Sual: Bazıları İslamiyet’in fen ve gelişmelere mani olduğunu iddia
ediyorlar. Fennin dindeki yeri nedir?
CEVAP
Fen bilgilerine, sanata ve en modern harp silahlarını yapmaya uğraşmak,
farz-ı kifayedir. Düşmanlardan daha çok çalışmamızı dinimiz emretmektedir.
İslamiyet, fenni, tecrübeyi, müsbet çalışmayı emreden dinamik bir dindir.
Avrupalılar, fen bilgilerinin çoğunu ve hepsinin temelini İslam kitaplarından
aldılar. Avrupalılar, dünya tepsi gibi düz, etrafı duvar çevrili zannederken,
müslümanlar dünyanın yuvarlak olup, kendi etrafında döndüğünü biliyorlardı.
Hatta Musul civarındaki Sincar sahrasında, meridyenin uzunluğunu ölçerek bugünkü
gibi buldular. Şerh-i mevakıf ve Marifetname kitapları, bunları
uzun olarak yazmaktadır.
Nurüddin Batruci, Endülüs İslam üniversitesinde astronomi profesörü
idi. El-hayat kitabında, bugünkü astronomiyi yazmaktadır. Galile,
Kopernik, Newton, dünyanın döndüğünü, müslüman kitaplarından
öğrenip söyleyince, bu sözleri suç sayıldı. Galile, papazlar
tarafından muhakeme yapılıp, hapis edildi.
Eski İslam medreselerinde ayrıca fen dersleri vardı. Endülüs medreseleri bu
hususta bütün dünyaya rehber olmuştu.
Hastalıkların mikroplardan geldiğini ilk bulan, İslam medeniyetinin yetiştirdiği
İbni Sinadır. Bundan 900 sene önce (Her hastalığı yapan bir kurttur.
Yazık ki bunları görecek bir aletimiz yoktur) demiştir.
Büyük İslam hekimlerinden Ebu Bekr Razi, ilk defa olarak o zamana kadar
aynı hastalık sanılan kızıl, kızamık ve çiçeğin ayrı ayrı hastalıklar olduğunu
bulmuştur. Bu İslam hekimlerinin eserleri ortaçağda ders kitabı olarak bütün
dünya üniversitelerinde okutulmakta idi. Batıda akıl hastaları şeytan
tarafından tutulmuş kimseler olarak canlı canlı yakılırken, doğuda müslüman
ülkelerinde bunların tedavisi için özel hastaneler kurulmuştu.
Bugün, aklı başında olan herkes, maddi ilim ile fennin önce müslümanlar
tarafından kurulduğunu kabul etmektedir. Batılı ilim adamları da, bunu tasdik
etmektedirler. İslam ülkelerine sızarak ve müslüman görünerek, sözlerini
dinletmek imkanını bulan bazı İslam düşmanları, fennin yeni buluş ve imkanlarını
yaptıkları yeni silahları anlatıp Bunlar gavur icadıdır, bunları kullananlar
kâfir olur diyerek, cahilleri aldattılar. Allahü teâlânın (Her şeyi
öğreniniz!) emrini unutturdular. Bu hâl, müslümanların ilimde ve fende geri
kalma sebeplerinden biri oldu. Batı, yeni alet ve silahlarla üstünlük kazandı.
İslam düşmanları, bir taraftan müslümanları böyle aldattılar, diğer taraftan
müslümanlar fenni beğenmiyor, maddi ilimleri istemiyorlar, müslümanlık
gericiliktir, yobazlıktır diyerek, gençleri İslamiyet’ten ayırmaya, İslamiyet’i
içerden yıkmaya çalıştılar. Dinimizi iyi öğrenirsek, onların tuzağına düşmekten
kurtuluruz.