Sual: Nefsin hileleri bilinirse nefsi terbiye etmek daha kolay olur.
Nefsin hileleri nelerdir?
CEVAP
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Nefs-i emmareden hasıl olan kötülükler, insanın kendi hastalığıdır. Öldürücü
zehirdir ve kullukla bağdaşmaz. Dışardan gelen kötü istekler, şeytandan gelmiş
olmakla beraber, geçici hastalık olur. Ufak bir ilaç ile, kolayca giderilebilir.
Kur’an-ı kerimde, (Şeytanın aldatması, elbette zayıftır) buyuruldu. En
büyük düşmanımız, nefsimizdir. Can düşmanımız, her zaman yanımızda bulunan bu
azılı arkadaşımızdır. Dışarıdaki düşmanımız, bu iç düşmanın yardımı ile bize
saldırıyor. Onun yardımı ile bizi yaralıyor. Varlıklar içinde en cahil olanı,
insanın nefsidir. Çünkü, nefs-i emmare kendine düşmanlık yapmaktadır. Hep,
kendini yok edici şeyleri istemektedir. Her isteği, Allahü teâlânın yasak ettiği
şeylerdir. Her işi, sahibi olan ve bütün iyiliklerin sahibi bulunan Allahü
teâlâya karşı gelmektir. Hep, kendi can düşmanı olan şeytana uymaktadır.
(3/27)
Muhammed Masum hazretleri buyuruyor ki:
Gençlik, ömrün en kıymetli, İnsanın sıhhatli, kuvvetli olduğu zamandır. Bu
zaman, her gün geçiyor, azalıyor, ihtiyarlık yaklaşıyor. Yazıklar olsun ki, en
şerefli, en lüzumlu iş olan, marifetullahı kazanmayı, hayal olan ömrün sonuna
bırakıyoruz. En şerefli olan zamanlarını, en zararlı, en kötü şey olan nefsin
arzularına kavuşmak için sarf ediyoruz. Peygamber efendimiz, (Yarın yaparım
diyenler, aldandı) buyurdu. Allahü teâlâ, insan ve cinleri marifetullaha ve
Allahü teâlânın rızasına, sevgisine kavuşmak için yarattı. Nefslerimizin
arzuları peşinde koşan biz ahmaklar, ne zaman aklımızı başımıza toplayacağız? Ne
zamana kadar bu nimetten mahrum kalacağız? Nefsi ve şeytanı sevindirmeye ve
Allahü teâlânın rızasından mahrum kalmaya daha ne kadar devam edeceğiz? Dünya
lezzetleri nefsin arzularıdır. İnsanın, Allahü teâlânın marifetine kavuşmasına
mani olan en kuvvetli düşman da nefsin arzularıdır. Bu arzular bitmez ve
tükenmez. Hepsi de çok zararlıdır. (Maksudun, mabudundur) sözü meşhurdur.
(Nefslerinin arzularını ilah edinenler) âyet-i kerimesi, bu sözümün
vesikasıdır. (1/65)
Nefs hakkında Yunus Emre de der ki:
Hak bir nefs verdi ki bana, ha demeden hayran olur
Bir an gelir neşe saçar, bir an gelir giryan olur.
Bir an gelir dilsiz olur, söz söylemez kalır naçar
Bir an dili hikmet saçar, dertlilere derman olur
Bir an çıkar Arş üstüne bir an iner yer altına
Bir an denizde damladır, bir an taşar umman olur
Bir an cehalette kalır hiçbir şeyi bilmez olur
Bir an irfan kaynağıdır, hikmet ehli Lokman olur
Bir an giderek camiye yüzünü sürer secdeye
Bir an varır kiliseye İncil okur ruhban olur
Bir an gelir İsa gibi, ölmüşleri eyler diri
Bir an çok kabarır kibri, Firavunla Haman olur
Bir an döner Cebraile rahmet saçar her mahfile
Bir an biter her gaile miskin Yunus hayran olur
Yunus Emre’ye nazire olarak deniyor ki:
Bir an gelir dost iken, yedi kat bir el olur
Bendini yıkıp geçen kükremiş bir sel olur
Bir an gelir, durulur, tatlı bir pınar olur,
Herkese gölge veren büyük bir çınar olur
Bir an gelir para der, haram helal ayırmaz
Bütün dünya verilse, aç gözünü doyurmaz
Bir an gelir inanır, hak ehlinin sözüne
Vurur iki dizine, yaşlar dolar gözüne
Bir an gelir sert bakar gözünde şimşek çakar
Yılların kazancını, tutar bir anda yakar
Bir an gelir, iyidir, kötüye düşman olur
Bütün yaptıklarına, utanır, pişman olur
Bir an gelir, saçmalar, ayarsız densiz olur
İman İslam tanımaz kıpkızıl dinsiz olur
Bir an gelir uysaldır, her şeyi kabul eder
Bâtılları bırakır, hakkın yolunda gider
Bir an gelir tanımaz, herkese ağyâr olur
Mazlum canlara kıyar, azgın canavar olur
Bir an gelir harama kapatır gözlerini
Hatırından çıkarmaz Resulün sözlerini
Bir an gelir zulmeder, ruhumuzu inletir
Ne naneler yedirir, ne mavallar dinletir.
Aman ha aman, nefse uyanın hali yaman
Onun hilesi çoktur, tükenmez hiçbir zaman.