Sual: Vehhabiler, selefiyeciler ve bazı mezhepsizler, mucizeye,
keramete inanmıyorlar. Resulullah da gaybı bilemez diyorlar. Bu hususta âyet ve
hadis yok mu da böyle diyorlar?
CEVAP
Allahü teâlâ bildirirse, Resulullah da gaybı, gelecekte olan şeyleri bilir.
(Cin suresi 27)
Resulullah efendimizin mucize olarak gelecekten haber verdiği (Bir zaman
gelecek) diye başlayan hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır:
(Bir zaman gelecek, insanlar, yalnız parayı düşünüp, helal haram
düşünmeyecekler.) [Buhari]
(Rüşvet, hediye adı altında verilecek, gözdağı için suçsuz kişiler
öldürülecek.) [İ. Gazali]
(Âmirler, imamlar, namazı öldürecek, vaktinden sonraya bırakacaklar.)
[Müslim]
(Peygamberim diyen yalancılar çıkacak, benden sonra peygamber gelmeyecek.)
[Mişkat] (Peygamberim diyen birçok yalancı çıkmıştır.)
(Sünnetimi öldürerek dini bozmaya çalışan kimseler çıkacak.) [Deylemi]
(Bir zaman gelecek, beni yalanlayanlar çıkacaktır. “Hadisi bırak, Kur'ana bak”
diyeceklerdir.) [Ebu Ya’la]
(Kâfirler için gelmiş olan âyetleri, müslümanları kötülemek için delil olarak
kullanacaklar.) [İbni Ömer] (Vehhabiler, müşrikler hakkında inen âyetleri
müslümanlar için, rafiziler de münafıklar hakkında inen âyetleri Eshab-ı kiram
için delil gösterdiler. Resulullahın mucizesi meydana çıktı.]
(Sünnet, bid’at gibi çirkin, bid’at de sünnet gibi rağbet görecek. Sünnete uyan
garip olacak, yalnız kalacak. Bid’ate uyan, çok yardımcı bulacaktır.)
[Şir’a]
(Kur’an, dünyalık için okunacaktır.) [Ebu Davud]
(Camilerde binden fazla kişi namaz kılacak, içlerinde bir mümin
bulunmayacak.) [Deylemi]
(Âlimler fitne unsuru olacak, camiler ve hafızlar çoğalacak, ama, hakiki âlim
hiç bulunmayacak.) [Ebu Nuaym]
(Sonra gelenler, önceki âlimleri cahillikle suçlayacak.) [Asakir]
(Din adamları, ince meseleleri ele alıp, halkı şaşırtacaklar.) [Taberani]
(Din âlimi kalmayacak, din adamı yerine geçirilen cahiller, bilmeden fetva
verecek, herkesi, doğru yoldan çıkarmaya çalışacak.) [Buhari]
(Din adamları, halkın istediği yönde fetva verecek, helale haram, harama helal
diyecekler, dini, ticarete, menfaate alet edecekler.) [Deylemi]
(Hacca, hükümdarlar [devlet başkanları] gezi için, zenginler ticaret,
fakirler dilenmek, din görevlileri de gösteriş için gidecekler.) [Hatib]
(Kişi dinini ve dünyasını ancak para ile ayakta tutabilecek, altını gümüşü
[parası pulu] olmayan rahat edemeyecek.) [Taberani]
(İnsanın bütün kaygısı midesi olacak, şerefi mal, kıblesi kadın, dini para
olacak.) [Sülemi]
(Her asır, öncekinden daha kötü olacak, böylece Kıyamete kadar hep
bozulacak.) [Hadika]
(İstanbul fethedilecektir. Bunların kumandanı ne güzel emir, askerleri ne
güzel askerdir.) [Hakim, İ. Ahmed, İ. Süyuti]
(Ey dağ, sallanma, üstünde bir Peygamber, bir sıddık, iki de şehid var.)
[Buhari] (Hazret-i Ömer ve Hazret-i Osman’ın şehid olacağını haber verdi.)
(Ya Osman halife olacaksın, hilafet gömleğini çıkarmak isteyecekler, sakın
çıkarma! O gün oruçlu olacak, benim yanımda iftar edeceksin.) [Hakim] (Aynen
vaki olmuştur.)
(İnsanlar temizlikte fazla titiz olacak, vesvese edip dinde haddi aşacaklar.)
[Ebu Davud]
(Çeşitli isimler altında şaraplar çıkacak, helal sayılacak.) [İ.Ahmed]
(Ortalık bozulacak, dine uymak avuçta ateş tutmak gibi zor olacak.) [Hakim]
(Köpek beslemek, evlat yetiştirmekten daha cazip olacak.) [Hakim]
(Kötü kadınlar, çoğalıp, zina bir toplum içinde yayılırsa, halk, daha önce
görülmemiş [frengi, AIDS gibi] bulaşıcı hastalıklara maruz kalır. Ölçüde,
tartıda hile yapılırsa, geçim darlığı baş gösterir.) [Beyheki]
(Erkekler azalacak, kadınlar çoğalacak.) [Buhari]
(Çalgı her yere yayılacak, güvenlik güçleri çoğalacak.) [Beyheki]
(Anarşi ve ölüm çoğalacak.) [İbni Mace]
(İşler, ehli olmayana verilecek.) [Buhari]
(Bu dinin başlangıcı gibi, sonu da garip olacak!) [Tirmizi]
(Sadece tanıdıklara selam verilecek ve yazarlar çoğalacak.) [Hakim]
(Zengine malı için tazim edilecek, fuhuş yayılacak, piçler çoğalacak. Büyüğe
hürmet, küçüğe de merhamet edilmeyecek. Kurtlar, kuzu postuna bürünecek.)
[Hakim]
Kıyametin kopması ile ilgili hadis-i şerifler:
(Erkek erkekle, kadın kadınla yetinmedikçe, kıyamet kopmayacak.) [Hatib]
(Lutilik mubah sayılmadıkça kıyamet kopmayacak.) [Deylemi]
(Deprem, fitne, katillik artmadıkça, kıyamet kopmayacak.) [Buhari]
(Kardeşler farklı dinden olmadıkça kıyamet kopmayacak.) [Deylemi]
(Kötüler dünyaya hakim olmadıkça kıyamet kopmayacak.) [Tirmizi]
(Müslümanlarla Yahudiler savaşmadıkça kıyamet kopmayacak.) [Müslim]
(Allah’a inanan müslüman kaldığı müddetçe kıyamet kopmayacak.) [Müslim]
Yukarıda bildirilen küçük alametlerin çoğu çıktı. Henüz çıkmamış olan küçük
alametlerden bazıları şunlardır:
(Kişi yol kenarında kadınla beraber olacak.) [Hakim]
(Konuşan hayvanlar olacak.) [Tirmizi]
(Kıyamet alametidir ki, erkek evde yokken kadının yaptıklarını ayakkabısı
haber verecektir.) [İ. Ahmed]
Kıyametin büyük alametleri de şunlardır:
(Mehdi gelecek.) [Ebu Nuaym]
(Deccal gelecek.) [İ.E. Şeybe]
(İsa gökten inecek, duman çıkacak, Kâbe yıkılacak.) [Buhari]
(Dabbet-ül-arz çıkacak) [Tirmizi]
(Yecüc ve Mecüc çıkacak.) [İbni Cerir]
(Ateş çıkacak, güneş batıdan doğacak.) [Müslim]
Güneşin batıdan doğmasını, bâtıniler, batılıların Müslüman olması diye tevil
etmişlerse de, bu tevilleri bâtıldır. Çünkü hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Güneş batıdan doğmadıkça kıyamet kopmaz. Güneş batıdan doğunca, insanlar onu
görür ve hepsi de iman ederler. Fakat bu imanları fayda vermez.) [Buhari]
Gaybı yalnız Allah bilir
Gayb, duygu organları ile veya hesap ile, tecrübe ile anlaşılmayan şey
demektir. Gaybı ancak Allah bilir. O, Âlim-ül-gayb [gaybı bilen]dir
(Haşr 23) ve Allâmül-guyûb [gaybları en iyi bilen]dir. (Sebe 48)
Bu konudaki birkaç âyet meali şöyledir:
(Allah’ın, gaybları en iyi bilen olduğunu hâlâ anlamadılar mı?) [Tevbe
78]
(De ki: Gaybı bilmek Allah’a mahsustur.) [Yunus 20]
(Göklerin ve yerin gaybı Allah’a aittir.) [Hud 123, Nahl 77]
(De ki: Göklerde ve yerde gaybı Allah’tan başka bilen yoktur.) [Neml 65,
Hücurat 18]
Gaybı Peygamberler de bilmez. Bu konudaki birkaç âyet-i kerime meali şöyledir:
(Ben gaybı da bilmem.) [Enam 50, Hud 31]
(Gaybın anahtarları Allah'ın yanındadır.) [Enam 59]
(De ki: Eğer ben gaybı bilseydim elbette daha çok hayır yapmak isterdim.)
[Araf 188]
Gaybı cinler de bilmez. Bir âyet meali:
(Cinler gaybı bilselerdi, zelil edici azap içinde kalmazlardı.) [Sebe 14]
Falanca hoca, filanca falcı gaybı biliyor demek küfür olur. Bir hadis-i şerifte
buyuruluyor ki:
(Falcının, büyücünün veya başka birinin gaybdan verdiği haberlere inanan,
Kur’an-ı kerime inanmamış olur.) [Taberani]
Allahü teâlâ dilerse, Peygamberlerine bazı gayblarını bildirir. Bu konudaki iki
âyet meali şöyledir:
(Allah size gaybı bildirmez; fakat dilediği Peygamberine gaybı bildirir.)
[Al-i imran 179]
(Allah gaybı herkese bildirmez; ancak dilediği Resul müstesna, [Mucize
olarak ona bildirir.] Çünkü her Peygamberin önünden ve ardından gözcüler
[melekler] salar.) [Cin 26, 27]
Hazret-i Musa’nın, ledün ilmine sahip, yani Allahü teâlânın kendisine
gaybları bildirdiği bir zata, (Rabbimizin sana öğrettiği doğruyu bulmama
yardım edecek, hayra götürecek bir ilmi bana da öğretmen için, sana tâbi olmak
istiyorum) dediği Kur’an-ı kerimde bildiriliyor. (Kehf 66)
Gaybları bilen, ledünni ilme sahip olan bu zatın Hazret-i Hızır olduğu
bildirilmiştir. Resulullah efendimize ise, birçok gayblar bildirilmişti. Hadis-i
şeriflerde buyuruluyor ki:
(Saflarınızı tamamlayın. Çünkü sizi elbette arkamdan da görüyorum.)
[Müslim]
(Rüku ve secdeleri düzgün yapın, Allah’a yemin ederim ki, sizin rüku ve secde
yaptığınızı arkamdan görüyorum.) [Buhari, Müslim] (Gözde görmeyi yaratan
Allahü teâlâ, diğer uzuvlarda da görmeyi yaratmaya kadirdir. Resulullahın bu
mucizesini inkâr eden, Allah’ın kudretini inkâr etmiş olur.) Resulullah
efendimizin gündüz aydınlıkta nasıl görürse, gece karanlıkta da aynen gördüğü
Buhari’deki hadis-i şerifte bildirilmiştir.
Evet Allah’tan başka gaybı kimse bilemez. Bilir demek küfürdür. Bir gün
Resulullahın devesi kayboldu. Münafıklar bunu fırsat bilip “Hani göklerden,
Cennetten, Cehennemden bahsediyordu. Kaybolan devesinin yerini bile bilmiyor”
dediler. Münafıkların bu sözü Resulullaha ulaşınca, (Vallahi ben ancak
Rabbimin bana bildirdiklerini bilirim. Şu anda Rabbim, bana devemin nerede
olduğunu bildirdi. Devem, şu anda falanca yerdedir) buyurdu. Tarif edilen
yere gidip deveyi bir ağaca bağlı olarak buldular. (Mevahib-i ledünniyye)
Ancak, Allahü teâlâ bildirirse Resulü de, evliyası da bilebilir. Bunun
delillerini yukarıda genişçe bildirdik. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Kalbleriniz temiz olsa idi, siz de benim duyduklarımı duyardınız.) [İ.
Ahmed, Taberani] (Bu hadis-i şerifteki gibi kalbi temiz olan Hazret-i Ömer,
Medine’den İran’daki ordusunu görüp, komutanı Sariye’ye, “Dağa yanaş”
dedi. (Ş. Nübüvve)
Yine bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Geçmiş ümmetler içinde vukuundan önce bazı gaybları haber veren keramet ehli
zatlar var idi. Ümmetimden de Ömer onlardandır.) [Buhari, Müslim]
Hazret-i Ömer’inki gibi başka evliyadan da bir çok keramet görülmüştür. Kur’an-ı
kerim bunu bildirmektedir. (Neml 38-40, Meryem 24, Al-i imran
37, Kehf 17,18)
Netice: Allahü teâlâ dilediğine gaybı bildirir ve o da gaybdan haber verir.
(Avarif-ül-mearif)