Sual: Kadınların seslerini erkeklere duyurmaları haram mıdır?
CEVAP
Kadınların, yabancı erkeklerle lüzumsuz yere konuşmaları, şarkı, hatta
Kur’an, mevlid, ezan okuyarak seslerini erkeklere duyurmaları büyük günahtır;
ancak, alış veriş gibi ihtiyaç olunca, fitneye sebep olmayacak şekilde, ihtiyaç
kadar ciddi konuşmaları caizdir. (Tergib-üs-salat, Hadika)
Bir âyet-i kerime meali:
(Ey nebi hanımları, siz diğer kadınlar gibi değilsiniz. Allah’tan sakının,
edalı, yumuşak konuşmayın, kalbi bozuk olan, ümide kapılır; hep ciddi konuşun!)
[Ahzab 32]
Peygamber hanımları olan annelerimizin yumuşak konuşmaları caiz olmayınca, başka
kadınların yumuşak konuşmaları nasıl caiz olabilir? Annelerimize kötü gözle
bakan çıkabileceğine göre, diğer kadınlara kötü gözle bakan çıkmaz mı? Bir
hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Ey kadınlar, mahreminizle konuşun, namahremle konuşmayın!) [Ramuz, İbni
Said]
Demek ki, ihtiyaçsız yabancı erkekle konuşmak caiz değildir. İhtiyaç olunca
ihtiyaç kadar ciddi konuşmak caizdir. Cariyelerin şarkı söylemeleri, hür
kadınlar için örnek gösterilemez. Hür kadın şarkı söyleyerek sesini duyuramaz.
Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Şarkı söyleyen kadını dinlemek ve yüzüne bakmak haramdır.) [Taberani]
Hazret-i Ömer, mehrin azaltılmasını tavsiye edince, perde arkasından yaşlı bir
kadın, Nisa suresinin, (Bıraktığınız eşinize, yüklerle [altın mehir]
vermiş de olsanız, ondan bir şey geri almayın) mealindeki 20. âyetini
okuyor; çünkü ihtiyar kadının sesi haram değildir.
Genç kadın, yabancı erkeğe selam veremez, aksıran erkeğe bir şey söylemez ve
kendine söylenince de cevap vermez. (Hamevi Eşbah şerhi)
Kadınların seslerini erkeklere duyurması haramdır. Bazı âlimler, ihtiyaç
zamanında, ihtiyaç kadar ve sert, ciddi konuşmaları caiz olup fazlası yine caiz
olmaz buyurmuşlardır. (Tezkiye-i ehli beyt)
Allahü teâlâ, kadının namahremle yumuşak sesle konuşmasını men ediyor.
(Mektubat-ı Rabbani 3/41)
Kadınların, saçı, başı ve kolları açık sokağa çıkmaları ve yabancı erkeklerle
lüzumsuz yere, konuşmaları, şarkı söyleyerek, hatta Kur'an, mevlit, ezan
okuyarak seslerini erkeklere duyurmaları büyük günahtır. Ancak yabancı
erkeklerle, alış veriş gibi, ihtiyaç olduğu zaman, fitneye sebep olmayacak
şekilde, sert ve ciddi konuşmaları caizdir. (Tergibüssalat, Hadika, S.
Ebediyye)
İbni Abidin hazretleri de buyuruyor ki:
Tercih edilen kavle göre kadının sesi avret değildir. Bahr’da Hilye’den
naklen, (En münasibi budur), Nehir’de ise, (İtimada şayan budur)
denilmiştir. Bu kavlin zıttı kaviller de vardır. Nevazil’de, (Kadının
sesi avrettir. Onun Kur’an-ı kerimi kadından öğrenmesi daha makbuldür. Bundan
dolayıdır ki, Peygamber aleyhisselam, (Tesbih erkeklere, el çarpmak ise
kadınlara mahsustur) buyurmuştur. Kadının sesini erkeğin işitmesi doğru
değildir) deniliyor. Kâfi kitabında ise, (Kadın aşikâre telbiye yapamaz;
çünkü sesi avrettir) denilmiştir. Yine Bahr’da bildirildiğine göre,
Muhit’in ezan babında bu kavil tercih edilmiştir. Fetih kitabının
sahibi diyor ki: (Bu kavle göre kadın namazda Kur’anı aşikâre okusa namazı
bozulur, denilirse yerinde olur. Onun için Peygamber aleyhisselam, imamın
yanıldığını bildirmek için kadının sesle tesbih getirmesini men etmiş; ona el
çarpmayı söylemiştir.) Burhan, Halebi, Münyet-ül-kebir şerhinde onu
tasdik ettiği gibi İmdad kitabının sahibi de bu sözü kabul etmiştir.
İmam-ı Ebul Abbas Kurtubi diyor ki: Zekâsı kıt olanlar, biz kadının sesi
avrettir demekle konuşmasını kastettiğimizi zannetmesinler! Bu anlayış doğru
değildir. Biz yabancı erkeklerin ihtiyaç halinde kadınlarla konuşmasına caiz
diyoruz. Yalnız, kadınların yüksek sesle konuşmalarını, seslerini uzatmalarını,
yumuşatmalarını ve nağmeli okumalarını caiz görmüyoruz; çünkü bunlarda erkekleri
kendilerine meylettirmek ve şehvetlerini harekete getirmek vardır. Kadının ezan
okuması bundan dolayı caiz olmamıştır. (Redd-ül muhtar)
Demek ki, kadının yabancı erkekle ihtiyaçsız konuşması caiz değildir. (İhtiyaç
olmasa da, yumuşak, cilveli konuşmazsa caiz olur) denilemez. Erkeklerle lüzumsuz
ciddi konuşmak caiz olsaydı, erkeklere ciddi şekilde selam vermeleri, erkekler
aksırınca, onlara yerhamükellah demeleri, ezan ve ikamet okumaları da caiz
olurdu. Şu kadar var ki, ihtiyaç olunca, ihtiyaç kadar ciddi konuşmaları
caizdir, ihtiyaçsız caiz değildir. Bu inceliği iyi anlamalıdır.
Aletsiz, çalgısız nağmeli sese sima [teganni] denir. Çalgı aleti ile birlikte
olan insan sesine gına [müzik] denir. Gına haramdır. Çalgı ve kadın sesi, sima
değil gınadır, haramdır. (Dürr-ül-mearif)
İşte bundan dolayı, atalar, (Para sesi, kadın sesi, su sesi) demişlerdir.
Kadın sesi gına olmasa, yani hoşa giden etkili bir ses olmasa böyle
söylemezlerdi. Şair de diyor ki:
Dünya kurulalı etkili olmuş,
Para sesi, kadın sesi, su sesi.
Birçok işimizde yetkili olmuş,
Para sesi, kadın sesi, su sesi.
Tesettür âyeti gelmeden
Sual: Bazıları, kadınların erkeklerle konuşmasına helal diyorlar. Haram
değil mi?
CEVAP
İslamiyet’in hükümleri, 23 yılda geldi. Tesettür âyeti gelmeden önceki
olayları ele alıp yabancı erkeklerle konuşmayı mubah saymak yanlıştır. İçki de
haram edilmeden önce günah değildi. Daha önceki olayları örnek gösterip, asr-ı
saadette içki içiliyordu diyerek içkiye mubah denir mi? Eski Peygamberlerin
dinlerindeki olayları örnek gösterip bak kadınlarla konuşmak caiz denir mi?
Hazret-i Âdem zamanında şimdi evlenilmesi haram olan bazı kimselerle evlenmek
caizdi. Daha sonra haram edildi. Şimdiki olaylar için, o zamanki hükümler örnek
verilir mi hiç? Cariyelerin şarkı söylemeleri de, hür kadınlar için örnek
gösterilemez.
Bazı kimseler yine diyor ki:
(Hazret-i Âişe anlatır: "Bayram günü iki cariye, kahramanlık şiirlerini def
çalarak terennüm ediyordu. Resulullah yatağına yatıp yüzünü öbür tarafa çevirdi,
sonra babam [Hazret-i Ebu Bekir] içeri girdi. (Bu ne hâl, Resulullahın huzurunda
şeytanın düdüğü ve sesi ne arıyor?) diye beni azarlayınca, Resulullah (Bırak
onları, her milletin bir bayramı vardır, bu da bizim bayramımızdır) buyurdu.
Babam başka şeyle meşgul olunca cariyelere işaret ettim, dışarı çıktılar.)
Bu olayı delil göstererek, kadınların erkeklerle beraber oturmasının, çalgı
çalmasının, şarkı söylemesinin ve seslerini erkeklere duyurmasının helal
olduğunu söylüyorlar.
Şimdi yukarıdaki ifadeleri inceleyelim:
1- Şiir okuyan veya şarkı söyleyenler, hür kadın değil cariyedir.
Cariyelerin saçlarını, kollarını açmaları seslerini erkeklere duyurmaları günah
değildir. Cariyeyi örnek gösterip, hür kadınlara da bunların mubah olacağını
söylemek Müslümana yakışmaz.
2- Kahramanlık şiirleri veya şarkıları da, mehter marşları da caizdir.
Bunların caiz olması, diğer şarkı ve türkülerin de caiz olmasını gerektirmez.
Def ile şarkı türkü söylenir, ilahi söylenmez. Çünkü ilahi ibadettir. İbadete
çalgı karıştırılmaz. Tasavvuf müziğinin dinde yeri yoktur. Resulullah
efendimizin geldiği bir evde, küçük zenci kızları [cariyeler] def çalıp şarkı
söylüyorlardı. Şarkıyı bırakıp, Resulullahı övmeye başladılar. Resulullah
efendimiz, (Onu bırakın, oyun arasında beni övmeyin. Beni övmek [ilahi
söylemek] ibadettir. Eğlence, oyun arasında ibadet caiz değildir)
buyurdu. (K. Saadet)
3- Hazret-i Ebu Bekrin, def için şeytanın düdüğü demesi, çalgının
mubah olmadığını gösterir. Ulema sadece düğünlerde, bayramlarda kadınların def
çalmasının caiz olduğunu bildirmiştir. Yani def çalmanın kadınlara caiz olması,
düğün ve bayram içindir. Başka zaman caiz değildir.
Dinde reforma doğru
Sual: Gazetelerde okudum. Bir ilahiyat profesörü diyor ki: (Kadınların
camide erkeklerle eşit muamele görmesi, camide kendilerine ferah, aydınlık ve
güzel bir yer bulması kadının özgüveni için önemlidir. Erkekler kadınlara,
kadınlar erkeklere vaaz verebilir. Bayanların okuduğu ilahiler daha duygulu ve
etkili olur. Kur’an ve ezan okumasının, bunların erkekler tarafından
dinlenmesinin hiçbir mahzuru yoktur. Arapların ataerkil, kadınları kıskanan,
onları toplum hayatının dışına iten anlayış, Arap örfünün baskın hale gelmesi
sonucudur. O kültürün yansıması sonucunda ikinci ve üçüncü asırda fıkıh
kitaplarında kadınlara bazı yasaklar getirilmiştir. Artık dinin kendi çağımızın
beklentilerine, ihtiyaçlarına, duyarlılıklarına bakarak kendi dindarlık
tarzımızı kendimiz kurmamız, gerekli reformu yapmamız gerekir.) Bir
ilahiyatçının dini değiştirme, dinde reform yapma yetkisi var mıdır?
CEVAP
Dini bildiren Allahü teâlâdır. Dinin sahibi Odur, değiştirme yetkisi
Onundur. (Kendi dindarlığımızı kendimiz kurmamız gerekir) demek yeni bir din
kurmak istemek olur. Yeni bir din kurabilirler ama adına Müslümanlık demeleri
yanlış olur. İnsanların uydurduğu şeylere de din değil, dinsizlik denir. Tabiin
devrindeki büyük âlimlere, mezhep imamlarına, onların yazdığı fıkıh kitaplarına
saldırmak büyük cinayettir. Hiçbir Müslüman bunu yapamaz. Dinimize Arap örfü
demek de çok yanlıştır. Dinin örf ile alakası yoktur. İslamiyet’i Allahü teâlâ
bildirmiştir. Bütün toplumlar için, kıyamete kadar geçerlidir. Cariyeler
saçlarını, kollarını açabilir, seslerini erkeklere duyurabilir. Cariyeyi örnek
gösterip, hür kadınlara da bunlar mubah demek Müslümanlığı yıkmak olur.
Resmine bakmak
Sual: TV’lerdeki bayanların resimlerine şehvetli veya şehvetsiz bakmak ve
seslerini dinlemek caiz mi?
CEVAP
Kadınların saç, kol gibi bakılması haram olan yerlerinin aynadaki görüntülerine
şehvetsiz bakmak haram değildir. Resimlerine, televizyondaki görüntülerine
bakmak, aynadaki hayallerine bakmak gibidir. Şehvetsiz bakmak caiz, şehvet ile
bakmak veya şehvete sebep olacak görüntülerine bakmak, böyle sesleri dinlemek
haramdır.
Seslerini duyurmak
Sual: Kadınların, Kur'an-ı kerim, mevlid, ilahi okuyarak seslerini erkeklere
duyurmaları haram mıdır?
CEVAP
Evet, haramdır. [Hoparlör, radyo ve TV ile duyurmaları ise mekruh olur.]
(Tergibüssalat, Hadika)
Kadın sesi avret midir?
Sual: Kadın sesi için, avrettir ve değildir şeklinde bildirilen farklı iki
kavlin, ikisinin neticesi de aynı değil mi?
CEVAP
Evet, neticesi aynıdır. Kadın sesi avret değildir diyen âlimler diyorlar ki:
Kadınların, alış veriş yaparken, şahitlikte bulunurken veya buna benzer diğer
durumlarda erkeklerle konuşması caizdir. Ancak kadınların yüksek sesle
konuşmaları, seslerini uzatmaları, yumuşatmaları, cilveli ve nağmeli okumaları
caiz değildir; çünkü bunlarda, erkekleri kendilerine meylettirmek ve
şehvetlerini harekete getirmek vardır. Kadının ezan okuması, hacda açıktan
telbiye getirmesi, yine açıktan Kur’an ve mevlid okuması, yabancı erkeğe selam
vermesi, selamını alması, aksıran erkeğe yerhamükellah demesi bundan dolayı caiz
değildir. (Redd-ül muhtar, Tergib-üs-salat, Hadika)
Kadın sesi avrettir diyen âlimler de aynı şeyi söylüyorlar. Bu âlimler, alış
veriş yapmaları, şahitlikte bulunmaları gibi işlerde erkeklerle konuşmaları, bir
ihtiyaçtan dolayı caizdir derken, öteki âlimler, bu işler kadının sesinin avret
olmadığı için caizdir diyorlar. Her iki taraf da alış verişte, şahitlikte ve
benzeri işlerde erkeklerle konuşmanın caiz olduğunu bildiriyorlar.
Birinci taraf, kadının sesi avret olmadığı için bunlar caizdir derken, öteki
âlimler, ihtiyaç olduğu için caizdir diyor. Verilen cevazlar aynı; fakat cevaz
veriliş sebepleri, gerekçeleri farklıdır. Müslüman için önemli olan hükümdür.
Gerekçenin delillerini bilmek şart değildir; fakat hükmü bilmek ve ona göre
hareket etmek şarttır.
Kadın, yumuşak olmasa da, ihtiyaçsız yabancı erkekle konuşamaz, selam bile
veremez.
Âlimler şu konuda birleşiyorlar:
Kadınların yabancı erkeklerle ihtiyaçsız konuşmaları caiz değildir. İhtiyaç
olunca da, ancak ihtiyaç kadar ve ciddi konuşmaları caizdir.