Sual: Bazı kimseler hocalarını övüyorlar, “Hocamızın hiç bir tahsili
yoktur, hiç bir âlimden ders almamıştır. Hiç bir müctehide tâbi değildir. Çünkü
Allah ona her şeyi ilham etmiş, o da her şeyi bilir, müctehid âlimler hata eder,
hocamız hata etmez” diyorlar. İlhamla din olur mu? İlham dinde senet midir?
CEVAP
Din kitaplarında deniyor ki:
İslam dini dört vesika ile bizlere gelmiştir. Bu dört vesikaya (Edille-i
şerıyye) denir. Bunların dışında kalan her şey bid’attir, zındıklıktır ve
dinsizliktir. Tasavvuf büyüklerinin, yani büyük evliya zatların kalblerine gelen
ilhamlar, keşifler, ahkam-ı İslamiye için senet ve vesika olamaz. İlhamların
doğru olup olmadığı, İslamiyet'e uygun olup olmamaları ile anlaşılır. Tasavvufun,
vilayetin yüksek tabakalarında bulunan Evliya da, ilmi olmayan, aşağı
derecelerdeki Müslümanlar gibi, bir müctehide tâbi olmak mecburiyetindedir.
Bayezid-i Bistami, Cüneyd-i Bağdadi, Celaleddin-i Rumi ve Muhyiddin-i Arabi gibi
Evliya, herkes gibi, bir mezhebe tâbi olarak yükselmişlerdir. Bugün dinimizi,
Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından okuyup, öğreneceğiz! Din bilgileri ancak
bunların kitaplarından öğrenilir. Keşif ile, ilham ile, ilim elde edilmez.
Bunların kitaplarını okuyan, hem ilim öğrenir, hem de kalbleri temizlenir.
(S. Ebediyye)
İslamiyet'in hükümleri ilham ile anlaşılmaz. Evliyanın ilhamı başkalarına
hüccet, senet olamaz. İlhamın doğruluğu, İslamiyet bilgilerine uygun
olmalarından anlaşılır. Fakat, Evliya olmak için, İslamiyet bilgilerini öğrenmek
ve bunlara uymak şarttır. (Takva sahiplerine Allahü teâlâ ilim ihsan eder)
mealindeki âyet-i kerime bunu bildirmektedir. İslamiyet'e sarılmayan, bid’atten
sakınmayan kimsenin kalbine ilham gelmez. Bunun söyledikleri, nefisten ve
şeytandan gelen bozuk şeylerdir. İslamiyet bilgileri, rüya ile de anlaşılamaz.
İslamiyet'e uymayan rüyanın şeytani olduğu anlaşılır. (Faideli Bilgiler)
İlim ancak üstaddan öğrenilir. İlmi, kendi kendine kitaptan öğrenenler çok
yanılır, yanlışı, doğrusundan çok olur. Bugün, ictihad edecek kimse yoktur.
İmam-ı Rafii ve İmam-ı Nevevi ve İmam-ı Razi dediler ki, bugün hiç müctehid
kalmadığında âlimler sözbirliğine varmıştır. (Müslümana Nasihat)
Hülasa fetva kitabında, (Fıkıh kitabı okumak, geceleri namaz kılmaktan daha
sevaptır) deniyor. Çünkü, farzları, haramları, [Ehl-i sünnet âlimlerinden veya
onların yazmış oldukları] kitaplardan öğrenmek farzdır. Kendisi yapmak ve
başkalarına öğretmek için fıkıh kitapları okumak, tesbih namazı kılmaktan daha
sevaptır. İslam bilgileri, ancak üstaddan ve kitaptan öğrenilir. İslam
kitaplarına ve rehbere lüzum yoktur, [bana ilham geliyor, ben direkt Allah’tan
öğreniyorum] diyenler yalancıdır, zındıktır. Müslümanları aldatmakta, felakete
sürüklemektedir. Din kitaplarındaki bilgiler, İslam âlimleri tarafından Kur'an-ı
kerimden ve hadis-i şeriflerden çıkarılmıştır. (Hadika s.365)
İbadetlerin yapılması ve bütün din bilgileri, üstaddan öğrenmekle elde edilir.
Din bilgileri, ilham ile hasıl olsaydı, Allahü teâlânın Peygamberler ve kitaplar
göndermesine lüzum olmazdı. (Hadika s.378)
Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:
(İlim üstaddan öğrenilir.) [Taberani]
(Ey insanlar, biliniz ki, ilim âlimden işiterek öğrenilir.) [Hadika]
(Üç türlü baba vardır: Dünyaya getiren baba, kayın baba ve ilim öğreten baba.
Bunların hayırlısı, üstadıdır.) [Umdet-ül-İslam]
(İlim öğrenin! İlim öğrenmek ibadettir. Âlimden ilim öğrenmek, teheccüd namazı
kılmak gibidir.) [Hadika]
(İlim öğrenmek isteyen ilmin kapısına gelsin. Ali ilmin kapısıdır.) [Hâkim]
İmam-ı Ebu Yusuf’un çok sevdiği bir oğlu vardı. 15 yaşında iken ansızın vefat
etti. Talebelerine, (Defin işini size bıraktım. Ben üstadımın dersine
gidiyorum. Bugünkü dersi kaçırmayayım) dedi. İmam-ı Ebu Yusuf’u vefatından
sonra rüyada gördüler. Cennette, büyük bir köşkün karşısında duruyordu. Köşkün
yüksekliği Arşa varmıştı. Bu köşk kimindir dediler, benimdir buyurdu. Buna nasıl
kavuştun denilince, (İlme ve ilim öğrenmeye ve öğretmeye olan sevgim ile)
buyurdu. (İslam Ahlakı)