Sual: Zaruretler, haramları mubah kılmaz mı? Diş dolgusu zaruret değil
mi?
CEVAP
Diş dolgusu ihtiyaçtır, zaruret değildir. Mecelle’de diyor ki:
Zaruretler, memnu olanı mubah kılar. Yani yasak olan şeylerin, zaruret devam
ettiği müddetçe yasaklığı kalkar. Ancak her ihtiyaç zaruret değildir.
Zaruret; aç, susuz, çıplak veya sokakta kalarak hasta olmak demektir.
(Eşbah)
Zaruret; zorla, başka şey yapmaya imkân olmadığı hallerde olur. (Kamus
tercümesi)
Demek ki, insanı bir şey yapmaya zorlayan, elinde olmayan semavi sebebe zaruret
denir. Kısacası, dinimizin emrettiği veya yasakladığı bir işte, başka bir şey
yapamama mecburiyeti zarurettir.
Zarureti birkaç misalle açıklayalım:
Bir günlük yiyeceği olanın dilenmesi haramdır. Çalışmaktan aciz olup açlıktan
ölecek kimse, ödünç arar. Ödünç veren olmazsa dilenir. Dilendiği halde, kimse
bir şey vermezse, leş yiyebilir. 24 saat yemek yemeyen açtır. Bu açlığı
ihtiyaçtır; çünkü ölecek bir durum yoktur. Böyle birinin leş yemesi haram olur.
Burada görüldüğü gibi, zaruret, bütün kapıların kapanması halinde yapılacak son
çaredir.
Kullanılmadığı zaman helake sebep olan yasak şeyi kullanmak zaruret olur.
Kullanılmaması sıkıntıya, meşakkate sebep olursa, ihtiyaç denir. Mesela günlerce
aç kalıp yiyecek bir şey bulamayanın, ölmeyecek kadar leş yemesi zarurettir.
(Uyun-ül-Besair)
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
İhtiyaç başka, zaruret başkadır. Zaruret halinde caiz olan şey, ihtiyaç olunca
caiz olmaz. (İhtiyacı olana faiz haram olmaz) demek, Kur'an-ı kerimin emrini
değiştirmek olur. Maide suresinin (Ölüme sebep olan sıkışık hâle
düşen) mealindeki 3. âyet-i kerimesi; zaruret halinde, haramdan affolunacak
özrü beyan buyurmaktadır. Faizle ödünç almak için her ihtiyaç özür olsaydı,
faizin haram edilmesinin sebebi kalmazdı; çünkü faiz ödemeyi ancak ihtiyacı olan
kabul eder. İhtiyacı olmayan, fazla para vermek istemez. Allahü teâlânın bu
yasak emri, lüzumsuz olurdu. Her ihtiyaç zaruret sayılırsa, faizin haram olacağı
yer kalmaz. (1/102)
Öldürmek için silah çekene karşı kendini korumak, meşru savunma olur. Saldırıya
uğrayanın, kendisini korumak için saldırganı zararsız hâle getirmesi caizdir.
Ancak bir kimse, sırf korkutmak için (seni öldürürüm) derse, beni öldürecek diye
hemen onu öldürmek caiz olmaz.
Hanefi mezhebindeki bir kimse, evlenip çocukları olduktan sonra, hanımının
kendisinin sütkardeşi olduğu meydana çıksa, (Artık olan olmuş, evlenmişler,
çocukları olmuş, yuvayı yıkmak uygun olmaz) diyerek evliliğe devam edilemez.
Böyle hallerde, yalnız o hususta başka bir mezhep taklit edilerek yuvanın
yıkılması önlenir. Şafii’de doyuncaya kadar 5 defa emen sütkardeş olur. 2–3 defa
emerek sütkardeş olan böyle karı koca, Şafii’yi taklit ederek evliliklerini
devam ettirebilirler. Şafii’yi taklit etmeden evliliklerini devam ettirmeleri
mümkün olmaz.
Diş dolgusu ihtiyaçtır, zaruret değildir. Dolgu yapmak, çürük dişi tedavi etmek
değildir. Bir kimse, çürük dişini doldurtmayıp çektirse ölmez. Salih bir doktor,
(Dişini doldurtmazsan veya kaplatmazsan ölürsün veya hasta olursun) demez. Salih
doktor, (Diş dolgusu zaruret değil, ihtiyaçtır. Bunun için dişini doldur veya
kaplat) diyor.
İhtiyaç olunca, zaruret olmasa da başka mezhebi taklit etmek caiz ve lazım olur.
(Redd-ül-muhtar)