Sual: Bir arkadaş, (Çatal kazık yere batmaz) atasözünün yanlış
olduğunu, çatal kazığın daha iyi batacağını söyledi. Bu atasözünde ne denmek
isteniyor?
CEVAP
Maalesef atasözü düşmanları, her atasözüne bir kulp takıyorlar. Atasözünün
ne maksatla söylendiğine bakmayıp da kelimeler üzerinde duruyorlar. Manası hiç
düşünülmese bile, çatal kazık, istenildiği gibi yere çakılmaz. Sadece çatal
kısmına kadar çakılabilir, daha fazla çakılmaz. Çatal kazığa bağlanan at, çatalı
söküp kaçabilir; ama düz kazıksa, sonuna kadar çakılır. Düz kazığa bağlanan at,
kolayca bu kazığı çıkaramaz.
Eğer bu, atasözü düşmanlığı değilse, çok cahilce bir tenkittir. Atalarımıza
düşmanlık etmekteki maksat ne olabilir ki?
Bu atasözünün manası bilinmeden tenkit uygun olmaz. Çatal kazık bir örnektir.
Düz kazığın görevini çatal kazık yapamaz. Bunun gibi, iki başlı bir idare de iyi
yürümez. Çatal kazık siyasette de kullanılır. Koalisyona karşı olanlar,
“Çatal kazık yere batmaz” derler ve tek parti iktidarını isterler.
Atalarımız tecrübeleriyle bunu tespit edip, veciz sözlerle bu gerçeği dile
getirmişlerdir. (Çatal kazık yere batmaz) atasözünden başka atasözleri de
vardır:
İki kaptan bir gemiyi batırır.
Atasözü düşmanı, (Niye iki kaptan bir gemiyi batırsın ki? Nöbetleşe gemiyi
kullanırlar. Biri yatar, öteki devam eder) diyebilir; ama bu sözün söyleniş
maksadını düşünmek gerekir. Kaptanlardan biri Hindistan’a, öteki de Amerika’ya
gideceğiz dese ne olacak? Karar verilmediği sürece gemi yola çıkamaz. İki
kaptandan biri âmir ise, onun dediği olur ve işler yürür. Bir başka atasözü:
Bir çöplükte iki horoz ötmez.
Atasözü düşmanları, hemen görünüşe göre tenkit edip, (Bir çöplükte iki
değil, beş horoz bile öter) diyebilir. Burada ötmekten kasıt, sözü geçmek
demektir. Senin borun burada ötmez demek, senin burada sözün geçmez demektir.
Bir yerde iki kişinin borusu ötüyorsa, orada işler normal yürümez, anarşi olur.
Bir başka atasözü:
İki kıbleli din olmaz.
Atasözü düşmanları, (İki kıbleli değil, beş kıbleli din de olabilir)
diyebilir. Öyle kıblesi, çok olana din değil, belki felsefe denebilir. Çatal
kazığın batmadığı gibi, iki veya çok kıbleli dinden fayda gelmez. Bir başka
atasözü:
İki cambaz bir ipte oynamaz.
Atasözü düşmanları, (İki değil, beş cambaz aynı ipte oynayabilir) diyebilir.
Şahsen biz de gördük. Karı koca iki cambaz, bir ipte oynuyorlardı. Burada
oynamaz sözünden maksat, her biri, benim cambazlığıma bakılsın diye ötekini
düşürebilir demektir.
Tasavvufta da, çatal kazık batmaz. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
İstediğiniz yardıma kavuşabilmeniz için, şu bir şartı gözetmek lazımdır. O da,
kalbi yalnız bir yere bağlamaktır. Kalbi birkaç yere bağlamak, insanı harap eder.
(Bir yerde olan, her yere kavuşur. Her yere dağılan, hiçbir yer bulamaz)
buyurulmuştur (1/75)
Eskiden, hak olan tarikat çok olsa da, sadece birine bağlanılırdı. Aynı
tarikat olsa bile, farklı mürşitleri varsa, onlardan da sadece birine intisap
edilirdi. İki mürşitli mürit olmazdı. Bu, diğer mürşitleri inkâr etmek değildi;
fakat çatal kazık batmadığı gibi, iki mürşidi olan da, mürşitlerinden istifade
edemezdi.
Bunlar gibi, iki kişinin bir kölesi olmaz. Köle, iki efendisinden birini bile
memnun edemez. İki işi bir kişiye vermek uygun olmadığı gibi, bir işi de iki
kişiye vermek uygun olmaz; çünkü iki iş, bir kişiye verilince, bu iki işten biri
hep bozuk ve kusurlu olur. Bir kişi bu işten birine gereğince gayret gösterirse,
öteki işte bozukluk ve kusur meydana gelir. Eğer öteki işe gereğince gayret
gösterirse, bu defa bu işte mutlaka bozukluk meydana gelir. İki işi olan her
kişinin, daima iki işi de bozukluk içinde olur. Bunun gibi, ne zaman ki, iki
kişiye bir iş verilir, bu ona, o buna atar, sonunda, o iş yatar. Onun için
atalarımız şöyle buyurmuşlardır:
İki hanımlı ev, süpürülmeden kalır.
İki başlı idare, istenildiği gibi yürümez. İkilik, iki başlılık, her zaman
için kötüdür. Bunun için Kur’an-ı kerimde, Allahü teâlâdan başka ilah olmadığı,
iki ilahın olamayacağı, iki ilah olsaydı kâinatın düzeninin bozulacağı
bildirilmektedir. İki âyet-i kerime meali şöyledir:
(Allah’tan başka, yerde gökte ilahlar olsaydı, her ikisinin [yerin,
göğün] de nizamı bozulurdu.) [Enbiya 22]
(Allah’tan başka ilah olsaydı, her ilah, kendi yarattığını idare eder, bir
gün biri diğerlerine galip gelirdi. Allah, onların vasfettiklerinden
münezzehtir.) [Müminun 91]