Aşağıdaki yazı Meşhur Kazak yazarı Muhtar Şahanov’un, Medeniyetin Yanılgısı
adlı eserinden alınmıştır:
Günümüzde artık utanç duygusu azaldı. Kalemde mürekkep olduğu gibi, insanda da,
ruh zenginliği, hayâ ve namus bulunması lazım. Haya veya namusa önem vermeyen bu
kadarcıkla bir şey olmaz diyen, kendisini helak edecek bombanın fitilini
ateşlemiş demektir. Örnek olarak bir hikaye anlatayım:
Bir köyde uzun etek giyen güzel bir hanıma, birçok erkek evlenme teklif eder ama,
bayan fakir olmasına rağmen, her nedense teklifleri geri çevirir. İki genç
iddiaya girer. Yakışıklı olanı, "Ben bu bayana kendimi kabul ettiririm" der.
Bayana giderek, “Annem sizin namuslu bir kadın olduğunuzu söyledi. Şu basit
tokayı da hediye olarak gönderdi” der. Bayan sevinerek alır ve annesine selam
gönderir. Genç, başka bir zaman, elmas taşlı altın bir yüzükle gelir, bunu da
ben size hediye etmek istiyorum der. Bayan olmaz kabul edemem, karşılık olarak
bir şey vermem gerekir ama bir şeyim de yok der. Genç de, illa bir şey vermeniz
gerekirse, eteğinizi hafifçe çekip dizden aşağısına bir kerecik bakmam yeter
der. Bayan da, bu kadar şeyden bir şey olmaz diyerek eteğini azıcık sıyırır.
Genç, başka bir zaman, altın bir küpe ile gelir. Kız küpeyi görünce sevinir.
Uzatılan küpeyi alır. Karşılık olarak benden ne istiyorsunuz der. O da, çok şey
gerekmez, eteğinizi biraz daha sıyırıp dizden üstüne baksam yeter der. Bu sefer
kız fazla tereddüt etmeden dizden üst kısmını gösterir. Genç bu sefer de güzel
bir kolye ile gelir. Bayan uzatılan hediyeyi hemen alır. Genç, ücreti sadece bir
öpücük der. Öpüştükten sonra artık işi iyice ilerletirler. Yakışıklı genç
iddiayı kazanır. [Batının kilise müziğiyle başlayıp, istisnasız her müziğe devam
etmesi bu olaya benziyor.]
Batı kültürünü gözü kapalı kabul ettik. Sevgiyi sekse, dostluğu da ticarete
dönüştürdük. Batıda insani değerleri, ruhi vasıfları tahrip eden güçler vardır.
Biz bunu çağdaş uygarlığın gereği olarak kabul ettik. Böylece asli değerleri
kaybettik. Hitler'e, "Doğuda fethettiğimiz topraklara nasıl bir eğitim tarzı
uygulayalım?" diye sorarlar. "Onlara sabahtan akşama kadar hafif müzik dinletin.
Onlara düşünme, okuma fırsatını vermeyin. Çünkü manevi derinliği olmayan
insanlar kendilerini hep mutlu hissederler" diye cevap verir. Bugün Hitler'in
hayalleri gerçekleşmiştir. Günümüzde müzik kültürü bizi istila etmiş durumdadır.
İnsanı insan yapan değerler gerilemiş, insanın hissiyatına hitap eden ve taklide
sürükleyen araçlar çıkmıştır.
Bilim adamları ispatlamıştır ki, insanlara, devamlı olarak tahrik edici müzik
dinletildiği zaman beyinleri çalışamaz duruma geliyor. Yunus balıklarına tahrik
edici müzik dinlettiler ve yüzlerce Yunusun kendilerini karaya attığını
gördüler. Tibet'te rahipler sesle her türlü camı kırabiliyorlar. Müziğe
alıştırılan ineklerin sütlerinin hepsini sağma imkanı oluyor. Müziğe bağımlılık
kazanılıyor.
Kazakistan'da 1986'da Aralık olayları oldu. Gençler ayaklanmıştı. Bu olay
hakkında yazı yazmak yasaklandı. Bütün zorluklara rağmen bu meseleyi kamuoyuna
taşıyan ilk ben oldum. Hatta Gorbaçov ile bir tartışma çıktı. "Eğer bu
olay hakkında yazmaya devam edersen sana başka bir uslüp ile cevap veririz" diye
tehdit etti. Saharov ve Yeltsin ise beni desteklemişlerdi.
Jiltoksan olaylarını araştıran komitenin başkanı idim. Yanıma bir kız gelip
başından geçen olayları anlattı. Ölen gençleri de tanıyormuş. Bizi de sürekli
takip edip dinliyorlarmış. Odadan çıktığımız zaman kızı yakalamışlar. KGB'de
özel bir müzik odası varmış. Son sistem teknolojiyle donatılmış. Kızı müzik
odasına sokmuşlar ve tavandan, tabandan, duvardan, hatta oturduğu masadan
çeşitli müzikler dinletmişler. Birkaç saat bu odada tuttuktan sonra kızı akşam
serbest bırakıyorlar. Başka günler yine çağırıp aynı odaya sokuyorlar. Ve iki üç
uygulamadan sonra otobüs durağına bırakıyorlar. Fakat kız biliyor ki evi yakında
fakat adresi bir türlü hatırlayamıyor. Geri dönerek KGB'nin kapısını
çalıyor ve "Hafızama ne yaptınız?" diye bağırmaya başlıyor. "Bana adresimi
söyleyin" diye yalvarıyor. Aynı şekilde müzik vasıtasıyla insanların beyinlerini
tahrip ettiler. Bu dünya çapında yaşanıyor. Fakat insanlar bunu tam olarak
kavrayabilmiş değil. Bu taklitçilik kültürü bizi de götürüyor. Hafızayı
Cezalandırıcı Kozmo-Formül adlı eserimde insanı tahrip eden unsurları bu
bakışla değerlendirmeye çalıştım. (Medeniyetin Yanılgısı, M.Şahanov)