Sual: Bir yazar, web sitesindeki yazısında mesajlar kısmında diyor ki:
(Sigara içen biri, sigaranın beynine ve dolayısıyla ahiretine zarar vermekte ve
kendine zulmetmekte olduğuna imanlı mıdır? İmandan amaç, imanın gereği olan amel
midir? İmanın gereği olan amel yoksa, iman mevcut olabilir mi? Sigara içen biri,
“ben sigaranın zararlarına iman ediyorum” dese dahi, böyle bir imanı var mıdır?
O zarara iman etmiş biri sigaraya devam edebilir mi? Ediyorsa, o konuda imanı
hâlâ var olabilir mi? “İman ehlinden, mümine bilerek zarar gelmez” diyor
Hazret-i Rasul. Eğer çevremize veya kendimize bilerek zarar veriyorsak,
bu durumda ne kadar imanlı olabiliriz? Buhari 2144 nolu hadise göre zina en
hafif günahlardandır; iki kişi arasında kalması ve beyne direkt zararı olmaması
yönünden! Ama sigara kişinin hem kendisine hem de çevresine bilerek
zulmetmesidir ki, bu zinadan çok daha büyük günahtır. Öyleyse, ister sigara
yollu, ister başka fiillerle kendisine veya çevresine bilerek zarar veren
kişinin imanından ne kadar söz edilebilir?)
Bu kişi, iman amelden parça demek istemiyor mu? Nasıl oluyor da (sigara, zinadan
daha büyük günah) diyebiliyor?
CEVAP
O kişi, felsefecidir. Kitaplarının hiç birisinde İslam âlimlerinden nakli
esas almaz. Yukarıda görüldüğü gibi hadis-i şeriflere de, kendi anlayışına göre
mana verir. Bu mutezilenin, felsefecilerin yoludur. Sigara hakkında İslam
âlimlerinin ciltler dolusu kitapları vardır. Hiç birisinden nakil yapmadan kendi
görüşünü din gibi ortaya koymaktadır. Sigara içmenin, yani amelin iman ile
irtibatı olduğunu bildirmektedir. Halbuki Ehl-i sünnet itikadına göre, hangi
günah olursa olsun, günah işleyene kâfir denmez. Günah işleyene kâfir demek,
İngilizlerin kurduğu Vehhabilik dininde de vardır. Hâşâ günah işleyen kâfir
denirse, dünyada müslüman kalmaz.