Sual: İki çocuğumuz var. Biri kız biri erkek. Ergenlik çağına girdiler.
Ancak son bir iki senedir çok değiştiler, asabi oldular, nasihat kabul
etmiyorlar, karşılık vermeye, bizi azarlamaya bile başladılar. Bunun üzerine
beyimle beraber çocuk eğitimi kitaplarını okuduk, bunlar ergenlik çağında
normalmiş, sevgi ve şefkatle yaklaşmalı, onlarla arkadaş olmalı imiş. Bunu da
denedik ancak değişen bir şey yok. Sizin bir tavsiyeniz var mı?
CEVAP
Teşhis doğru yapılmazsa tedavi de hem yanlış olur hem de netice vermez. Bir
çocuk akıl baliğ olunca yani ergenlik çağına gelince mükellef olur, yani
dinimizin emir ve yasaklarına muhatap olur. İmanın şartlarını yani Amentü’yü
manasıyla beraber bilip söylemesi, İslam’ın beş şartına inanması, gereğini
yapması farz olur. Gusletmesi, abdest alması, namaz kılması farz olur. Anne
babalar ve gençler buna dikkat etmezse, hem günaha girdikleri gibi hem de huzur
yüzü görmezler.
Ergenlik çağındaki gençlerdeki problemlerin ana sebebi, belki imanlarının
olmayışı, varsa gusletmemeleri ve namaz kılmamalarıdır. Çocuk akıl baliğ olunca
bunları bilmezse, inanmazsa, beğenmezse mürted olur. Buna sebep olan anne baba
da mürted olur.
Yeni müslüman olanın veya akıl-baliğ olan çocuğun, önce Kelime-i şehadet
söylemesi ve bunun manasını öğrenip, inanması gerekir. Bundan sonra, Ehl-i
sünnet âlimlerinin kitaplarında yazılı olan itikad, yani iman edilmesi gereken
bilgileri öğrenip, bunlara inanması gerekir.
Sonra Ehl-i sünnetin dört mezhebinden birinin kitaplarında yazılı olan fıkıh
bilgilerini, yani İslam’ın beş şartını ve helal, haram olan şeyleri öğrenmesi ve
bunlara inanması ve uygun yaşaması gerekir. Bunları öğrenmek ve uymak
gerektiğine inanmayan, önem vermeyen mürted olur. Yani kelime-i şehadet
getirerek müslüman olduktan sonra, tekrar kâfir olur.
Nikahlı müslüman bir kız, baliga olduğu zaman, Müslümanlığı bilmezse, nikahı
bozulur. Yani mürted olur. Allahü teâlânın sıfatlarını ona bildirmelidir. O da,
tekrar etmeli ve (bunlara inandım) demelidir. (Dürr-ül-muhtar)
İbni Abidin hazretleri bunu açıklarken diyor ki:
Kız küçük iken, ana-babasına tâbi olarak müslümandır. Baliga olunca, ana
babasının dinine tâbi olması devam etmez. İslamiyet’i bilmeyerek baliga olunca,
mürted olur. İman edilecek şeyleri işitip de, inanmamış kimse, kelime-i tevhid
söylese, yani (La ilahe illallah Muhammedün resulullah) dese, müslüman
olmaz. Amentü’de bulunan altı esasa inanan ve (Allahü teâlânın
emirlerinin ve yasaklarının hepsini kabul ettim, beğendim) diyen kimse
müslüman olur.
Her müslüman, çocuklarına Amentü’yü ezberletmeli, manasını iyice öğretmelidir!
Çocuk bu altı esası öğrenmez ve inandığını söylemezse, baliğ olduğu zaman
müslüman olmaz, mürted olur.
Sadece Allah’a inandım demek kâfi değildir. Amentü’de bildirilen altı esastan
birini, mesela kaderi inkâr eden, kâfir olur, bütün iyi amelleri yok olur.
(Redd-ül Muhtar)
Amentü şöyledir:
Âmentü billahi ve melaiketihi ve kütübihi ve rüsülihi vel yevmil ahiri ve
bilkaderi hayrihi ve şerrihi minallahi teâlâ vel ba'sü ba'del mevti hakkun.
Eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resülühü.
[Yani, Allah’a, meleklerine, gönderdiği kitaplarına, peygamberlerine, ahiret
gününe, kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna, öldükten sonra dirilmeye
inanıyorum. Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed aleyhisselamın da
Allah’ın kulu ve son Peygamberi olduğuna şehadet ediyorum.]
Her müslümanın birinci vazifesi, evladına İslamiyet’i ve Kur'an-ı kerimi
öğretmektir. Evlat nimetinin kıymeti bilinmezse, elden gider. Bunun için
Pedagoji [çocuk terbiyesi] dinimizde çok kıymetli bir ilimdir. İslam dinine
karşı olanlar, bu önemli noktayı anladıkları içindir ki, “Birinci hedefimiz,
gençliğin ele alınması ve onların dinsiz olarak yetiştirilmesidir” diyorlar.