Sual: Her koyun kendi bacağından asılır atasözünü nasıl anlamalı?
CEVAP
Yanlış anlamamalıdır! Fransa’daki bir adamın günahı, Mısır’daki bir kimseden
sorulmaz. Herkesin günahı da, sevabı da kendine aittir. Kur'an-ı kerimde mealen
buyuruluyor ki:
(Kimse kimsenin günahını çekmez.) [Necm 38]
Hadis-i şerifte de buyuruldu ki:
(Hiç kimse diğerinin günahını çekmez) [Hakim]
Fakat insanları sapıtanlar, sapıklıkta önder olanlar, kendi günahlarını
yüklendikleri gibi sapıttırdıklarının günahlarını da yüklenirler. (Nahl
25)
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Dinimizde iyi bir çığır açana, bunun sevabı ile bununla amel edenlerin
sevabı verilir, o çığırda [o yolda] gidenlerin sevabından da hiçbir şey
eksilmez. Dinimizde kötü bir çığır açana da, bunun günahı ile, bununla amel
edenlerin günahı verilir, o kötü yolda gidenlerin günahından da hiçbir şey
eksilmez.) [Müslim]
(Birbirinize Müslümanlığı öğretin! Emr-i marufu bırakırsanız, Allahü teâlâ, en
kötünüzü başınıza musallat eder ve dualarınızı kabul etmez.) [Bezzar]
Her Müslüman, emri altında bulunanlardan mesuldür. Âyet-i kerimede mealen
buyuruluyor ki:
(Kendinizi ve aile efradınızı Cehennem ateşinden koruyunuz.) [Tahrim 6]
Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Hepiniz, bir sürünün çobanı gibisiniz. Çoban sürüsünü koruduğu gibi, siz de
evinizde ve emriniz altında olanları Cehennemden korumalısınız! Onlara
Müslümanlığı öğretmezseniz, mesul olursunuz.) [Müslim]
(Çok Müslüman evladı, babaları yüzünden Veyl ismindeki Cehenneme gidecektir.
Çünkü bunların babaları, yalnız para kazanmak ve keyf sürmek hırsına düşüp ve
yalnız dünya işleri arkasında koşup, evlatlarına Müslümanlığı ve Kur'an-ı kerimi
öğretmediler. Ben böyle babalardan uzağım. Onlar da benden uzaktır. Çocuklarına
dinlerini öğretmeyenler Cehenneme gidecektir.) [S.Ebediyye]
Abdulgani Nablüsi hazretleri buyuruyor ki:
Söz ve yazı ile emr-i maruf, âlimlerin vazifesidir. Kalb ile, dua ederek günah
işleyene mani olmaya çalışmak da her müminin vazifesidir. El ile müdahale ise
devletin vazifesidir. (Hadika) [Ayrıca Hindiyye c.5, s.352,
Kadıhan c.3, s.429, Bezzâziyye c.6, s.356’da da bu husus
bildirilmiştir.]
Demek ki önce kendimizden mesulüz. Kendimiz dinimizi öğrenip, öğrendiklerimizle
amel edeceğiz. Gücümüz yeterse, gücümüz nispetinde dine hizmet etmeye
çalışacağız.