Sual: Dinde reform yani bazı değişiklikler yapmak gerekmez mi?
CEVAP
Dinimiz yeni inmedi. Dinimizde eksiklik fazlalık yoktur. Bu bakımdan asla
reforma ihtiyacı yoktur. Reforma ihtiyaç olan, din olamaz. Hâşâ Allah noksan
göndermiş demektir. Bu bakımdan dine yeni bir şey ilave etmek veya çıkarmak dini
bozmak olur.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Bazıları yapacağı değişiklikle, dini düzelteceğini zannediyorlar, dinin
noksanlığını tamamlayacaklarını iddia ediyorlar. Halbuki din noksan değildir.
Kur’an-ı kerimde, (Bugün sizin için dininizi ikmâl eyledim, üzerinize olan
nimetimi tamamladım, size din olarak İslamiyet’i vermekle razı oldum)
buyuruldu. Dini noksan sanıp, tamamlamaya [reform yapmaya] çalışmak, bu âyeti
inkâr olur. (m.260)
Bugün etiketlisi etiketsizi her reformcu, din yeni inmiş gibi, üstelik hâşâ
bunlara inmiş gibi ahkam kesiyorlar. (Yalnız Kur’an) diyerek, herkesi Kur’andan
anladığı ile amel etmeye teşvik ediyorlar. Peygamberimizi kabul etmeyen (Kur’andan
başka şey, hadis madis, fıkıh mıkıh kabul etmem) diyen nasıl Müslüman olabilir.
Böyle iman, böyle Müslüman olur mu? Kur’an kime geldi? Kur’anı kim açıkladı?
Kur’anın muhatabı kim? Gelecekten haber veren hadis-i şeriflerden ikisi şöyledir.
(Bir zaman gelir, beni yalanlayanlar çıkar. “Hadisi bırak, Kur'ana bak”
derler.) [Ebu Ya’la]
(Allah’ın kitabının dışında uyacağımız bir şey tanımıyorum diyenler çıkar.)
[Ebu Davud]
Bugün bid’at ehli olan kişiler, (Peygamber postacıydı, Kur’anı getirince
vazifesi bitti, onun açıklamasına gerek yoktur) diyorlar. Halbuki Allahü teâlâ,
Resulüne ve onun açıklamasına uyulması gerektiğini bildiriyor. Bu konudaki
âyet-i kerimelerden bazılarının mealleri şöyledir:
(İhtilafa düşülen şeyleri açıklayasın diye bu kitabı sana indirdik.) [Nahl
64]
(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]
(Allah ve Resulüne itaat eden, en büyük kurtuluşa ermiştir.) [Ahzab 71]
(Resulüm de ki, “Bana uyun ki, Allah da sizi sevsin!”) [Al-i İmran 31]
(O, kendisine vahyedilenden başkasını söylemez.) [Necm 4]
(Ona uyun ki, doğru yolu bulasınız!) [Araf 158]
(Peygamberin verdiğini alın, yasak ettiğinden sakının!) [Haşr 7]
(Allah’a ve Resulüne karşı gelen kâfirler için Allah’ın azabı çok
şiddetlidir.) [Enfal 13]
(Allah’ın yolu ile peygamberlerin yolunu farklı göstermek isteyenler kâfirdir.)
[Nisa 150/1]
(De ki, Allah’a ve Peygambere uyun! Eğer [uymayıp] yüz çevirirlerse,
[kâfir olurlar] Allah da kâfirleri sevmez.) [Al-i İmran 32]
(O ümmi Peygamber, temiz şeyleri helal, pis, çirkin şeyleri haram kılar.)
[Araf 157]
Demek ki Resulü de haram etme yetkisine sahiptir. Bir hadis-i şerifte
buyuruluyor ki:
(Peygamberin haram kılması, Allah’ın haram kılması gibidir.) [Tirmizi]
Görüldüğü gibi Resulullaha ve Kur'an-ı kerimin açıklaması olan hadis-i şeriflere
uymak çok önemlidir. Sünnet, [hadis-i şerifler] olmasaydı, namazların kaç rekat
olduğu ve nasıl kılınacağı, zekat, orucun, haccın farzları, hukuk bilgileri
bilinemezdi. Yani hiç kimse, bunları Kur'an-ı kerimden çıkaramazdı. Şu halde
Kur'anı anlamak için, onun açıklaması olan hadis-i şeriflere ihtiyaç vardır.
Hadis-i şerifleri de anlamak için âlimlere ihtiyaç vardır. Herkes Kur’anı
anlayabilseydi o zaman peygambere ne lüzum kalırdı? Eğer herkes Kur'an-ı kerimi
doğru anlasaydı, 72 sapık fırka meydana çıkmazdı. Zamanla değişen âdetlerdir.
Din zamanla değişmez. Din düşmanlarının oyunlarına gelmemelidir.