Sual: “Dinin emri ayrı, Arap âdetleri ayrı şeydir. Arabistan çok sıcak
olduğu için orada yaşayan insanlar, sıcaktan korunmak amacıyla örtünmüşlerdir.
Bu İslamiyet öncesi Arapların bir âdetidir, dinle alakası yoktur. Sonra dinin
emri olsa bile Kur'andaki bazı hükümler günümüzde artık geçerli değildir.
Toplumun şartlarına göre bazı hükümler değiştirilir" iddiasında gerçeklik payı
var mıdır? Tesettür dinin emri midir, yoksa Arap âdeti midir?
CEVAP
İddiada zerre kadar gerçeklik payı olmayıp, söylenilenlerin hepsi yanlıştır.
Birincisi, Dünyanın her yerinde sıcaktan rahatsız olanlar açılıyorlar.
Arabistan’da ise, kapandıklarını söylemek tuhaf değil mi?
İkincisi, Arap âdeti demek çok yanlış. Çünkü Araplar, İslamiyet’ten önce,
Kâbe’yi bile çıplak tavaf ediyorlardı. Yani açıklık ve hayâsızlık meşhur idi.
İslamiyet gelince açık gezmeyi yasakladı.
Üçüncüsü, Kur’an-ı kerim ve hadis-i şerif ile bildirilen hükümler zamanla
değişmez. Âdete ait olan hükümler zamanla değişebilir. Tesettür emri âdet değil,
dinin bir hükmüdür. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Mümin kadınlara söyle: [Yabancı erkeklere bakmaktan] sakınsınlar,
ırzlarını korusunlar, [el, yüz gibi] görünen kısmı hariç, ziynetlerini
[Saç ve gerdan gibi ziynet takılan yerleri] göstermesinler, başörtülerini
yakalarına kadar [saç, kulak ve gerdanlarını] örtsünler!) [Nur 31]
Bu âyet-i kerimeden kadınların başörtüsünü sadece yakasına örteceği, baş ve
vücudunun diğer yerlerini örtmenin gerekmediği anlaşılabilir. Gözünü neden
sakınacak, ırzını nasıl koruyacak, ziynetten maksat nedir? Kına, sürme boya
mıdır, altın, gümüş gibi ziynetler midir? Bu hususlar açık değildir, hadis-i
şerifle bildirilmiştir. Bir âyet-i kerime meali de şöyledir:
(Ey Nebi, hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına [dışarı
çıkarken] cilbablarını [dış elbiselerini] giymelerini söyle! Bu,
onların tanınıp, eza edilmemelerine daha uygundur.) [Ahzab 59]
Bu tercümeye bakıp, "Kadın, tanınıp eza edilmemesi için dış elbise giyer.
Tanınıp eza edilmezse, çıplak gezebilir" diyenler çıkmıştır. Bu âyetleri
Resulullah efendimizin nasıl açıkladığına bakmalıdır. Hadis-i şerifte buyuruldu
ki:
(Kadının [yüz ve iki elinden başka] bütün bedeni avrettir.)
[Mecmaul-enhür, El-mugni]
Bu hadis-i şerifte kadının tesettürü açıkça, bildiriliyor. Kur'an-ı kerimin 17
yerinde Resulullaha (De ki, bana tâbi olun) buyuruluyor. Allahü teâlânın
Resulüne tâbi olup Onun bildirdiği şekilde tesettüre riayet etmelidir! Hazret-i
Esma, ince elbise ile gelince, Resulullah efendimiz baldızına bakmadı. Mübarek
yüzünü çevirip buyurdu ki:
(Ya Esma, bir kız, namaz kılacak yaşa gelince, yüz ve elleri hariç, vücudunu
erkeklere gösteremez.) [Ebu Davud]
Hazret-i Âişe validemiz de buyurdu ki:
(İlk muhacir kadınlara Allah rahmet etsin! Tesettür âyeti inince, hemen
futalarını yırtıp başlarını örttüler.) [Buhari, Nesai]
Kur’anı kendi görüşüne göre tefsir edip tesettür farzını inkâr etmek küfürdür.
Bir kadın açık gezse kâfir olmaz. Fakat kapanmanın lüzumsuz olduğunu söylerse
kâfir olur.