Sual: Mezheplerdeki farklı hükümlerin sebebi nedir?
CEVAP
İctihad, bir ibadet, yani Allahü teâlânın emri olduğundan, hiçbir müctehid,
diğer bir müctehidin ictihadına yanlış diyemez. Çünkü, her müctehide, kendi
ictihadı hak ve doğrudur. Beyheki’deki hadis-i şerifte, (Müctehid âlimlerin
farklı ictihadları rahmettir) buyuruluyor. İmam-ı Şafii hazretleri, imam-ı
a’zam hazretlerinden farklı ictihadları olduğu ve Hanefi mezhebinde olmadığı
halde, (imam-ı a’zam Ebu Hanife’nin rey ve ictihadını beğenmeyene, Allahü teâlâ
lanet etsin!) buyurmuştur. İmam-ı Ebu Yusuf ve imam-ı Muhammed ve diğer
imamların, imam-ı a’zama uymayan sözleri, onu beğenmemek, kabul etmemek değildir.
Kendi ictihadlarını bildirmektir. Bunu bildirmeye memurdurlar.
Mezheplerdeki farklılıkların çoğu, Resulullah efendimizin ibadetleri değişik
şekilde yaptığındandır. Bir de âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerden
müctehidlerin farklı anlayışları vardır. Müctehid ictihadında yanılabilir. Fakat
yanılsa da mahzuru yoktur. Buhari’deki hadis-i şerifte de, (Müctehid,
ictihadında isabet ederse iki, yanılırsa bir sevap alır) buyuruluyor. Demek
ki ictihad hatası, günah değil, aksine sevaptır. Farklı ictihadlarından dolayı
Eshab-ı kirama ve müctehidlere dil uzatılmaz.
Server-i âlem efendimiz, uzak ülkelere gönderdikleri Sahabe-i kirama, güçlük
karşısında kalınca, âyet-i kerimelere müracaat etmelerini, orada bulamazlarsa,
hadis-i şeriflere müracaat etmelerini, orada da bulamazlar ise, kendi rey ve
ictihadları ile hareket etmelerini, kendilerinden daha yüksek ilimli ve fikirli
olsalar dahi, başkalarının ictihadına uymamalarını emrederdi.
İşte bunun gibi, imam-ı Ebu Yusuf ve imam-ı Muhammed de hocaları olan imam-ı
a’zamın reyine tâbi olmayıp, kendi ictihadları ile hareket ederlerdi. Halbuki,
imam-ı a’zamın ilmi onların üstünde idi. Dört mezhep arasındaki farklar da,
bundan ileri gelmektedir.
O halde namaz, oruç ve diğer ibadetlerde, büyük âlim olan mezhep imamlarımızın
birbirine uymayan ictihadları için, hiçbiri diğerinin sözüne yanlış dememiştir.
Sahabe-i kiram da böylece birçok işlerde birbirlerine uymamışlarsa da, hiçbiri
diğerinin ictihadına yanlış dememiş, dalalet, fısk demeyi hatırlarına bile
getirmemişlerdir. Mesela, Ebu Bekri Sıddık halife iken, Müslüman olmasını teşvik
için, gayrı müslim olan birisini, bir sahabinin yanına katarak, beyt-ül-malın
muhafaza memuru olan Hazret-i Ömer’e gönderdi. Buna zekat hissesini versin dedi.
Hazret-i Ömer ise, bu parayı vermedi. Müellefe-i kulub ismi verilen bu gibi
kimselere zekat verilmesi, âyet-i kerimede emr edilmiş iken, niye vermedin diye
sorunca, Hazret-i Ömer, (Kâfirlerin kalblerini yumuşatmak emri, Allahü teâlânın
vaad ettiği zafer ve galibiyet başlamadan önce, kâfirlerin azgın olduğu zamanda
idi. Şimdi ise, Müslümanlar kuvvetlenmiş, kâfirler mağlup ve aciz olmuştur.
Şimdi kâfirlerin kalblerini mal ile kazanmaya lüzum kalmamıştır) buyurduktan
sonra, Müellefe-i kulub denilen kâfirlere zekat verilmesi emrini nesh eden, yani
yürürlükten kaldıran âyet-i kerimeyi ve Muaz hadisini okudu. Hazret-i Ömer’in bu
ictihadının, Sıddık-ı a’zamın rey ve ictihadına uymaması, onun bu emrini red
etmek değildir. Beyt-ül-malın muhafazasına ve idaresine memur olduğu için,
ictihadını söylemişti. Hazret-i Ebu Bekir de bu ictihadından dolayı ona bir şey
dememişti. Hatta, ictihadını değiştirerek, Eshab-ı kiramın hepsi, Hazret-i Ömer
gibi ictihad eylediler. (Eshab-ı kiram kitabı)
Sual: Selefiye itikadındaki gençler (Ümmetimin ihtilafı rahmettir)
hadisi uydurmadır diyorlar. İhtilaf rahmet olunca ittifak gazap olur diyorlar. O
zaman dört hak mezhebe de dil uzatmış olmuyorlar mı? Hazret-i Âdem’den beri
gelen Allah’ın gönderdiği dinlerde de farklılıklar vardı. Farklı olmak rahmet
olmasaydı Allah, peygamberlerin şeriatlarını [ameldeki bilgilerini] hep aynı
yapardı. Farklı yapması, mezheplerdeki farklılıkların rahmet olduğunu
göstermiyor mu?
CEVAP
Elbette gösteriyor. Mezhepsizlerin inkâr edemediği bir hadis meali şöyledir:
(Müctehid, ictihadında hata ederse bir, isabet ederse iki sevap alır.)
[Buhari]
Hatası bile sevap olan âlimlerin böyle farklı ictihadları bir rahmettir. Bunu
inkâr etmek 14 asırdan beri gelen âlimleri yalanlamak ve hak mezhepleri inkâr
olur. O hadisi bir çok muhaddis rivayet etmiştir. Muhaddis sıradan insan
değildir. Ömürleri hadis ilmi ile geçmiştir. O hadis-i şerif şu mealdedir:
(Ümmetimin [âlimlerin] ihtilafı [farklı ictihadları] rahmettir.)
[Beyheki, İ.Münavi, İbni Nasr, Deylemi]
Fıkıh âlimi İbni Âbidin hazretleri, önsözde buyuruyor ki:
Bu hadis meşhurdur. Mekasıd-ı hasene’de yazılıdır. İbni Hacib de
Muhtasar’da sahih olduğunu yazmaktadır. Nasrul-mukaddesinin Hucce
kitabında ve Beyheki’nin Risalet-ül-eşariyye’sinde sahih hadis olarak
bildirildiğini, İmam-ı Süyuti yazmaktadır. Halimi ve kadi
Hüseyin ve İmam-ül-Haremeyn de sahih olarak bildirmişlerdir.
Mevahib-i ledünniyye’de de yazılıdır.
Farklı ictihad, Peygamberlerin farklı şeriatları gibi rahmettir. Bir âlim, öteki
âlimin ictihadının yanlış olduğunu söylemez. Çünkü Mecelle’de (İctihad
ictihadla nakzedilemez) buyuruluyor. (Madde 16)
Müctehidlerin ihtilafları, yani farklı ictihadları rahmet olmasa idi, müctehidin
hatasına da sevap verilmezdi. Yanlış bir işe sevap verilmez. Müctehidin hatasına
da sevap verildiğine göre, farklı ictihad rahmettir. İhtilaf rahmet olunca
ittifak gazap olur demek de yanlıştır. Çünkü bu söz, Peygamberlerin
getirdiği dinlerin farklı olmasına ve Selef âlimlerinin birbirinden farklı
ictihad etmesine dil uzatmak olur.
Resulullah efendimiz de rahmet olması için farklı hadisler bildirmiştir. Hak
mezheplerin farklı oluş sebeplerinden birisi de, bu farklı hadislerdir. Mesela
üç hadis âlimi şu hadis-i şerifleri ittifakla bildirmişlerdir:
(Ön avretine dokunan erkeğin abdesti bozulur.) [Ebu Davud, Tirmizi,
Nesai]
(Ön avretine dokunan erkeğin abdesti bozulmaz.) [Ebu Davud,Tirmizi,
Nesai]
Hiç birisi uydurma dememiştir. Bu farklılığın rahmet olduğunu bildikleri için
kitaplarına almışlardır. Bu büyük hadis âlimlerine dil uzatanın dili kurur.
Müctehidin ihtilafı rahmet olduğu gibi, her biri Cennetlik ve müctehid olan
eshab-ı kiramın farklı ictihadları da rahmettir. Bir hadis-i şerif meali:
(Eshabım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız hidayete erersiniz.
Eshabımın ihtilafı [farklı ictihadları] sizin için rahmettir.)
[Taberani, Beyheki, İbni Asakir, Hatib, Deylemi, Darimi, İ. Münavi, İbni Adiy]
Görüldüğü gibi bu hadis-i şerifi 8 muhaddis rivayet etmiştir. Müctehidlerin ve
hepsi müctehid olan eshab-ı kiramın da farklı ictihadları rahmettir.
Sual: Kitaplarda, İmam-ı Ebu Yusuf’a, Cuma’yı kıldıktan sonra, guslettiği
kuyuda fare ölüsü görüldüğü söylenince, “Şafii kardeşlerimize göre guslümüz
sahihtir” buyurarak tekrar gusletmediği bildiriliyor. Halbuki İmam-ı Ebu Yusuf
müctehid idi. Müctehid, müctehidi taklit edemez. Bu sözünün açıklaması nedir?
CEVAP
Şafiileri taklit etmiyor. O anda Şafiiler gibi ictihadda bulunuyor.
Şafiilere uygun ictihad ettim demek istiyor.
Sual: Müctehidin sözü, ayet ve hadis gibi senet olmaz. Ebu Hanife veya
İmam-ı Şafii ictihadında yanılsa, hiç araştırma yapmadan, deliline bakmadan bu
yanlış ictihada uymamız nasıl caiz olur? Bunun için, mezheplerin içindeki isabet
eden hükümleri tespit edip amel etmek daha uygun olmaz mı?
CEVAP
Müctehid olmayanların dört hak mezhepten birisine uymaları şarttır. İmam-ı
a’zam veya İmam-ı Şafi bir hükmün doğrusunu bilemiyorsa, biz nasıl bileceğiz?
Sizin yapmak istediğinize mezhepsizlik denir. Müctehide ictihad etme yetkisini,
dinimiz veriyor. Bizim gibilere de, (Bilmiyorsanız âlimlere sorun)
buyuruluyor. (Nahl 43)
Müctehid hata etse de, sevab alır. Onun yanlış ictihadı ile amel eden de,
kurtulur. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Müctehid, ictihadında isabet ederse on, isabet etmezse, bir sevab alır.)
[Buhari, Ebu Davud, İbni Mace, İ.Ahmed]
(Müctehid, ictihadında hata ederse bir, isabet ederse iki sevab alır.)
[Buhari]
Eshab-ı kiramdan Ebu Said-i Hüdri rivayet ediyor:
Seferde iki kişi, su bulamadıkları için teyemmüm ederek namazlarını kılıyorlar.
Sonra vaktin içinde suyu bulunca, biri abdest alıp namazını iade ediyor, diğeri
iade etmiyor. Durum Resulullaha arz edilince, her ikisini de uygun bulup şöyle
buyuruyor:
(Namazı iade etmeyen; sünnete uymakla isabet etti. Abdest alıp iade eden de,
iki sevab aldı.) [Nesai, Ebu Davud]
Peygamber efendimiz, müctehidlerin böyle farklı ictihadlarının Müslümanlar için
rahmet olduğunu bildiriyor. Mezheplerin çıkışı da, bu hükme dayanıyor. Bir
hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Farklı ictihad rahmettir.) [Beyheki, Deylemi İ. Münavi, İbni Nasr]