Sual: Ana-baba hakları nelerdir?
CEVAP
İmam-ı Nesefi hazretleri bildiriyor ki:
Ana-babanın evladı üzerinde seksen kadar hakkı vardır. Kırkı sağlığında, kırkı
vefatından sonradır. Sağlığında olan kırk haktan onu bedenle, onu dil ile, onu
kalble, onu da para iledir.
Bedenle olan hakları:
1- Hizmet ederek rızalarını almak. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ana-babasına hizmet edenin ömrü bereketli ve uzun olur.) [İslam Ahlakı]
(Ana-babasını dine uygun hizmetleriyle razı eden, Allahü teâlâyı razı etmiş
olur, onları gazaplandıran, Allahü teâlâyı gazaplandırmış olur.) [İbni
Neccar]
(Ana-babası, yanında ihtiyarladığı halde, [rızalarını alamayıp] Cenneti
kazanamayanın burnu sürtsün.) [Tirmizi]
Hasan-ı Basri hazretleri, Kâbe’yi tavaf ederken sırtında yük olan bir zat görüp
der ki:
- Niçin yükle tavaf ediyorsun?
- Bu yük değil, babamdır. Bunu Şam’dan yedi defa getirip tavaf ettim. Çünkü,
bana dinimi, imanımı öğretti. Beni İslam ahlakı ile yetiştirdi.
- Kıyamete kadar böyle arkanda taşısan, bir defa kalbini kırmakla bu yaptığın
hizmet boşa gider. Bir defa da gönlünü yapsan, bu kadar hizmete karşılık olur.
Ana-babaya hizmette kusur etmemelidir. Hazret-i İbni Abbas, "Ana-babana karşı,
kusurlu, güçsüz, aşağı bir kölenin, sert, kaba efendisine karşı bulunduğu hâl
üzere ol!" buyurdu.
Anneye hürmet ve hizmet, babadan önce gelir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Anneye yapılan iyiliğin ecri iki mislidir.) [İ. Gazali]
(Önce annene, sonra babana, kız kardeşine, erkek kardeşine ve sırası ile diğer
yakınlarına iyilik et!) [Nesai]
(Veysel Karani’nin kavuştuğu bütün ihsan ve dereceler, anasına yaptığı iyilik
sebebiyledir.) [R.Nasıhin]
(Ya Resulallah, annem müşriktir. Ona iyilik etmem caiz midir?) diye sorana,
(Evet, annene iyilik ve ihsanda bulun!) buyuruldu. (Ebu Davud)
Her Peygamber, kendi annesinden de üstündür. Buna rağmen, Peygamberler de
annelerine hürmet ve hizmet etmişlerdir.
Kâfir olan ana-babaya hizmet etmek, nafakalarını vermek, ziyaretlerine gitmek
gerekir. Küfre sebep olan şeyleri yaptıracaklarından korkulursa, ziyaretlerine
gidilmez. (Bezzâziyye)
Hazret-i Musa, Cennetteki komşusunun kim olduğunu Hak teâlâdan sorup öğrendikten
sonra yanına gider. Bu bir kasaptır. Kasap, bir parça et pişirir. Asılı zenbili
aşağı alır, çok zayıf bir kadına et ve su verir. Üstünü başını temizleyip,
zenbile koyar. Kasap, (Bu annemdir. Yaşlanıp bu hale girdi; sabah-akşam böyle
bakarım) der. Kasabın annesinin, (Ya Rabbi oğlumu Cennette Musa aleyhisselama
komşu eyle) dediğini Hazret-i Musa da işitir. Kasaba, (Müjde, Allahü teâlâ,
seni Musa aleyhisselama komşu etti) buyurur. (Şir’a)
2- İyilik etmek. Ana-babaya iyilik ve ihsan, evlada farzdır. Hadis-i
şeriflerde buyuruldu ki:
(Ana-babasına iyilik eden evlat, Peygamberlerle beraber Cennete girer.)
[İ. Rafii]
(Ana-babasına iyilik edenin ömrü uzun, rızkı bereketli olur.) [İ. Ahmed]
(En faziletli amel, vaktinde kılınan namazdan sonra ana-babaya iyiliktir.)
[Müslim]
(Ana-babaya ihsan, bedbahtlığı saadete çevirir, ömrü uzatır ve insanı kötü
ölümden korur.) [Ebu Nuaym]
(Ana-babanıza ihsan ederseniz, çocuklarınız da size ihsan eder.) [Taberani]
(Sen de malın da babana aittir.) [İbni Mace]
3- Asi olmamak, karşı gelmemek. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ana-babaya karşı gelmek büyük günahtır.) [Buhari]
(Ana-babasına asi olan Cennete giremez.) [Nesai]
(Ana-babasına karşı gelenin ömrü bereketsiz ve kısa olur.) [İslam Ahlakı]
İmanı olanlardan Cehennemden en sonra çıkacak olanlar, Allahü teâlânın yolunda
olan ana-babasının İslamiyet’e uygun olan emirlerine asi olanlardır.
Ana-babanın ve hiç kimsenin, dine uymayan emri yapılmaz. Fakat, ana-babaya, yine
tatlı söylemek, onları incitmemek gerekir.
Ana-baba kâfir ise, onları kiliseden, meyhaneden, sırtta taşıyarak bile, geri
getirmek gerekir. Fakat, oralara götürmek gerekmez.
Ana-baba zalim de olsa, onlara karşı gelmek, onlarla sert konuşmak caiz
değildir.
(Anam-babam çok şefkatsiz, onlara nasıl itaat edeyim) diyen bir kimseye,
Resulullah efendimiz buyurdu ki:
(Anan seni 9 ay karnında gezdirdi. 2 yıl emzirdi. Seni büyütünceye kadar
koynunda besledi ve kucağında gezdirdi. Baban da seni büyütünceye kadar birçok
zahmete katlandı. İdare ve maişetini temin etti. Sana dinini, imanını öğretti.
Seni islam terbiyesi ile büyüttü. Şimdi nasıl olur da, şefkatsiz olurlar? Bundan
daha büyük ve kıymetli şefkat olur mu?) [Ey Oğul İlmihali]
(Ya Resulallah, yaşlı anama elimle yedirip içiririm. Abdestini aldırır, sırtımda
taşırım. Hakkını ödemiş olur muyum?) diye soran kişiye buyurdu ki:
(Hayır, yüzde birini bile ödemiş olamazsın. O sana, yaşaman için hizmet
ediyordu, sen ise, ölümünü bekleyerek hizmet ediyorsun. Ancak Allahü teâlâ, bu
az iyiliğine karşılık çok sevap ihsan eder.) [R. Nasıhin]
Bir zat, (Ya Resulallah, ana-baba, evladına zulmetse de rızalarını almayan
Cehenneme girer mi?) diye sorunca, cevaben 3 defa (Evet zulmetseler de
rızalarını almayan Cehenneme girer) buyurdu. (Beyheki)
Şu halde ana-baba zalim olup, evlada zulmetseler de, günah işlemeyi emretseler
de, yine onları üzmemeye, küstürmemeye çalışmalıdır! Günah olan emirleri
yapılmaz ama, yine de onları üzücü söz söylemek caiz olmaz.
Ana-baba kötü bile olsa, yine onlarla iyi geçinmelidir! Ziyaretlerini terk etmek
büyük günahtır. Hiç olmazsa, selam göndererek, tatlı mektup yazarak, telefon
ederek, bu günahtan kurtulmalıdır!
Kur'an-ı kerimde 3 şey, 3 şeyle beraber bildirildi. Biri yapılmazsa, ikincisi
kabul olmaz. Peygambere itaat edilmezse, Allah’a itaat edilmiş olmaz. Ana-babaya
şükredilmedikçe, Allahü teâlâya şükredilmiş olmaz. Malın zekatı verilmedikçe,
namazlar kabul olmaz. (Tefsir-i Mugni)
4- İtaat etmek, karşı gelmemek, günah olmayan emirlerini yapmak.
Hazret-i Musa, Allahü teâlâdan 9 defa nasihat istedi. Hepsinde de, ana-babaya
itaat etmesi emrolundu. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ana-babaya itaat, Allah’a itaattir, onlara asi olmak, Allah’a asi olmaktır.)
[Taberani]
Babasına asi gelen, çocuğundan mürüvvet göremez, muradına kavuşamaz, ailesi ile
geçinemez, evinin tadı bozulur. (Şir’a)
5- Sert bakmamak, şefkatle, sevgi ile bakmak. Ana-babasına şefkat ve sevgi
ile bir defa baksa, kabul edilmiş bir hac sevabına kavuşur.
Peygamber efendimiz (Ana-babanın yüzüne merhametle bakana, hac ve umre sevabı
yazılır) buyurunca, (Günde bin defa bakarsa da böyle midir?) denildi.
Cevaben buyurdu ki:
(Günde yüzbin defa baksa da...) [R. Nasıhin]
Yine buyurdu ki:
(Ana-babanın yüzüne sevgi ile bakmak ibadettir.) [Ebu Nuaym]
6- Üzmemek, incitmemek, rızalarını kazanmak. Hadis-i şeriflerde buyuruldu
ki:
(Rabbin rızası, ana-babanın rızasında, gazabı da, ana-babanın gazabındadır.)
[Buhari]
(Ana-babasının rızasını alan mümine Cennetten iki kapı, üzene de Cehennemden
iki kapı açılır.) [Beyheki]
(Ana-babasını razı eden mümin, ne yaparsa yapsın Cehenneme girmez, inciten de
Cennete girmez.) [Şir’a]
(Hak teâlâ, bazı günahların cezasını kıyamete kadar geciktirir. Ana-babaya isyan
bundan müstesnadır.) [Hakim]
Ana-babayı üzmek, onlara eziyet etmek büyük günahtır. Ana-babanın veya hiç
kimsenin günah olan emirleri yapılmaz. Ana-babanın yemeklerinde haram karışığı
olduğu şüpheli olsa, ana-baba bu yemekten yemesi için evladını zorlasa, evladın
o yemekten yemesi gerekir. Çünkü şüpheli şeylerden kaçınmak vera, ana-babanın
rızasını almak ise vaciptir. Fakat gayrı meşru emirleri dinlenmez. Mesela onlar,
(İçki iç, namaz kılma, yoksa senden razı olmayız) deseler de, haram olan şeyler
yapılmaz. Çünkü (Halıka isyan olan işte, kula itaat edilmez) emri vardır. Hak
teâlâ buyuruyor ki:
(Biz, insana, ana-babasına iyi davranmasını tavsiye ettik. Eğer onlar, seni,
hakkında bilgin olmayan bir şeyi bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara
itaat etme.) [Ankebut 8]
Ana-babası günah işleyen çocuk, bunlara bir defa nasihat eder. Kabul etmezlerse,
susar. Onlara dua eder.
7- İzinsiz sefere gitmemek.
Hacca giderken, muhtaç olmayan ana-babadan izin almak sünnettir.
Ana-baba muhtaç ise, izinsiz gitmek haramdır. Ana-babası muhtaç olmayan,
onlardan izinsiz farz olan hacca gidebilir. Fakat nafile olan hacca izinsiz
gidemez. (Redd-ül Muhtar)
Cihad için izin isteyen birine Peygamber efendimiz, ana-babasının sağ olduğunu
öğrenince, (Burada kal, onlara hizmet et, onlara hizmet cihaddır.)
(Buhari)
Cihada gitmek için gelen başka birisine de buyurdu ki:
(Annenin yanından ayrılma! Cennet onun ayağı altındadır.) [Nesai]
Biri de, hicret etmek için gelip, (Ya Resulallah, ana-babamı ağlatarak geldim)
dedi. Peygamber efendimiz bu duruma üzülerek buyurdu ki:
(Hemen git, onları ağlattığın gibi güldür!) [Ebu Davud]
Ana-babayı ziyaret etmemek büyük günahtır. Hiç olmazsa, selam göndererek, tatlı
mektup yazarak bu günahlardan kurtulmalıdır.
8- Saygıda, hürmette kusur etmemek. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Büyüğünü saymayan bizden değildir.) [Tirmizi]
Onları görünce ayağa kalkmak, yanlarına gitmek, onlar oturuncaya kadar ayakta
durmak, izinsiz oturmamak gerekir. Otururken edepli oturmalı, ayağını uzatarak
oturmamalı, bacak bacak üstüne atmamalıdır. Onlar bana bir şey demiyor diye
bunları ihmal etmemelidir.
9- Onlarla yolda giderken, arkalarından gitmek. Zaruretsiz önlerinde
yürümemek.
10- Çağırınca, hemen kalkıp yanlarına gitmek, buyurun demek. Ana-baba
çağırınca, farz namazı bozmak caiz olur ise de, ihtiyaç yoksa, bozmamalıdır.
Sünnetler bozulur. Hak teâlâ buyurdu ki:
(Ya Musa, benim indimde çok ağır ve büyük bir günah vardır ki, o da, ana-baba
evladını çağırınca, emrine uymamasıdır.) [İslam Ahlakı]
Dil ile olan hakları:
1- Yumuşak söylemek, tevazu etmek. Öf bile dememek. Hak teâlâ buyuruyor ki:
(Biz insana, ana-babasına iyilik etmesini tavsiye ettik.) [Ahkaf 15]
(Rabbin, yalnız kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı
emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine öf bile
deme; ağır söz söyleme, onlarla yumuşak ve tatlı konuş, onlara acı, tevazu
kanadını gerip "Rabbim, küçükken beni yetiştirdikleri gibi sen de onlara
merhamet et" diye dua et.) [İsra 23, 24]
Hasan-ı Basri hazretleri buyurdu ki:
(Âlim bir evladın ana-babası kâfir olsa, kuyudan su çekmeleri için ona muhtaç
olsalar, o da birkaç kova çektikten sonra öf dese, bu sebeple bütün amellerinin
sevabı yok olur.)
2- Konuşurken sesini, onların sesinden yüksek çıkarmamak.
3- Yanlarında çok konuşmamak, edebi aşmamak. Ana-baba bildiği şeyleri de
anlatsa, yine aynı şeyler mi dememek. Hiç duymamış gibi can kulağı ile dinlemek.
4- Kaba, dokunaklı ve argo söz söylememek. Mesela iki kardeşi olan biri,
öteki kardeşini kastedip (Oğlun şunu yaptı. Ben yapsam kıyameti koparırdınız)
veya (Anne torunu tepene çıkartıyor, çok şımartıyorsun. Söz dinletemiyoruz) gibi
sözlerle ana-babayı üzmemelidir. Çocuklarını ana-babanın yanında dövmemeli,
azarlamamalıdır. Böyle şeyler ana-babayı üzer.
5- Hanımını onlardan üstün tutmamak. Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Hanımını anasından üstün tutana lanet olsun! Onun farz ve diğer ibadetleri
kabul olmaz.) [Şir’a]
6- İsimleri ile çağırmamak, sözlerini kesmemek, sözlerinin arasına girmemek.
Bilgiçlik taslamamak. Ana-baba yanlış da söylese, öyle değil diyerek itiraz
etmemek.
7- Ana-babanın arasını açacak söz ve hareketlerden uzak durmak. Ana-baba ile
oğul veya kızın arasını açacak işlerden uzak durmak. Gelinleri, ana-baba ile
oğullarının arasını açacak sözlerden uzak tutmalıdır. Peygamber efendimiz,
(Ana ile oğulun arasını açana lanet olsun) buyurmuştur. (Gunye)
8- Konuşurken, yap, yapma gibi ifadeler kullanmamak. Yapar mısın gibi ricada
bulunmalıdır.
9- Hayır dualarını almak. Ana-baba duasını ganimet bilmek. Hadis-i
şeriflerde buyuruldu ki:
(Üç kişinin duası kabul olur. Ana-baba, mazlum ve misafirin duası.)
[Tirmizi]
(Ana-babanın duası, ilahi hicaba ulaşır, duaları kabul olur.) [İbni Mace]
10- Beddualarını almamak. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ana-babanın çocuğuna ve mazlumun zalime olan bedduaları, reddolmaz.)
[Tirmizi]
(Kendinize, evladınıza ve malınıza beddua etmeyin! Duaların kabul olduğu bir
saate rastlar da bedduanız kabul olur.) [Müslim]
Ana-baba çağırdığı zaman herhangi bir işle uğraşırsan, hemen onu terk edip,
derhal ana-babanın emrine koş! Anan-baban sana kızıp bağırırsa, onlara sen bir
şey söyleme! Ananın-babanın duasını almak istersen, sana emrettikleri işleri
çabuk ve güzel yapmaya çalış! Bu işini beğenmeyip sana gücenmelerinden ve beddua
etmelerinden kork! Sana darılır iseler, onlara karşı sert söyleme! Hemen
ellerini öperek gazaplarını teskin et! Ananın-babanın kalblerine geleni gözet!
Çünkü senin saadet ve felaketin, onların kalblerinden doğan sözdedir. Anan-baban
hasta ise, ihtiyar ise, onlara yardım et! Saadetini onlardan alacağın hayır
duada bil! Eğer onları incitip, beddualarını alırsan, dünya ve ahiretin harap
olur. Atılan ok tekrar geri yaya gelmez. Onlar hayatta iken, kıymetini bil!
Kalb ile olan hakları:
1- Acımak, merhamet etmek. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Merhamet etmeyene, merhamet edilmez, acımayana acınmaz.) [Müslim]
2- Sevmek. Her fırsatta ana-babanın ellerini öpmeli, sevdiğini
hissettirmelidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Annesinin ayağını öpen, Cennetin eşiğini öpmüş olur.) [Şir’a]
3- Sevinçlerine sevinmek. Bir şeye sevinince, (Ne iyi olmuş, hayırlı olsun)
gibi sözlerle memnuniyetini bildirmelidir.
4- Üzüntülerine üzülmek, dertleri ile hemdert olmak. Bir şeye üzülmüşlerse,
(Geçmiş olsun) diyerek ilgilendiğini, üzüldüğünü bildirmeye çalışmalıdır.
5- Çok söylemelerinden incinmemek. İncinse bile, kesinlikle incindiğini
hissettirmemek.
6- Sitem ve cefalarına kızmamak. Sözlerini hiç duymamış gibi hareket etmek.
7- Onlardan razı olmak. Ne yapıp yapmalı, onların rızalarını almaya
çalışmalıdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Allahü teâlânın rızası
ana-babanın rızasındadır.) [R. Nasihin]
8- İncitmekten çok korkmak. İsra suresinin 23. âyet-i kerimesinde ana-babaya
iyi davranmak, onlara yumuşak ve tatlı söylemek emredilmektedir. Gaflete düşüp
ana-babanın kalbini kırarsan, derhal rızalarını almaya çalış, yalvar ve ne
yaparsan yap, onların gönlünü al!
9- Nazlanmamak. Aksine onların nazına katlanmalıdır. Çünkü ana-baba küçükken
bizim çok nazımızı çektiler. Nazlanma sırasının onlarda olduğunu unutmamalıdır.
10- Sıkıntı görse de, ölseler de kurtulsak diye düşünmemek, çok yaşamalarını
arzu etmek. Onlar, bizden çok sıkıntı gördükleri halde, yaşamamızı istemişlerdi.
İcabında kendileri aç durup bizi doyurmuşlardı.
Mal, para ile olan hakları:
1- Kendinden önce, onlara elbise almak. Kendi yiyeceğinden iyisini onlara
vermek.
2- Uzakta iseler ziyaretlerine gitmek. Ana-baba ve mahrem akrabaları ziyaret
etmek vaciptir. Hiç olmazsa, selam göndererek, tatlı mektup yazarak bu
günahlardan kurtulmalıdır. Ziyarette sıra, ana, baba, evlat, dede, nine, kardeş,
amca, hala, dayı ve teyzedir.
3- Beraber yemek.
4- Arzularını sormak, öğrenip yerine getirmek.
5- Evlerini temizlemek, boyamak, tamir etmek.
6- Para vermek. İhtiyaçları olup da söyleyemezler belki.
7- Malı, parayı onlara serbest etmek. Ne zaman isterseniz, malım, param size
feda olsun demeli, bir kızgınlıkları varsa, bu yolla onları teskin etmelidir.
Ana-babaya harcanan paradan sual olunmaz. Muhtaç olan ana-babaya yardım farzdır.
Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yolculara infak edin!)
[Bekara 215]
Kime infak edeceğini soran kimseye Resulullah efendimiz, (Kendine,
ana-babana, sonra hanımına ve çocuklarına, hizmetçine bundan sonrasını da artık
sen bilirsin) buyurdu. (Nesai)
Babası hasta olup, bakacak kimse bulunamazsa, kocasından izinsiz gidip hizmet
eder. Zimmi baba da böyledir. Çocuk, zengin olan babasına bakmaya mecbur
değildir. (Bezzâziyye)
Zengin çocuğun, fakir olan ana-babasına nafaka vermesi farzdır. Fakir kimsenin,
fakir babasına nafaka vermesi farz değildir. Fakir olan ana-babasını kendi evine
alıp, birlikte otururlar. (Fetava-i Hayriyye)
Ana-babadan birine iyilik edince öteki incinirse, babaya hürmet ve itaat etmeli,
anaya hizmet, yardım ve ihsan etmelidir.
8- Ara sıra güzel yemek yapıp, davet etmek. Gönülleri ister de, belki
söyleyemezler.
9- Dostlarını, dost bilip davet ederek gönüllerini almak. Düşmanlarından da
uzak durmaya çalışmak.
10- Hastalandıkları zaman, tedavileri ile meşgul olmak, ilaç almak. Bir
bakıcı, bir hizmetçi tutmak yerine, bizzat kendisi hizmet etmeye çalışmalıdır.
Vefatlarından sonraki 40 hak:
1- Definlerinde erken davranmak.
2- Sünnet üzere yıkamak. Bu işi bilen iyi kimselere yıkatmalıdır.
3- Sünnet üzere kefenlemek.
4- Caiz olmayan kefen yapmamak.
5- Sünnet olan sayıya dikkat etmek. Erkeklere 3 parçadan fazla yapmamak.
6- Kefende israf etmemek.
7- Helal parasından kefen almak.
8- Cenaze namazını biliyorsa kendisi kıldırmak. Bid'at ehli kimselere
kıldırmamak.
9- Onlara hep dua etmek. Bir hadis-i şerif meali: (Ana-babasına dua
etmeyenin rızkı kesilir.) [Şir’a]
10- Toprağa kendisi koymak.
11- Mezarı kazan ve çalışanları memnun etmek.
12- İyi ve salih kimselerin arasına defnetmek.
13- Kötülerin arasına gömmemek. Çünkü kötü komşudan onlara sıkıntı gelir.
14- Kabrin üzerini balık sırtı gibi yapmak.
15- Kerpiç kullanmak.
16- Pişmiş tuğla kullanmamak. Çivi, tuğla gibi fırınlanmış şeyleri kabrin
içinde kullanmak mekruhtur. Kabrin üstünü, dışardan tuğla ve mermerle örtmek
caizdir.
17- Toprağı başında sadaka vermek.
18- Kabir başında dua etmek. [Sadakayı ve duayı geciktirmemek. 40. ve 52.
gece gibi bid'at olan işlerden uzak durmak.]
19- Borçlarını ödemek.
20- Telkini kendi vermek.
21- İskatını hemen yapmak. Ölünün namaz ve oruç borcu için, başkası onun
yerine namaz kılamaz ve oruç tutamaz. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Başkası yerine oruç tutulmaz ve namaz kılınmaz. Fakat onun orucu ve namazı
için fakir doyurulur.) [Nesai]
22- Mezar taşına caiz olmayan ifadeler yazdırmamak. Mesela Fatiha veya
Besmele veya âyet yazmak caiz değildir. Latin harfleriyle de caiz olanı
yazmamalıdır. Başkaları uzun yıllardan beri yazıyorsa da, caiz değildir.
23- Vasiyetlerini yerine getirmek. Dine uygun değilse yerine getirilmez.
24- Namazlardan sonra dua edip, sevaplarını onların ruhlarına göndermek.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ana-babasına asi olan, vefatlarından sonra, onlar için dua etse, Allahü
teâlâ, onu, ana-babasına itaat edenlerden yazar.) [İbni Ebiddünya]
25- Sevabı onlara olmak üzere oruç tutmak.
26- Sevabı onlara olmak üzere hac etmek. Âlimlerin çoğuna göre ana-baba için
hac caizdir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ölmüş ana-babası adına hac edene, hem kendi, hem de ana-babası için hac
yapmış sevabı verilir. Ana-babasının ruhuna müjde verilir.) [Dare Kutni]
27- Sevabı onlara olmak üzere sadaka vermek. Hadis-i şeriflerde buyuruldu
ki:
(Sadaka verirken, sevabını müslüman ana-babanızın ruhuna niye hediye
etmezsiniz? Hediye ederseniz, verdiğiniz sadakanın sevabı, onların ruhuna
gideceği gibi, sevabından hiçbir şey eksilmeden size de yazılır.) [Taberani]
28- Kabirlerini ziyaret edip Kur'an-ı kerim okumalıdır. Hadis-i şerifte
buyuruldu ki:
(Ana-babasının veya birinin kabrini ihlasla ve mağfiret umarak ziyaret eden,
kabul olmuş bir hac sevabı alır ve bunu âdet edinenin kabrini de melekler
ziyaret eder.) [Hakim]
29- Kabirlerini Cuma günleri ziyaret etmek. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ana-babanın kabrini, Cuma günleri ziyaret edenin günahları affolur,
haklarını ödemiş olur.) [Tirmizi]
30- Ziyarette dua ve Kur'an-ı kerim okumakla meşgul olmak, uygunsuz söz
söylememek.
31- Sağlıklarında incinmiş iseler, çocuk salih olunca razı olurlar. Onların
öğrettikleri iyi şeylerle amel ettiği müddetçe, sevabı onlara da ulaşır.
32- Onlardan kötü bir yol edinmiş ise, her yaptığından onlara da günah ve
azap gider. Bunun için, onlardan veya onların vasıtası ile öğrendiği kötü
şeyleri terk etmeli, kendi kötü amelleri ile, onlara kabirde azap
ettirmemelidir.
33- Ana-babaya sövmemek. Hadis-i şerifte, (Ana-babaya sövmek büyük
günahtır) buyuruldu. (Buhari) Yani birinin ana-babasına söversen, o da senin
ana-babana sövebilir.
34- Yakınlarına iyi davranmak. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ölmüş ana-baba için dua ve istiğfar etmek, borçlarını ödemek, dostlarına
ikram etmek, onların yakınlarını ziyaret etmek, iyi davranmak suretiyle onlara
ikramda bulunun.) [Hakim]
35- Dostlarını ziyaret etmek. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Babası öldükten sonra, onun dostlarını ziyaret eden, en iyi iyiliği yapmış
olur.) [Müslim]
36- Dostları ile görüşmek. Hadis-i şerifte (İyiliklerin en mükemmeli,
baba dostunu görüp gözetmektir) buyuruldu. (Müslim)
37- Fıtır bayramında, sevabı onlara olmak üzere sadaka-i fıtır vermek.
38- Kurban bayramında sevabı onlara olmak üzere kurban kesmek.
39- Ana-babanın sevdiği yemeği yapıp, fakirlere verip ruhlarını şâd etmek.
40- Kötülüklerini söylememek. Hadis-i şerifte (Ölülerinizi hayırla anın,
iyiliklerini söyleyin, kötülüklerini açıklamayın) buyuruldu. (Tirmizi)