Evini süpürür, koyununu sağar, ayakkabısının söküğünü diker, çamaşırını yamar.
Hizmetçisiyle birlikte yemek yer, onun işine yardım eder. Çarşıdan, pazardan
öteberi alıp eve getirir. Fakirle, zenginle, büyükle, küçükle karşılaşınca, önce
selam verir. Tokalaşmak için, elini önce uzatır. Irk ve renk ayrımı yapmaz. Her
kim olursa olsun, çağırılan yere gider.
Güzel huyludur, İyilik etmesini sever. Herkesle iyi geçinir. Güler yüzlü, tatlı
sözlüdür. Söylerken gülmez. Mütevazıdır. Üzüntülü görünür. Heybetlidir, yani
saygı ve ciddiyet hâsıl eder. Nazik ve cömerttir. İsraf etmez. Herkese acır.
Kimseden bir şey beklemez.
Hayâsı çoktur. Biriyle tokalaşınca, o kimse elini çekmedikçe, elini ondan
ayırmaz. Az konuşur. Gayet açık ve metotlu konuşur, kolay anlaşılır. Küçük bir
çocuk elini tutup bir iş için götürse, birlikte gider, işini görür.
Hizmetçisi, (10 yıl hizmet ettim. Bir kere bana öf demedi. Şunu niçin böyle
yaptın diye sormadı) diyor. Kâfirlerin yok olması için dua etmesi istenildiği
zaman. (Ben, lânet etmek için değil, herkese iyilik etmek için dua ederim)
diyor.
Bir şey istendiğinde yok demez. Bir ihtiyar kadın, kızını ona gönderir. (Namaz
kılmak için örtünecek elbisem yok, bir elbise gönder) diye yalvarır. Onun da o
anda başka elbisesi olmadığından gömleğini çıkarıp verir. Namaz vakti gelince,
elbisesiz mescide gidemez. O gün, damadı gelip, (Bugün 8 lira ödünç almıştım.
Bunun yarısını size vereyim. Kendinize gömlek alın) der.
Çarşıya çıkıp, 2 lirayla bir gömlek satın alır. Geri kalan 2 lirayla yiyecek
almaya giderken görür ki, bir âmâ, (Allah rızası için bana kim bir gömlek verir)
der. Aldığı gömleği bu âmâya verir. Âmâ, gömleği alınca, misk gibi güzel koku
duyar. Bunu kimin verdiğini anlar; çünkü onun bir kere giydiği her şey, eskise
de misk gibi güzel kokar. Âmâ dua edip, (Ya Rabbi, bu gömlek hürmetine,
gözlerimi aç) der. İki gözü hemen açılır. 1 lirayla bir gömlek satın alır. 1
lirayla da yiyecek satın almaya giderken, bir hizmetçi kızın ağladığını görür.
Niçin ağladığını sorar. (Bir Yahudi’nin hizmetçisiyim. Bana bir lira verdi.
Bununla bir şişe ve yağ satın al dedi. Alıp gelirken elimden düştü, hem şişe,
hem de yağ gitti) der, son 1 lirayı da kız çocuğa verir. (Bununla şişe ve yağ
al. Evine götür) der. Kızcağız, (Eve geç kaldığım için, Yahudi beni döver
diye korkuyorum) der. (Korkma! Seninle birlikte gelir, gerekeni söylerim)
der.
Eve gelip, kapıyı çalarlar. Yahudi kapıyı açınca şaşırıp kalır. Kapıda
Yahudi’ye, olanları anlatıp, kıza bir şey dememesi için ricada bulunur. Yahudi,
(Binlerce insanın baş tacı olan, binlerce aslanın, emrini yapmak için beklediği
ey büyük zat! Bir hizmetçi kız için, benim gibi bir fakirin kapısını
şereflendirdin. Bu kızı senin şerefine azat ettim. Bana İslam’ı öğret, hemen
Müslüman olayım) der. Yahudi’ye Müslümanlığı öğretir. O da Müslüman olur. Evine
girip çoluk çocuğuna anlatır. Hepsi Müslüman olurlar.
Bunlar, hep onun güzel huylarının bereketiyle olur. O âlemlere rahmettir.