Sual: Türban sonradan meydana çıkmadı mı? Sahabe türban mı taktı?
Kur’anın emri olmadığına göre, türban bir töre, bir gelenek değil mi?
CEVAP
Saçların örtülmesi Kur’an-ı kerimde açıkça bildirilmektedir. Türban kelimesi
Fransızcadan dilimize girmiştir. Başörtüsü demektir. Bu türban kelimesini de,
yine türbana karşı olanlar çıkarmışlardır. Biz başörtüsüne değil, türbana
karşıyız diyerek, güya maksatlarını gizlemeye çalışmışlardır. Biz giydiğimiz
başörtüsüne yemeni, tülbent, çember gibi başka bir isim versek, bunlar yine
karşı çıkacaklardır. Onlar, türbana, eşarba değil, Allah’ın (Başınızı örtün)
emrine karşı çıkıyorlar. Türban kelimesi üzerinde durmaları aldatmacadan başka
şey değildir. Kur’an-ı kerimde, (Hımar) kelimesi geçmektedir. Hımarın
Türkçesi, başörtüsüdür. Fransızcası da, (Echarpe) yani eşarptır.
Fransızlar eşarba, (Turban) yani türban da diyorlar. Türkler,
Fransızca’dan gelen eşarp kelimesini kullandığı gibi, Farsçadan gelen tülbent
kelimesini de kullanıyorlar. Yine Arapça’dan gelen yemeni kelimesi de
kullanılmaktadır. Bunlar, edebiyatımıza da geçmiştir. Halkımıza mal olmuştur.
Bir mani:
Başında al yemeni
Öldürme zalim beni
Eller ne derse desin
Alacağım ben seni.
Başörtüsüne çember de denmektedir. Çember de manilerde yer almıştır:
Çemberimde gül oya
Gülmedim doya doya
Dertlere karıyorum
Günleri saya saya
Halkımız, başörtüsüne yazma da diyor:
Oyalı yazma başında
Oyaları kaşında
Yeter beklettiklerin
Çeşmelerin başında
Yaşmak kelimesi de Anadolu’da hâlâ kullanılmaktadır; hatta bazı Türk siyaset
adamları, halkın gözüne girmek için Bosna’da beyaz yaşmak dağıtmışlardır. Bir
mani daha:
Ay doğar anasından,
Bulutun arasından,
Kız saçın görünüyor
Yaşmağın arasından
Çok yerde başörtüsü için bürgü de denmektedir. Her bölgede bir şey
söyleyebilirler. Bazı yörelerde kaşbastı da deniyormuş. Başörtünün adı önemli
değildir. Önemli olan saçların ve boyun bölgesinin örtülmesidir.
Tesettür ayeti gelmeden önce, cahil Araplar açık saçık giyinirlerdi; hatta
Kâbe-yi şerifi bile çırılçıplak tavaf ederlerdi. Tesettür ayet-i kerimesi
indikten sonra, yeni bir medeniyet başlamış, bütün Müslüman hanımlar
örtünmüşlerdi. Tesettür ayetinden önceki durumu anlatıp, sahabe hanımları açık
gezerdi demek, kasıtlı değilse, çok cahilce bir sözdür.
Bir âyet-i kerime meali şöyledir:
(Mümin kadınlara söyle: [Yabancı erkeklere bakmaktan] sakınsınlar,
ırzlarını korusunlar, [el, yüz gibi] görünen kısmı hariç, ziynetlerini
[saç ve gerdan gibi ziynet takılan yerleri] göstermesinler, hımarlarını
[başörtülerini] yakalarına kadar [saç, kulak ve gerdanlarını]
örtsünler!) [Nur 31]
Peygamber efendimiz, Kur’an-ı kerimi açıklayarak buyuruyor ki:
(Kadının [yüz ve iki elinden başka] bütün bedeni avrettir.)
[Mecmaul-enhür, El-mugni]
Hazret-i Âişe validemiz de buyuruyor ki:
(İlk muhacir kadınlara Allah rahmet etsin! Tesettür âyeti inince, hemen
peştamallarını yırtıp başlarını örttüler.) [Buhari, Nesai]