin yılda, bir Peygamber vasıtası ile, insanlara bir din gönderdi. Bu Peygamberlere Resul denir. Her asırda, en temiz bir insanı Resul yaparak, bunlar ile dinleri kuvvetlendirdi. Resullere uyan bu Peygamberlere Nebi denir) dendiği halde, neden Hazret-i İsa ile Peygamberimiz arasında bin yıl yok?
CEVAP
Her iki Resul arasında bin yıl veya daha çok yahut biraz daha az olduğu din kitaplarında yazılıdır. Hazret-i İsa ile Peygamber efendimizin arasında da bin yıla yakın olduğunu din kitapları bildiriyor.

Roma İmparatoru büyük Kostantin, Miladın 320 yılında İznik’te 319 papazı toplayıp, bölünmüş Hıristiyanlığı birleştirmek istedi. Papazların hazırladığı Hıristiyanlık dinine, Eflatunun teslisini de soktu. Üç tanrılığı Eflatunun uydurmayıp, Hazret-i İsa’nın söylediğine herkesi inandırmak için, Eflatunun milattan 300 yıl önce yaşadığını ilan etti. Böylece, miladi yılların başlangıcı, 300 yıl geri alınmış oldu.

Platon ismi de verilen bu Yunan filozofu Eflatunun, İsa aleyhisselam zamanında yaşadığı Burhan-ı kat’i [Kesin delil] kitabında yazılıdır. Avrupa kitaplarında, Eflatunun, milattan, yani İsa aleyhisselamın doğumundan 347 yıl önce öldüğü yazılıdır. İsa aleyhisselamın doğumunu bilen az kimse olduğundan ve dünyada az kalıp, göğe çıkarıldığından ve kendisini ancak 12 havari bilip, İseviler az ve asırlarca gizli yaşadıklarından, milat, [Noel gecesi] doğru anlaşılamadı. Miladın, aralık ayının 25’inde veya ocak ayının 6’sında veya başka gün olduğu sanıldığı gibi, bugünkü miladi yılın 5 yıl fazla olduğu, çeşitli kitaplarda, mesela Hasib beyin 1915 baskılı Kozmoğrafya kitabında ve Takvimi Ebüzziya’da yazılıdır. O halde, miladi yıl, Müslümanların yılı olan hicri yıl gibi doğru ve kesin olmayıp, günü de, yılı da şüpheli ve yanlıştır. İmam-ı Rabbani hazretlerinin de bildirdiğine göre, 300 yıldan fazla olarak noksandır ve İsa aleyhisselam ile Muhammed aleyhisselam arasındaki zaman, bin yıldan az değildir.

Hadis âlimi İbni Asakir’in, Tabiinin büyüklerinden imamı Şabi’den haber verdiğine göre, Hazret-i İsa ile Muhammed aleyhisselam arasında, 963 yıl fark vardır. (Mevahibi ledünniyye c. 2, fasıl 3)

Hıristiyanlar arasında kendisine kıymet verilen Augustin, Hıristiyanlıktaki teslis inancının aynen Eflatunun felsefesinde bulunduğunu itiraf etmektedir. Hatta teslisi ispat için Eflatunun görüşlerini delil olarak zikretmektedir. Milattan 350 yıl önce ölen bir kimsenin fikirlerinin, Hıristiyanlık inançları ile aynı olması, Hıristiyanlığın fikirlerini Eflatundan aldığını göstermez mi? Doğrusu, Eflatunun, Hazret-i İsa zamanında yaşadığını gösterir.

Büyük İslam âlimi İmam-ı Rabbani hazretleri de şöyle bildiriyor:

Eski dinlerde, ülülazm Peygamberin vefatından sonra bin yıl içinde, yeni bir Peygamber gönderilirdi. Bunlarla, o Peygamberin dini kuvvetlendirilirdi. Onun dininin zamanı bitince, başka bir ülülazm Peygamber ile yeni bir din gönderildi. Muhammed aleyhisselam, Peygamberlerin sonuncusu olduğu için ve Onun dini hiç değiştirilemeyeceği için, Onun ümmetinin âlimleri, Peygamberler gibi oldu. İslamiyet'i kuvvetlendirmek işi bunlara yaptırıldı. (m. 209)

İsa aleyhisselamın sözlerini Eflatun işitince, (Biz temiz, olgun insanlarız, bize, doğru yol gösterecek kimseye ihtiyacımız yoktur) dedi. Ölüleri diriltiyor, körlerin gözlerini açarak, abraş denilen hastaları iyi ederek kurtarıyor. Yani, kendi fenlerinin, tecrübelerinin yapamadığı şeyleri yapıyor, diye işittiği bir kimseyi, gidip görmesi, halini incelemesi gerekirken, görmeden, anlamadan, böyle cevap verdi. Bu sözleri Eflatunun çok ahmak olduğunu göstermektedir. (m. 266)