Sual: Amel imandan parça mıdır, yani bir farzı yapmayan veya bir
haramı işleyen kâfir olur mu?
CEVAP
Hayır, kâfir olmaz. Amel imandan bir parça olsaydı, her günah işleyen kâfir
olurdu. Hiç müslüman kalmazdı.
Mutezile ile Vehhabiler ve diğer bazı bid’at fırkaları, (Amel, imandan parçadır)
demişlerse de, amel, imanın parçası değildir. Küfrün zıddı iman, günahın zıddı
ise ibadettir. İmanı bırakan kâfir olur, ibadeti terk eden günahkâr olur.
Amelsiz iman makbuldür, imansız amel ise makbul değildir. Kadınların muayyen
hallerinde olduğu gibi, namaz, oruç gibi ibadetleri bırakmak caiz ve gerekirken,
imanı hiçbir zaman bırakmak caiz olmaz.
Yalnız iman ile Cennete girilirse de, yalnız amel ile Cennete girilmez. Amelsiz
iman makbul, imansız amel ise makbul değildir. İmanı olmayanların yaptığı
ibadetler, ahirette hiçbir işe yaramaz. İman başkasına hediye edilmez, fakat
amelin sevabı, başkalarına hediye edilir. İman vasiyet edilmez, fakat kendi için
amel yapılması vasiyet edilir. Ameli terk eden kâfir olmaz ise de, imanı terk
eden hemen kâfir olur. Özrü olan kimseden amel affolur ise de, iman kimseden
affolunmaz.
İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
Sapık fırkalar, (Onlar, iman edip salih amel işlediler) mealindeki (Rad)
suresinin 29.âyet-i kerimesini delil gösterip, (Amel imanın parçasıdır)
dediler. Halbuki bu ve benzeri âyetler, amelin, imanın içinde değil, dışında
olduğunu gösterir. Eğer aksi olsaydı, (ve amilussalihat) sözü lüzumsuz
tekrar edilmiş olurdu. Mutezile fırkasının [ve vehhabilerin], günah işleyenlerin
ebedi Cehennemde kalacağını söylemesi yanlıştır. Çünkü hadis-i şerifte,
(İkrar ettiği şeyi, inkâr etmeyen, kâfir olmaz) buyuruldu. Günah işleyen,
tasdik ettiği imanın esaslarını inkâr etmiş olmaz. Ahirette yalnız imansızlara
şefaat edilmez. Bu da, şefaat edilen günahkârların kâfir olmadığını gösterir.
Hadis-i şerifte, (Büyük günah işleyenlere şefaat edeceğim) buyuruldu.
Ebüdderda hazretleri, (Ya Resulallah, zina ve hırsızlık eden de,
şefaate kavuşacak mıdır?) diye sual etti. Cevabında, (Evet zina ve hırsızlık
edene de şefaat edeceğim) buyurdu. İman ile ölen herkes, er geç Cennete
girer.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Şirk üzere ölmeyen her mümine şefaat edeceğim.) [Bezzar, Hakim, Beyheki]
(Zina etmiş, hırsızlık yapmış, içki içmiş mümin de Cennete girer.)
[Buhari]
(Kalbinde zerre kadar imanı olan Cehennemde kalmaz.) [Buhari]
(Büyük günah işleyen her mümine şefaat edeceğim.) [Nesai, Tirmizi]
(İmanla ölen günahkârlara şefaat edeceğim.) [Buhari, Müslim]
Günahkâr mümin, cezasını çektikten sonra, Cennete girer. (Zina edenden, içki
içenden iman çıkar) hadis-i şerifi, günahkârların kâmil mümin olmadığını
bildirmektedir. (İman, kalb ile tasdik, dil ile ikrar ve azalarla ameldir)
sözünün manası şudur: İnsanda iman, vücuttaki baş gibidir. El kol gibi uzuvlar
da ameller gibidir. Elsiz, kolsuz insan olursa da, başsız insan olmaz. Normal
bir insan tarif edilirken, bütün azaları ile tarif edilir. Yani bazı azaları
eksik olsa bile insan yine insandır. Bunun gibi, kâmil mümin tarif edilirken,
amel de dahil edilmiştir. Eli ayağı kesik kimseye (yaşayan ölü) dendiği gibi,
büyük günah işleyene de, kâmil mümin değil manasına "mümin değildir"
buyurulmuştur. (İhya)
Sual: Günah işleyen müslümanlara kâfir denir mi?
CEVAP
Günah işleyen müslümana kâfir denmez. Çünkü Ehl-i sünnete göre, bir insan
günah işlemekle kâfir olmaz. Bazı bid'at fırkaları, günah işleyene, kendileri
gibi düşünmeyen müslümanlara kâfir demek sapıklığında bulunmuşlardır. Hadis-i
şerifte buyuruldu ki:
(Mümine kâfir diyenin, kendisi kâfir olur.) [Buhari]
Müslümanım diyen, kelime-i şehadet söyleyen kimseye kâfir denmez. Bir savaşta,
kelime-i şehadet getiren birisini öldüren kimseye, Resulullah efendimiz,
(Kelime-i şehadet söyleyen kimseyi niçin öldürdün?) buyurdu. O da, dili ile
söylüyordu ama kalbi ile inkâr ediyordu dedi. (Kalbini yarıp da baktın mı?)
diyerek onu tekdir buyurdu.
Onun için mümine kâfir demekten sakınmalıdır.
Şarap içeri, iman dışarı mı?
Sual: İslam Ahlakı kitabında, Hazret-i Osman’ın, "Allahü
teâlâya yemin ederim ki, bir kimse, şarap içerken, iman o şaraba der ki, ey
melun dur, ben çıkayım da ondan sonra sen gir" dediği bildiriliyor. Bir de
bu anlamda hadis-i şerifler de var:
(İnsan, mümin olduğu halde içki içemez.) [Nesai]
(Şarap içenin imanı, gömleğin sırttan çıktığı gibi çıkar.) [Hakim]
(İçki ile iman, bir arada bulunmaz, biri, diğerini uzaklaştırır.)
[Beyheki]
(İçki içenin kalbinden iman nuru çıkar.) [Taberani]
Sualim, şarap içenin imanı çıkıyor mu, yani kâfir mi oluyor?
CEVAP
Hayır. Dinimizde amel imandan parça değildir, yani şarap içen veya başka
günah işleyene kâfir denmez. Amel imandan bir parça olsaydı, her günah
işleyen kâfir olur, hiç müslüman kalmazdı. Hatta (amel imandan parçadır, günah
işleyen kâfir olur) diyen sapıklar da, müslüman olamazdı. Çünkü masum yani
günahsız olmak Peygamberlere mahsustur.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
İmam-ı a’zam hazretleri, "Mümin büyük günah işlese de imanı gitmez, kâfir olmaz”
buyurdu. Günahı çok olan bir mümin, tevbesiz ölmüş ise, Allahü teâlâ dilerse,
günahlarının hepsini affeder, dilerse günahları kadar azap eder; fakat sonunda
yine Cennete koyar. Ahirette kurtulmayacak olan yalnız kâfirlerdir. Zerre kadar
imanı olan kurtuluşa erer. (2/67)
İmam-ı Gazali hazretleri yukarıdaki hadis-i şerifleri açıklarken, (Kâmil iman
sahibi içki içemez, içenin imanı zayıftır) buyuruyor. Bir hadis-i şerif meali de
şöyledir:
(Cebrail aleyhisselam, “Allah’a şirk koşmadan ölen her Müslüman Cennete
girer” dedi. Ben “hırsızlık ve zina etse de mi?” dedim evet dedi. Bunu üç kere
sordum. Evet şarap içse de, Cennete girer dedi.) [Buhari, Tirmizi]