Sual: Kur’andan başka delil var mıdır? Peygamberin hadislerine niye bu
kadar önem veriyorsunuz?
CEVAP
Allahü teâlâ, Resulüne Kur’anın açıklamasını, hüküm koymasını emredip, iman,
itaat ve Kelime-i şehadette de Resulünü kendisiyle birlikte bildiriyor:
(Kur’anı insanlara açıklayasın diye sana indirdik.) [Nahl 44]
(İhtilaflı şeyleri insanlara açıklayasın ve iman eden bir kavme de hidayet ve
rahmet olsun diye bu Kitabı sana indirdik.) [Nahl 64]
(Allah, dilediğine hikmeti verir. Hikmet verilene de, çok hayır verilmiştir.)
[Bekara 269]
(Size kitabı, hikmeti getiren ve bilmediklerinizi öğreten bir Resul
gönderdik.) [Bekara 151]
İmam-ı Şafii hazretleri, (Bu âyetteki hikmet, Sünnettir. Önce Kur’an, peşinden
hikmet bildirilmiştir) buyurdu. (Risale s.78) Kur’an ile birlikte bir de
hikmet [Sünnet] getirildiği, bu âyetle de bildirildi.
Mezhepsizler, dindeki dört delilin ikisini kabul etmeyip Kitap ve Sünnet’ten
başka delil yok diyorlar. Mezhepsizleri de geride bırakan türediler, Kitap ve
Sünnet tabirine bile saldırıp, (Kur’andan başka bir sünnet adı altında din
çıkarmak İslamı yıkmaktır, Peygamber Kur’anı getirmekle işi bitmiştir, o bir
postacıdır) diyerek Sünneti Kur’andan farklı bir şey gibi göstermeye
çalışıyorlar.
Yalnız Kur’an diyenler, kesinlikle Kur’an-ı kerime inanmıyorlar. İslamiyet’i
yıkmak için, inanmış gibi görünüyorlar. Bunların başında İgnaz Goldziher,
Shacht gibi Oryantalist denilen gayrimüslimler gelir. Hıristiyanların
çıkardığı bu akıma kapılıp biz de resulüz diyenlerden Hintli Mirza Gulam
Ahmet ile Mısırlı Reşat Halife ve daha başka zındıklar vardır. Reşat
Halifenin kurduğu on dokuzcular batıl dinini savunanlar da, yalnız Kur’an diyor,
Sünneti inkâr ediyorlar.
Dindeki dört delilden üçü inkâr edilince, herkes kendi anladığını doğru kabul
edecek ve böylece insan sayısı kadar din meydana gelecek, bir kaos yaşanacak ve
nihayet din yıkılacaktır. Fakat bu dini yıkmaya muvaffak olamayacakları Kur’an-ı
kerimde bildirilmektedir:
(Onlar, ağızları ile Allah’ın nurunu [Kur’an, Sünnet, icma ve kıyastan
meydana gelen Allah’ın dinini] söndürmeye yelteniyorlar. Halbuki kâfirler
istemeseler de, Allah nurunu [dinini] tamamlayacaktır.) [Saf 8]
Allah kâfirleri sevmez
Yalnız Kur’an diyenler, Kur’andaki İslam diyenler, utanmadan yalan
söylüyorlar. Sözlerinde zerre kadar samimiyet yoktur. Kur’ana inanmalarında
samimi olsalardı, âyetlere inanırlardı. Allahü teâlâ yalnız Kur’an mı diyor?
Allahü teâlâ, (Resulüme uyun, Onun bildirdiği her şeyi kabul edin, haram
ettiklerinden sakının, Resule uyan bana uymuş olur. Ona isyan eden bana isyan
etmiş olur. Onun sözleri vahye dayanır. Onun sözünü benim sözüme aykırı görenler
ve Allah’ın yolu ile Peygamberin yolunu birbirinden ayırmak isteyenler kâfirdir)
buyurmuyor mu? İşte âyet-i kerime mealleri:
(Allah’a ve Resulüne itaat edin!) [Enfal 20]
(Allah ve Resulüne itaat eden, en büyük kurtuluşa ermiştir.) [Ahzab 71]
(Resulüm de ki; “Bana uyun ki, Allah da sizi sevsin!”) [Al-i İmran 31]
(Allah’a ve Resulüne inanmayan [kâfir olur] kâfirler için de çılgın bir
ateş hazırladık.) [Feth 13] (Resulüne inanmayan da kâfirdir. Resulullaha
inanmak demek, Onun bildirdiklerinin tamamını kabul etmek, inanmak ve hepsini
beğenmek demektir.)
(De ki, Allah’a ve Resulü’ne itaat edin! [İtaat etmeyip] yüz
çevirenler [kâfir olanlar], bilsinler ki, Allah, kâfirleri sevmez.)
[Âl-i İmran 32] (Demek ki sadece Allah’tan değil, Resulünden de yüz çeviren
kâfirdir.)
(Kimi, ona [Resulüme] iman etti, kimi de, ondan yüz çevirdi. Bunlara
çılgın ateşli Cehennem yetti. Âyetlerimizi inkâr ederek kâfir olanları elbette
ateşe atacağız.) [Nisa 55-56] (Resulünün hadislerinden yüz çeviren
kâfirdir.)
(Resulümün verdiğini alın, yasakladığından da sakının!) [Haşr 7]
(O Peygamber, güzel şeyleri helal, çirkin şeyleri haram kılar.) [Araf
157] (Haram etme yetkisini Allahü teâlâ, Resulüne de vermiştir.)
(O, [Resulüm] vahiyden başkasını söylemez.) [Necm 3,4]
(Resulüme uyun ki, doğru yolu bulun!) [Araf 158, Nur 54]
(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]
(Allah’a ve Resulüne karşı gelen, apaçık bir sapıklıktadır.) [Ahzab 36]
(Allah ve Resulüne itaat eden Cennete, isyan eden Cehenneme gider.) [Nisa
13,14]
(İhtilaflı bir işin hükmünü Allah’tan [Kur’andan] ve Resulünden
[Sünnetten] anlayın!) [Nisa 59]
(Kendilerine kitap verilenlerden, Allah'a ve ahiret gününe inanmayan,
Allah'ın ve Resulünün haram ettiği şeyi haram tanımayan ve hak dini
[İslamiyet'i] din edinmeyen kimselerle; zelil bir halde kendi elleriyle
[boyun eğerek] cizye verinceye kadar savaşın.) [Tevbe 29]
(Biz her Peygamberi kendisine itaat edilsin diye gönderdik.) [Nisa 64]
(Aralarında hüküm verilmek üzere Allah’a ve Peygambere çağırıldıkları vakit:
“İşittik, itaat ettik” demek, ancak müminlerin sözüdür, işte kurtuluşa erenler
onlardır.) [Nur 51]
(Allah’a ve Resulüne karşı gelen, bilsin ki, Allah’ın azabı çok şiddetlidir.)
[Enfal 13]
(Allah ile resullerinin emirlerini birbirinden ayırıp ikisi arasında bir yol
tutmak isteyen kâfirdir.) [Nisa 150,151]
(Aralarındaki anlaşmazlıkta seni hakem tayin edip, verdiğin hükmü tereddütsüz
kabullenmedikçe, iman etmiş olmazlar.) [Nisa 65]
(Resulullahta sizin için [uyulması gereken] güzel örnekler vardır.)
[Ahzab 21]
Bu konudaki hadis-i şerifler de şöyledir:
(Cebrail aleyhisselam, Kur’an ile beraber açıklaması olan sünneti de
getirmiştir.) [Darimi]
(Bana Kur’anın misli kadar daha hüküm verildi.) [İ. Ahmed]
(Yalnız Kur’andaki helal ve haramı kabul edin diyenler çıkar. İyi bilin,
Peygamberin haram kılması, Allah’ın haram kılması gibidir.) [Tirmizi,
Darimi]
(Bana uyan Cennete girer, bana isyan edense Cennete giremez.) [Buhari]
(Kur’ana ve sünnete uyan hiç sapıtmaz.) [Hakim]
(Sünnetimden yüz çeviren benden değildir.) [Müslim]
(Bir zaman gelir, beni yalanlayanlar çıkar. Bir hadis söylenince, “Resulullah
böyle şey söylemez. Bunu bırak, Kur’andan söyle” der.) [Ebu Ya’la]
(Bazı kibirli kişiler çıkacak, “Allah Kur’anda bildirilenden başka bir şeyi
haram kılmadı” diyecek. Yemin ederim ki, benim de emrettiğim, yasakladığım,
koyduğum hükümler vardır. Bunların sayısı Kur’andaki hükümlerden daha çoktur.)
[Ebu Davud]
(Kur’andan başka delil kabul etmem diyenler çıkacak.) [Ebu Davud]
(Sünnetimi öldürüp dini bozmaya çalışanlara lanet olsun.) [Deylemi]
(Ümmetim bozulunca, sünnetimi ayakta tutana şehit sevabı verilir.)
[Hakim]
(İhtilaflar çıkınca, sünnetime ve hulefa-i raşidinin sünnetine sımsıkı
sarılın!) [Tirmizi]
(Bana uyan, Allah'a uymuş, bana asi olan da, Allah'a asi olmuş olur.)
[Buhari, Müslim]
Yalnız Kur’an diyenler
Görüldüğü gibi, yalnız Kur’an diyerek, Resule uymayanların, sahtekâr
olduklarını, Allah ve Resulü bildirmektedir. Bunların, Kur’ana inanıyorum
demeleri yalandır. Çünkü Kur’an-ı kerimi de toplayan Eshab-ı kiramdır, hadis-i
şerifleri de bildirenler Eshab-ı kiramdır. Birine inanıp öteki inkâr edilmez.
Resulullah efendimiz, böyle kimselerin çıkacağını mucize olarak 14 asır önce
bildirmiştir.
Kur’an-ı kerimde, (yalnız Kur’ana uyun) denmiyor, (Allah’a ve resulüne uyun)
deniyor. Resulünü devreden çıkaran, Kur’anın açıklaması olan hadisleri delil
saymayan, Kur’anın ifadesiyle kâfir olur.
(Bize yalnız Kur’andan söyle) diyen birine, İmran bin Husayn hazretleri: (Ey
ahmak! Mesela Kur’anda, namazların kaç rekat olduğunu bulabilir misin?) dedi.
Hazret-i Ömer, farzların seferde kaç rekat kılınacağını Kur’anda bulamadık
diyenlere, (Allahü teâlâ, bize, Resulullah efendimizi gönderdi. Kur’anda
bulamadığımızı, Ondan gördüğümüz gibi yaparız. O, seferde, 4 rekatlı farzları
iki kılardı) buyurdu. (Mizan-ül-kübra)
Resulullaha uymanın önemi anlaşılınca, Kur’an-ı kerimin açıklaması olan
hadis-i şeriflere de uymanın gereği anlaşılır. Sünnet, [hadis-i şerifler]
olmasaydı, namazların kaç rekat olduğu ve nasıl kılınacağı, zekâtın, orucun,
haccın farzları, hukuk bilgileri bilinemezdi. Yani hiç kimse, bunları Kur’an-ı
kerimden çıkaramazdı. Şu halde Kur’anı anlamak için, onun açıklaması olan
hadis-i şeriflere ihtiyaç vardır. Hadis-i şerifleri de anlamak için âlimlere
ihtiyaç vardır. Allahü teâlâ, (Peygambere sorun, âlimlere sorun)
buyuruyor. Sapıklar, biz de anlarız diye inat ediyorlar. Herkes Kur’anı
anlayabilseydi o zaman peygambere ne lüzum kalırdı? Eğer herkes Kur’an-ı kerimi
doğru anlasaydı, 72 sapık fırka meydana çıkmazdı. Kur’an-ı kerimde mealen
buyuruluyor ki:
(Eğer onun hükmünü peygambere veya ülül-emre [yetkililere, âlimlere]
sorsalardı, öğrenmiş olurlardı.) [Nisa 83]
(Verdiğimiz bu misalleri ancak âlim olanlar anlar.) [Ankebut 43]
(Bilmiyorsanız âlimlere sorun.) [Nahl 43]
(Allah’tan en çok korkan âlimlerdir.) [Fatır 28]
Bu âyetler, Kur’an-ı kerimi anlamak için âlimlerin açıklamasına da ihtiyaç
olduğunu bildirmektedir.