Sual: Selim akıl Peygamberlerde bulunur ve hiç yanılmaz deniyor.
İctihadda yanılmak bundan farklı mıdır?
CEVAP
İctihadda yanılmak farklıdır. Eshab-ı kiram, Peygamber efendimizin Kur’an-ı
kerim dışındaki mübarek sözlerini anlamak için, (Ya Resulallah, bu vahiy mi,
yani Allahü teâlânın kesin emri mi, yoksa kendi ictihadınız mı?) diye
sorarlardı. Peygamberler de ictihad ederlerdi. Fakat ictihadlarında hata
ederlerse, Allahü teâlâ, derhal Cebrail aleyhisselamı göndererek, hataları vahiy
ile düzeltilirdi. Yani Peygamberlerin ictihadları hatalı kalmazdı. Mesela, Bedir
gazasında alınan esirlere yapılacak şey için, Server-i âlem bazı Sahabe-i kiram
ile birlikte bir türlü, Hazret-i Ömer ise, başka türlü ictihad etmişti. Sonra,
âyet-i kerime gelerek, Allahü teâlâ, Hazret-i Ömer’in ictihadının doğru olduğunu
bildirdi.
Hayrın şerrin yaratıcısı Allahü teâlâ olduğu gibi, Peygamberlerini yanıltan da
Allahü teâlâdır. Resulullah efendimiz bir namaz kılarken yanılıyor. Sonra,
(Yanıltıldım, unutturuldum) gibi ifadelerle cevap veriyorlar. Bir dini
hükmün ortaya çıkması için Allahü teâlânın yanılttığı veya unutturduğu meydana
çıkıyor.
Esirlerin öldürülmesi olayında da, Resulullahın amcası Abbas ve daha bazı
esirler daha sonra müslüman oldular. Sadece Hazret-i Abbas’ın soyundan binlerce
âlim, büyük zatlar geldi. Eğer öldürülmüş olsaydı, bu nesil gelmeyecek ve
kendisi de Cehennemlik olacaktı. Buradaki yanılmanın ne kadar rahmet olduğu
meydana çıkıyor.