Sual: Karı-kocadan birinin eşini kıskanmasında bir sakınca var mıdır?
CEVAP
Bazı çevrelerde kıskanmayı ayıp gibi, çağ dışı gibi göstermeye çalışıyorlar.
Gayur olmak, yani namusunu korumak için, meşru hudutlar içinde kıskançlık
göstermek dinimizin emridir.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâdan daha gayuru yoktur ve bunun için fuhşu yasaklamıştır.) [Buhari]
(Namus gayreti imandan, kadın-erkek bir arada eğlenmek de nifaktandır.) [Deylemi]
Namusunu kıskanmayana deyyus denir. Deyyuslar için hadis-i şeriflerde buyuruldu
ki:
(Allahü teâlâ, Cenneti yaratınca, “Cimri, sana giremez, deyyus senin kokunu
bile duyamaz” buyurdu.) [Deylemi]
(İçki içene, ana-babasına âsi olan kimseye ve deyyusa, Cennete girmek haramdır.)
[İ.Ahmed]
Bu büyük günahları işleyen kimsenin zerre kadar da olsa imanı varsa,
günahlarının cezasını çektikten sonra Cennete gider. Fakat günahlar insanı küfre
sürüklediği için, bu günahlara devam etmek büyük felakete yol açar. Zararın
neresinden dönülürse kârdır. Bir an önce tevbe edip günahlardan sıyrılmalıdır.
Tevbe eden, hiç günah işlememiş gibi olur. Kadının, kumasını da kıskanması
normaldir. Fakat kıskançlığını açığa vurarak meşru sınırı aşmamalıdır. (Allahü
teâlâ, kıskançlığı kadınlara ve cihadı erkeklere yükledi. Hangi kadın, bu emre
iman ederek sabrederse, şehid olan mücahid kadar sevap kazanır) hadis-i
şerifinde de, kadınların sabır göstermelerine işaret buyurulmaktadır. Kadın, hem
kıskanacak, hem de buna katlanacaktır. İşte bu büyük fedakârlık, erkeklerin
cihadı gibi tutulmuştur.
Sual: Gayur olmakla, kıskanmakla haset etmek arasında ne fark vardır?
CEVAP
Haset, kıskanmak, çekememek demektir. Yani, Allahü teâlânın birisine vermiş
olduğu nimetin ondan gitmesini istemek demektir. Ondan gitmesini istemeyip de,
kendisinde de olmasını istemek, haset olmaz. Buna gıpta etmek, imrenmek denir.
Gıpta güzel bir huydur. İslamiyet’in ahkamına, yani farzları yapmaya ve
haramlardan sakınmaya riayet eden, gözeten salih kimseye gıpta edilmesi vaciptir.
Dünya nimetleri için gıpta etmek tenzihen mekruh olur. Birisinde bulunan kötü,
zararlı şeyin gitmesini istemek, gayret olur. Gayret gösterene de gayur denir.
Gayret, bir kimsede olan hakkına, onun başkasını ortak etmesini istememektir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Mümin gayur olur. Allahü teâlâ ise daha gayurdur.) [Müslim]
(Namus gayreti imandandır.) [Deylemi]
Allahü teâlânın gayret etmesi, kulunun kötü, çirkin şey yapmasına razı
olmamasıdır.
İnsanın Allahü teâlâya gayret etmesi, haram işlenmesini istememekle olur.
Yusuf aleyhisselamın, (Sultanın yanında benim ismimi söyle!) demesi gayret-i
ilahiyyeye dokunarak, senelerce zindanda kalmasına sebep oldu. İbrahim
aleyhisselamın, oğlu İsmail’in dünyaya gelmesine sevinmesi, gayret-i ilahiyyeye
dokunarak, bunu kurban etmesi emrolundu. Allahü teâlânın çok sevdiklerine, bazı
evliyaya böyle gayret etmesi çok vâki olmuştur.