Sual: Buhari ve diğer hadis kitaplarında ölülerin işittiğini
Resulullah bildiriyor, ama ona da inanmam, çünkü Kur’an ölü işitmez diyor.
İşte âyet:
(Sen ölülere işittiremezsin; arkalarını dönüp giden sağırlara da daveti
duyuramazsın. Körleri sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola getiremezsin; ancak
âyetlerimize inananlara duyurabilirsin.) [Neml 80, 81 Rum 52, 53]
CEVAP
Kur’anı da Resulullah bildirdi. Hadise inanmayan Kur’ana inanır mı? Diğer
müfessirler gibi İmam-ı Kadı Beydavi, o âyetin tefsirinde diyor ki:
Burada diri olup, gözü kulağı ve beyni olan kâfirler ölüye benzetiliyor,
(Ölüleri [kâfirleri] imana kavuşturamazsın) deniyor. (Ölülere,
sağırlara işittiremezsin) ifadesinden sonra, (Sen ancak âyetlerimize iman
edeceklere işittirebilirsin) deniyor. Kâfirlerin işitmeyeceği, [hakkı kabul
etmeyeceği], ancak iman edeceklerin işitecekleri, [kabul edecekleri]
bildiriliyor. Eğer kabirdekilerden maksat ölü olsa idi, ölü de
işitmeseydi iman edenlere işittirebilirsin ifadesi yersiz ve yanlış
olurdu. Hem de kâfir ölü işitmez, mümin ölü işitir anlamı çıkardı. Halbuki en
kıymetli hadis kitabı olan Buhari’deki hadis-i şerifte, (Kâfir ölü de
işitir) buyuruluyor.
(Körle gören [kâfir ile mümin] karanlıkla aydınlık [Bâtıl ile hak],
gölge ile sıcak [Cennetle Cehennem] bir olmaz. Dirilerle ölüler
de bir olmaz. Elbette Allah, dilediğine işittirir. Sen kabirdekilere [inatçı
kâfirlere] işittiremezsin, sen sadece bir uyarıcısın.) [Fatır 19-22
Celaleyn]
Bu âyette, kâfire kör, mümine gören deniyor. Resulullah kabirdeki ölüye ne
söyleyecek de işittirecek? Hâşâ bu cahillik olur. Öte yandan, Allah’ın bunu
bildirmesi de hâşâ lüzumsuz olurdu. Dini tebliğin muhatabı ölüler değil ki.
Ölülere dini tebliğe çalışan bir kimse, nasıl Peygamber olur? Hemen âyetin
devamında, (Sen sadece bir uyarıcısın) deniyor. Demek ki kabirdekilerden
maksat, ölü değil ki uyarılma ihtiyacı duyulsun.
Allahü teâlâ niye (Sen ölülere işittiremezsin)
buyuruyor?
Bu soruya bugüne kadar (ölü işitmez) diyenlerden
hiç birisi cevap verememiştir.
Allahü teâlâ, Hazret-i Âdem’den beri, ölüleri de iman etmek için dini tebliğe
muhatap mı kıldı? Tarihte, ölüleri de imana davet eden bir Peygamber var mı?
Vazifesi dirilere dini tebliğ olan Resul, hâşâ, ölüleri imana mı davet etti?
Ölünün mükellef olmadığını ve ölüye tebliğ yapılamayacağını bilemeyen bir
Peygamberin hangi sözüne inanılır? Kur’anı da o bildirdi, Kur’ana da itimat
edilmez. Ateist, “Peygamber, (Kur’anı biz indirdik, onu biz koruruz) diye
bir âyet uydurmuşsa nereden bileceksiniz” diyor. Resulullah böyle töhmet altında
kalırsa, İslamiyet’e itimat kalmaz. Zaten sizin gibi din düşmanlarının gayesi de
budur. Resulullah ölüler işitir buyuruyor. Ölü işitmez diye bir sözü var mıdır?
Hepsi Cennetlik ve müctehid olan eshab-ı kiram, bütün mezhep imamları ve
müctehidler ölü işitir diyor. Hiç birisi işitmez demiş mi?
Bütün müfessirlerle bütün muhaddisler ölü işitir diyor. İmam-ı Beydavi,
imam-ı Kurtubi, imam-ı Razi, imam-ı Süyuti
ölü işitmez demiş mi? Ölü işitmez diyen tek müfessir ve tek muhaddis var mı?
Tasavvuf ehlinin hepsi de ölüler işitir diyor. Mesela imam-ı Gazali,
Seyyid Abdülkadir-i Geylani, imam-ı Rabbani gibi büyük
zatların hiç birisi ölü işitmez demiş mi? Bu âlimlerin hepsi Kur’anı anlamamış
da yalnız siz mi anladınız?
Ruh ölmez, her ölü işitir
Sadece şehidler ve peygamberler değil, diğer ölüler de işitir. Hadis-i
şeriflerde buyuruluyor ki:
(Ölü kabre konurken, ayak seslerini işitir.) [Buhari]
(Ölüler yaptığınız iyi işlerinize sevinir, kötü işlerinize üzülürler.)
[İbni Ebiddünya]
(Ölü, kendisini ziyaret edeni tanır ve selamını alır.) [İbni Ebiddünya]
(Ölü, tanımadığı ziyaretçinin de, selamını alır.) [Beyheki]
(Mümin biri ölüp de, defnedilince, biriniz kabrin başında [telkin için]
"Ey filan kadının oğlu filan" desin! Çünkü ölü, "Bizi irşad et de Allahü teâlâ
da sana rahmet etsin!" der. Fakat siz bunu duyamazsınız.) [Deylemi, İ.
Asakir]
(Münker - Nekir melekleri, sual cevaptan sonra mümin ölüye, Cehennemdeki yerine
bak, Allahü teâlâ değiştirip, sana Cennetteki yeri ihsan eyledi derler. Ölü
bakıp ikisini de görür.) [Buhari]
Resulullah efendimiz, Bedir’de bir çukura gömülü müşrik ölülere, (Rabbinizin
size vâdettiğine kavuştunuz mu?) buyurunca, Hazret-i Ömer, (Ya Resulallah,
cansız ölülere neden söylüyorsun?) dedi. Cevaben buyurdu ki: (Rabbimin hakkı
için söylüyorum ki, siz beni onlardan daha iyi işitmezsiniz, ama cevap
veremezler.) [Buhari, Müslim] [Hazret-i Ömer’in ölünün işittiğini bildiği
halde böyle sorması, dindeki bir hükmün vesika haline gelmesi içindir.]
İbni Teymiye bile diyor ki:
(Bedir’de çukurdaki ölmüş kâfirlerin işitmelerini bildiren hadis-i şerif
meşhurdur. Zaruri inanılması lazım gelen bilgilerden oldu. Bütün ölüler,
şehidler gibi diri olup rızıklandırılır.) [Kitab-ül-intisar-fil-imam-ı Ahmed]
İbni Teymiye’nin talebesi İbni Kayyımı Cevziyye de Kitab-ür-ruh
kitabında, (Ölü, ziyaret edeni bilir, sesini işitir. Selamını alır, onunla
ferahlanır. Bu hâl, yalnız şehidlere mahsus değildir. Herkes için böyledir)
diyor. (El-Besair 22)
Ölü gibi ne demek?
Sual: Ölülere işittiremezsin mealindeki âyetin mecaz olduğunu, inatçı
kâfirleri hidayete erdiremezsin anlamına geldiğini bildirdiniz. Ölü işitmediği
için kâfirlere ölü denmiyor mu?
CEVAP
Yukarıda bildirilen hadis-i şerifte, (Siz beni ölülerden daha iyi
işitmezsiniz, fakat onlar cevap veremez) buyuruluyor. Şu halde, ölüye
işittiremezsin demek, işitip ancak cevap veremeyen ölüler gibi, hakkı kabul
etmeyen kâfirleri imana kavuşturamazsın demektir. Ölünün, münker nekir
isimli meleklerin, kabirde sorduğu suallere cevap vermesi ancak Allahü teâlânın
izni ile olmaktadır. Kur’an-ı kerimde bildirildiği gibi, Hazret-i İsa’nın
ölüleri diriltmesi ve ölülerin konuşması ancak Allahü teâlânın izni ile
olmaktadır. Peygamber ve evliya ruhlarının da böyle iş yapması, mucize ve
keramet olup, yine Allahü teâlânın izni iledir.
İmam-ı Süyuti hazretleri buyuruyor ki:
Her ölünün ruhu, cesedine, bilmediğimiz bir halde bağlıdır. Ruhların kendi
cesetlerine tesir ve tasarruf etmelerine ve kabirde bulunmalarına izin
verilmiştir. Ölü kabirde çürüse de, ruhun bedenle olan bağlılığı bozulmaz.
(El-mütekaddim)
Niye şehidler işitir?
Sual: Bütün ölüler işitiyorsa Allah, niye şehidler ölü demeyin diye
bildirmiştir? Peygamberler için niye ölü demeyin dememiştir?
CEVAP
Âyette şehidler buyurulması, şehidlerin ölüp yok oldukları sanılarak,
cihaddan korkulmasını önlemek içindir. Cihada gitmeye ve şehid olmaya mani olan
şüpheyi gidermek, Allah yolunda ölmenin yüksek faziletini bildirmek içindir.
(Tefsir-i mazhari)
İsra suresinin (Fakirlik korkusu ile evlatlarınızı öldürmeyin) mealindeki
31. âyeti de, bunun gibidir. Fakirlik korkusu olmadan da öldürmek caiz olmadığı
halde, fakirlik korkusu ile öldürenler çok olduğu için, âyet, olaylara göre
gönderilmiştir. Yani sadece şehidler ölü olmadığı halde, şehidler için ölü
değil buyurulması gibi, fakirlik korkusu ile çocuklarınızı öldürmeyin
demek de böyledir. Çocuklarımızı, fakirlik korkusundan başka sebeplerle de
öldürmek caiz olmaz.
Yine İsra suresinin (Sakın ana babana öf deme) mealindeki 23. âyeti de
böyledir. Bir kimse, ana-babasına öf demese, fakat sopa ile dövse, sonra da (Ben
öf demediğim için, Kur'anın emrine uydum) dese, Kur'ana uymuş mu oluyor? Âyetin
manası, (Ana babanızı üzmeyin hatta onlara öf bile demeyin) demektir.
(Beydavi)
Ana babana öf deme denilerek, nasıl daha büyük eziyetleri yapmamak
gerekiyorsa, şehidlere ölü demeyin demekle, onlardan daha üstün olan
Peygamberlere ölü denmeyeceği aşikârdır.