Sual: İçinde domuz yağı olma ihtimali olan gıdaları yemek caiz midir?
CEVAP
Bazı kimseler; piyasadaki gıda maddelerinde domuz yağı ve meşrubatlarda
alkol olabilir, kasaptaki et besmelesiz kesilebilir düşüncesiyle vesveseye
kapılıyorlar.
İmam-ı Gazali hazretleri buyurdu ki:
(Haram olmayan, fakat şüpheli olan şeylerden de sakınmalıdır! Hadis-i şeriflerde,
(Şüpheli şeyi terk et, şüphesiz şeyi al), (Şüphelilerden sakınan; dinini,
ırzını korumuş olur. Şüpheli etrafında dolaşan, harama düşebilir) buyuruldu.
Fakat yiyecek ve içeceklerde şüphe edip yememek, takva değil, vesvesedir. Mesela
dinimiz, “Haram olduğu bilinmeyen şeyleri yiyin” der. Resulullah efendimiz,
müşrikin; Hazret-i Ömer Hıristiyanın testisinden abdest almıştır. Eshab-ı kiram,
gayrı müslimlerin verdiği suyu içerdi. Halbuki pis, necis olan şeyleri yemek
haramdır. Kâfirler ise ekseriya pis olur. Elleri, kapları şaraplı olur. Hayvanı
Besmelesiz keserler. Eshab-ı kiram, bunlara rağmen, necis olduğunu kesin
bilmedikleri için, vesvese etmeyip; et, peynir gibi gıdaları alıp yerlerdi.)
[İhya]
İmam-ı Kastalani hazretleri buyurdu ki:
(Peygamber efendimiz, Hayber’de, eshab-ı kiramla bir Yahudinin zehirli
kebabından bir lokma yedikten sonra, (Bu et, bana zehirli olduğunu söyledi)
buyurup başka yemedi ve son hastalığında, (Hayber’de yediğim zehirli etin
acısını hâlâ hissediyorum) buyurdu.) [Mevahib]
Resulullah efendimiz, bir Yahudinin ekmeğini ve tereyağlı yemeğini temiz mi diye
sormadan yedi. Bu domuz yağı mı, koyun yağı mı, ekmeğin hamuru su ile mi, yoksa
şarap ile mi yoğruldu diye sormadı. Müşrik kadının su kabından abdest aldı.
Bunlar, araştırmanın gerekmediğine birer delildir. (Berika)
İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
(Kâfirlerin vücutları değil, inançları pistir. Kur’an-ı kerimde, (Ehl-i
kitabın [Yahudi ve Hıristiyanın] pişirdiklerini [ve kestiklerini]
yemek helaldir) buyuruldu. (Maide 5)
Kâfirlerle alış-veriş eden Müslümanları pis bilmemeli, bunların yiyecek ve
içeceklerinden sakınmamalı! Bu hâl, ihtiyat değil, bu halden kurtulmak
ihtiyattır.) [Mektubat 3/22]
Kâfirler, gıdalarımıza necaset katabilecekleri gibi, zehir de katabilirler.
Nitekim Yahudi yemeğe zehir katmıştır. Peygamber efendimiz de, araştırmadan o
yemeği yemiştir. Çünkü necis olduğu bilinmeyen şeyleri yememek takva değil,
vesvese olur. Dinimiz de vesveseden kaçmayı emretmektedir. (Hadika)
Dinimizde, “Bir şeyin helal olması için delil aranmaz, haram olması için delil
aranır” kaidesi vardır. Necis olduğuna bir delil bulunmazsa, temiz kabul edilir.
(Usul-i Pezdevi)
Margarin, sucuk, meşrubat ve diğer gıdaların içine necaset katılsa, fakat
katıldığı bilinmese yemek caiz olur. Bilmek, ya bizzat görmekle veya adil
Müslümanların necaset katıldığını biz gördük demeleriyle anlaşılır. Katılıyormuş
demekle haram olmaz. (Eşbah)
Sabunlara da domuz yağı katılabilir. Fakat necasetli yağ ve domuz yağı sabun
yapılınca, şarap sirkeye dönünce temiz olur. Bütün kimyevi değişmeler böyledir.
(Tahtavi)
Gıda maddelerine hile yapılabilir. Fabrikada içine çeşitli necasetler
katılabilir. Yahut ihmal yüzünden necaset karışabilir. Reçelin, pekmezin içine
fare düşüp ölebilir. İmalatçı, kazanı dökmeyebilir. Meşrubatlara konan esans,
alkolde eritilebilir. Bunun gibi çeşitli necaset karışabilir. Fakat içinde
necaset olduğu kesin olarak bilinmeyen bütün gıda maddeleri temiz kabul edilir,
yenmesi günah olmaz. (Tahrir)
Gıdalarda ve E listeli katkı maddelerinde domuz kökenli yağ, et
yazmıyorsa yenmesinde mahzur yoktur, yazıyorsa yenmez.
Sual: Piyasadaki herhangi bir gıdanın, necis olma ihtimali olduğu için,
sakınıp yememek gerekmez mi?
CEVAP
Necis olduğu kesin olarak bilinmeden sakınmak; vesvese, kuruntu ve zararlı
olur. (Kimya-i Saadet)
Domuz E maddesi
Sual: Domuz yağı veya alkol bulunma ihtimali olan gıdaları yemek caiz olur
mu?
CEVAP
İhtimal üzerine karar vermek yanlış olur. Dinimiz, (Bir şeyin helal
olması için delil aranmaz, haram olması için delil aranır) der. Necis olan
bir şeye dair bir delil bulunmazsa, temiz kabul edilir.
Margarinlerde domuzdan üretilen katkı maddeleri kullanıldığına dair çıkarılmaya
çalışılan asılsız söylentiler ve “E listesi” ile ilgili iddialar üzücü
bir haksızlıktır. Gıda katkı maddelerinin belirtilmesinde Sağlık Bakanlığı’nca
hazırlanan Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği, Avrupa Topluluğu kodunu benimsemiş
ve kanunen ambalajlara yazılma zorunluluğu getirmiştir. Bu sistem çerçevesinde “E”
ve ilgili gıda katkı maddesinin kod numarasının ambalaj üzerine konması
zaruridir. Türkiye’de domuz kaynaklı katkı maddeleri ile domuz yağı içeren mamul
gıdalara üretim izni verilmemiş olup, bahsi geçen E listeli katkı maddelerinin
domuz kökenli olması kanunî açıdan da kesinlikle mümkün değildir. Margarinlerde
domuz yağı veya domuzdan elde edilmiş herhangi bir katkı maddesi yoktur, hiçbir
zaman da olmamıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı da konuyu inceleyerek, bu tür
dedikoduları yaymaktan sakınmak gerektiğini ve bu yağları yemenin dinen bir
mahzuru olmadığını açıklamıştır. (Bitkisel yağ sanayiciler derneği)
Fâsık ve şahitlik
Sual: Gayrimüslim, fâsık veya bid’at ehli, bir gıdaya necis dese, onun sözü
kabul edilir mi?
CEVAP
Hayır, gayrimüslim, fasık veya bid’at ehli olanın, din işlerindeki sözü
kabul edilmez. Doğru olarak söylediği, Allahü ekber diyerek okuduğu ezan
bile kabul edilmiyor, tekrar okunması gerekiyor.
Din işlerinde, ancak âdil bir Müslümanın sözü kabul edilir. Fasık veya âdil
olduğu bilinmeyen kimsenin, kıbleyi göstermesi, temiz, necis, helal, haram gibi,
dinden olan şeyler için söylediği sözlere itibar edilmez. (Redd-ül-muhtar)
Bid’at sahibi olanlar, (Ehl-i kıble) oldukları, her ibadeti yaptıkları halde,
âdil değildir. (Hadika)
Demek ki, herkesin şahitliği geçerli olmuyor. Hem Ehl-i sünnet olacak, hem de
fasık olmayacak, yani âdil olacaktır. Gayrimüslim, fasık veya bid’at ehli, rapor
tutsa da, belge gösterse de, din işlerinde sözü, şahitliği geçerli olmaz. Diğer
işlerde ise, bunların sözlerine güvenmek caizdir.