Sual: Tesbih namazı nasıl kılınır? Kazası olan da kılabilir mi ve
cemaatle kılmak caiz midir?
CEVAP
Sevabı pek çok olan bir namazdır. Peygamber efendimiz amcası Hazret-i
Abbas’a, (Sana öğreteceğim şeyi yaptığın zaman, eski-yeni, önceki-sonraki,
gizli-açık, hataen veya kasten işlediğin bütün günahları Allahü teâlâ affeder)
buyurup tesbih namazının nasıl kılınacağını bildirmiştir. (Ebu Davud)
Tesbih namazı, mekruh vakitlerin haricinde her zaman kılınabilir. Eğer gündüz
kılınırsa dört rekatta bir, gece kılınırsa iki rekatta bir selam vermek daha iyi
olur.
Haftada veya ayda bir veya hiç olmazsa ömürde bir defa olsun bu namazı kılmanın
iyi olacağı bildirilmiştir. Her rekatında 75 defa (Sübhanallahi
velhamdülillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber) tesbihi okunarak
kılınan dört rekatlı nafile bir namazdır.
[Fazla yer kaplamaması için, bu tesbih yukarıda siyah harfle kısa olarak
yazılmıştır. Tesbih denilince bu anlaşılmalıdır.]
Tesbih namazının kılınışı
Allah rızası için nafile namaza niyet edilir. Sübhanekeden sonra 15
defa yukarıda bildirilen Tesbih okunur.
Sonra “Vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim” denir, sonra
Euzü-Besmele çekilip Fatiha ile bir zammı sure okunur.
Sonra rükuya gitmeden tekrar 10 defa aynı Tesbih okunur. Sonra
“Vela havle vela kuvvete ila billahil aliyyil azim” denir.
Sonra rükuya varılır, rüku tesbihinden sonra 10 defa Tesbih okunarak,
rükudan, (Semiallahü limen hamideh) diyerek doğrulduktan sonra ayakta
iken aynı Tesbih 10 defa daha okunur.
Tesbih bittikten sonra, (Rabbena lekel hamd) denir ve secdeye varılır.
Secde tesbihinden sonra 10 defa Tesbih okunur. Secdeden kalkılır,
celsede 10 defa Tesbih okunur, ikinci secdede de yine 10 defa
Tesbih okunur. Toplamı 75 eder.
İkinci rekata kalkılınca, yine önce 15 defa Tesbih okunur, sonra yine
birinci rekattaki gibi hareket edilir, sonra kadeye varılır. Tehıyyat ve
salevatlar okunur.
3. ve 4. rekatlar da ilk iki rekat gibi kılınır.
Her rekatta 75 Tesbih okunmuş olur ki, toplamı 300 eder.
Secde-i sehv gerekirse, secdede bu Tesbih okunmaz.
Sual: Bazı kimseler, nafile bir namaz olan tesbih namazını cemaatle
kılıyorlar. Nafile namazları cemaatle kılmanın mekruh olduğunu söyleyince, (Biz
önce tesbih namazı kılmayı adıyoruz. Adayınca tesbih namazını kılmak vacip
oluyor. Vacibi de cemaatle kılıyoruz. Bazen de, cemaatle namaza duruyoruz. Sonra
da bozuyoruz. Tekrar kılması vacip olacağı için cemaatle kılıyoruz) dediler.
Böyle vacip yaparak cemaatle kılmak caiz midir?
CEVAP
Tesbih namazı, nafile olduğu için cemaatle kılınmaz. Dürer’de deniyor
ki:
Ramazanın dışında, vitir de cemaat ile kılınmaz. Bu husus icma ile sabittir.
Ramazanda teravihten başka, cemaat ile nafile kılınmaz. Ancak çağrılmadan gelen
bir kişi, birine iktida eder veya iki kişi, bir kişiye uyarsa, mekruh olmaz. 3
kişide ihtilaf vardır. 4 kişi olursa, ittifakla mekruh olur. Bir defa vacip de
olsa cemaatle kılınmaz. Vitir vacip olduğu halde, Ramazan dışında cemaatle
kılınmaz. Tesbih namazı nasıl cemaatle kılınabilir? Bir şey adak edilince, bunun
yapılması lazım olmak için, beş şarttan biri, yapılacak adağın kendisi günah
olmamalıdır. Kurban bayramı günü oruç adamak caiz olur. Çünkü, orucun kendi
haram değildir, bayram günü tutulması haramdır. Başka gün tutması lazım olur.
(Redd-ül muhtar)
Nafile namazı cemaatle kılmayı adayan kimse, mekruh işlememek için, bu namazı
yalnız başına kılar. (Tesbih namazını cemaatle kılanları görürsem, mekruh
işledikleri ve dinde yanlış bir çığır açtıkları için imamlarını dövmek nezrim
olsun) diye adakta bulunsa, dediğini yapmaz. Yemin kefareti verir. Bir namazı
kasten bozmak haramdır, büyük günahtır. Bir haramdan kaçmak, milyonlarca nafile
namaz kılmaktan evladır. Haram işleyerek farz, mekruh işleyerek sünnet yapılmaz.
Günahtan kaçmak ibadet yapmaktan önce gelir. (U.Besair)
Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Az bir haramdan kaçmak, 80 bin nafile hac sevabından efdaldir.)
[Deylemi]
(Küçük bir günahtan kaçınmak, bütün cin ve insanların ibadetleri toplamından
iyidir.) [R. Nasıhin]
Nafile namazların cemaatle kılınmayacağı Mektubat-ı Rabbani’de de vardır.
Sual: (Redd-ül-muhtar)’da, (Tesbih namazı cemaatle kılındığı
zaman, imam tesbihleri de açıktan okur) deniyor. Buradan, nafile namazların
cemaatle kılınacağı anlaşılmaz mı?
CEVAP
Bu, caiz olacak kadar kişiyle kılınan nafileler için bildirilmiştir. İmam-ı
Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Nafile namazları cemaatle kılmak, tahrimen mekruhtur. Birkaç âlim, (Bunun
mekruh olması için ilan edilip duyurulması şarttır) demişlerse de, bunlar
da, (Nafile namazı caminin bir köşesinde ve en çok üç kişi cemaatle
kılabilir) demişlerdir. Üçten çok kimsenin cemaatle kılması, sözbirliğiyle
mekruhtur. (1/131)
Önceden ilan edilmeden, en çok üç kişiyle cemaatle kılındığı zaman, imamın
tesbihleri açıktan okuyacağı bildiriliyor. Nafile cemaatle kılınır denmiyor.
Sual: Tesbih namazını cemaatle kılmanın mekruh olduğunu biliyoruz. Bir
hile-i şer'iyye yaparak iki şekilde mubah hale getiriyoruz. Şöyle ki:
1- Cemaatle tesbih namazı kılmayı adıyoruz. Adayınca, adağımızı yerine
getirmek vacib olduğu için cemaatle kılıyoruz.
2- Cemaatle namaza duruyoruz, mekruh olduğu için namazı bozuyoruz.
Bozulan nafileyi iade etmek vacib olduğu için tekrar cemaatle kılıyoruz.
Bizim bu şekildeki namazımıza da mekruh diyenler oluyor. Bu bir hile-i
şer'iyyedir, niye mekruh olsun ki?
CEVAP
Sizinki hile-i şer'iyye değil, hile-i batıladır. Yani caiz olmayan hiledir:
1- Cemaatle nafile namaz kılmak mekruhtur. Mekruh olan şey adanmaz.
Mesela namazın sünnetlerini ve vaciblerini yapmadan, iki rekât namaz kılmayı
adıyorum denmez. Eğer bu sene hamsi çok çıkarsa, on midyeyi bir fakire vermek
nezrim olsun diye adak yapılmaz; çünkü midye yenmez. Midye yemek, Hanefi'de
helal değildir.
Yanlışlık yapıp cemaatle namaz kılmak adanmışsa, yine cemaatsiz kılınması
gerekir. Yanlış bir iş, yanlış olarak düzeltilmez. Dine uygun düzeltmeye
çalışılır.
2- Namazı şer'i özürsüz bozmak haramdır. Bin rekât nafile namaz kılınsa,
tesbih namazı kılınsa bu günah affolmaz; çünkü hadis-i şerifte, (Ufacık bir
günahtan kaçınmak, bütün cin ve insanların ibadetleri toplamından daha iyidir)
buyuruldu.
Dinde, önce haramdan kaçınmak esastır. Haram işleyerek, farz bile yapılmaz. Farz
ile haram bir araya gelince, yani farzı işlerken haram işlemek mecburiyeti
olunca, haram işlememek için farz tehir edilir. Üstünde çok necaset bulunan
kimse, avret yerini açmadan veya başka bir sebeple temizlemesi mümkün değilse,
başka elbisesi de yoksa o haliyle kılar, çıplak kılmaz. Sonra temiz elbise
bulsa, artık o namazı iade etmez, hatta temizleme imkânı olsa; ama yanında
yabancılar varsa, temizlemeden namazını kılar; çünkü başkalarının yanında avret
yerini açmak yasak, necaseti temizlemek ise emirdir. Emir ile yasak bir araya
gelince, yasağa uyulur. Yani avret yeri açılmaz. Bir emri yapmak, bir haramı
işlemeye sebep olursa, haram işlememek için, o emir terk edilir, yapılmaz.
Haramdan kaçmak, farzı yapmaktan önce geldiği gibi, mekruhtan kaçmak, sünneti
yapmaktan önce gelir. Haram işleyerek nafile namaz kılmaya çalışmak, kaş yapayım
derken göz çıkarmak olur.