Selefi genç diyor ki:
Mülk suresinin, (Göktekinin sizi yere geçirmesinden, taş yağmuruna
tutmasından emin mi oldunuz?) mealindeki 16. ve 17. âyetleri, Allah’ın gökte
olduğuna kesin delildir. Bunun için Allah mekandan münezzeh demek yanlıştır.
CEVAP
Bizi yere geçirecek, taş yağmuruna tutabilecek olan elbette Allahü teâlâdır.
Ancak burada gökteki ifadesinden oradakinin Allah olduğunu söylemek yanlış olur.
Mesela Boğaz köprüsü Demirel’in, Fatih köprüsü ise Özal’ın eseridir
cümlesinden, bu köprüleri bizzat yapanların Demirel ve Özal olduğu
anlaşılmaz. Başkaları yapmıştır, ama bunlar yaptırdığı için onlara nispet
edilmiştir. Canları alan da Allahü teâlâdır. Fakat Azrail aleyhisselam vasıtası
ile aldırır. Bize taş yağdıracak olan da Allah’tır. Fakat bunu bir melek
vasıtası ile yapar. Bunun için gökteki denmiştir. Yani gökteki görevli melek
demektir. İmam-ı Beydavi de, (Sizi yere batıracak veya sizi taş yağmuruna
tutacak olan Allah’ın bu âlemin tedbirine vekil ettiği melekten emin misiniz?)
diye açıklıyor.
Genç diyor ki:
Taha suresinin (Rahman, Arşa istiva etmiştir) mealindeki 5. âyeti de
açıkça Allah’ın Arşta oturduğunu göstermektedir. Onda değişiklik olmaz. Hep
orada oturur. Selef âlimleri bu âyeti tevil etmemiş, aynen kabul etmiştir. Tevil
etmek Kur’ana aykırıdır.
CEVAP
Asıl tevil eden sensin. İstivaya, oturmak anlamı vermek tevildir. Selef
âlimleri, (İstiva vardır, keyfiyetini bilemeyiz) buyurmuşlardır. Allah’a oturur
demek, onu mahluka, insana benzetmek olur. O hiçbir şeye benzetilemez. Kur’an-ı
kerimde, (Onun benzeri hiçbir şey yoktur) buyuruluyor. (Şura 11) [Görüldüğü
gibi, onu bir şeye benzetmek bu âyete aykırı bir tevil olur.]
Yine Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allah Arşa istiva edendir. Nerede olsanız, O sizinle beraberdir.) [Hadid
4]
(Doğu da batı da Allah'ındır. Nereye dönerseniz Allah'ın yüzü oradadır.)
[Bekara115]
(Allah her şeyi kuşatmıştır.) [Nisa 126]
(Allah göklerin ve yerin nurudur.) [Nur 35]
Eğer bu âyetler tevil edilmezse, Allah hem Arşta, hem de her yerde olduğu
anlaşılır. Onun için halef âlimler, cahillerin yanlış anlamaması için tevil
etmek zorunda kalmışlardır
Genç diyor ki:
(Allah göktedir, Allah yer semasına inip kulların amelini seyreder) hadislerine
ne diyeceksiniz? Bu hadisler açıkça Allah’ın gökte olduğunu göstermiyor mu?
CEVAP
Yukarıdaki sözlerinle bu, tezat [çelişki] içindedir. Allah Arşta ise gökte
olmaz. Sonra gök bir tane değildir. Kur’an-ı kerimde göklerin yedi kat olduğu
bildirilir. Birinci kat, ikinci katın yanında nokta kadardır. İkinci kat, üçüncü
katın yanında da böyledir. Her kat böyledir. En üstünde Arş vardır.
Ehl-i sünnet âlimleri, istivayı, Allah Arşa hükmeder diye açıklamışlardır. Peki
Allah Arşın hakimi de göklerin ve yerin hakimi değil midir? Hepsine hükmetmez mi?
Niye sadece Arşa istiva etti denmiştir de, göklere de istiva etti denmemiştir?
Bunu bir örnekle açıklarsak kolay anlaşılır. Türkiye başbakandan sorulur demek,
İstanbul, İzmir sorulmaz demek değildir. İstanbul, Valinin elinde denince,
ayrıca Beşiktaş ve Fatih’i de söylemek gerekmez. Arş da, yer ve göklerden büyük
olduğu için sadece Arş denmiştir. Ancak yine cahiller yanlış anlamasın diye
hepsi de bildirilerek şöyle buyurulmuştur:
(Göklerin, yerin ve Arşın Rabbi olan Allah onların vasıflandırdıklarından
münezzehtir.) [Zuhruf 82]