Sual: Bazı kimseler, Kur’an okumayı öğrenmek ve başka dini bilgiler
için, CD’ler ve bilgisayar programları hazırlayıp, (Kopyalayana hakkımızı
helal etmiyoruz, herkes parayla satın alsın) diyorlar. Bunları kopyalamak,
kul hakkı olur mu? Mushaftan ve dini öğreten yayınlardan para kazanmak,
kopyalayana hakkımı helal etmek demek, caiz midir?
CEVAP
Dini ticarete alet etmek, en büyük günahlardan biridir. Bu CD’leri,
kitapları ve Mushafları satmak, Kur’an-ı kerim öğretilmesine, okunmasına sebep
olmak niyetiyle olursa, caiz ve sevab olur; fakat böyle niyetin alameti, bunları
maliyetine yakın, çok az bir kârla satmaktır. Başka geliri de varsa, Mushafı
kârsız satmalıdır. Sadece kâğıt, işçilik ücreti ve masraflarını almak, caizdir.
(S. Ebediyye)
Kur’an-ı kerimden veya dini yayınlardan para kazanmak, çok kötüdür. Birkaç
hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ahir zamanda din adamları, halkın istediği yönde fetva verip, helale haram,
harama helal diyecekler, Kur’anı ticarete, menfaate alet edecekler.)
[Deylemi]
(Ahir zamanda dünya menfaati için dini alet eden riyakârlar çıkar. Sözleri
baldan tatlıdır. Bunlar kuzu postuna bürünmüş birer kurttur.) [Tirmizi]
(İnsanların en kötüsü, dini dünya malına alet eden kimsedir.) [İbni
Asakir]
(Allahü teâlâ, Âdem aleyhisselama bin çeşit sanat öğretip buyurdu ki:
Çocukların ve neslin, bu sanatlardan biri ile rızkını talep etsin, sakın ola ki
dini geçim aracı yapmasın, dini kullanarak dünya malı toplayanlara yazıklar
olsun!) [Hâkim]
(Yazıklar olsun ilmini ticarete alet eden ilim sahibi kötü kimselere ki,
devlet adamlarına yaklaşır ve kazanç temin ederler. Allah onların ticaretine
kesatlık versin!) [Hâkim]
(Bir zaman gelir ki, insanlar, yalnız malın, paranın gelmesini düşünüp,
helal-haram olduğuna bakmazlar.) [R.Nasıhin]
(Din bilgilerini dünya menfaati için öğrenenlere, ilmini paraya değişenlere
kıyamette ateşten gömlek giydirilir.) [Deylemi]
(İlim, dünya menfaati için öğrenildiği ve ibadetler, dünya menfaatlerine alet
edildiği zaman fitneler zuhur eder.) [Abdurrezzak]
(İnsanların en şerlisi, kimseye ikram etmeyen, yalnız yiyen ve hizmetçisini
dövendir. Bundan da kötüsü, insanlara kızan, buğzeden ve insanların kendisine
buğzettiği kimsedir. Bundan da kötüsü, şerrinden korkulan ve kendisinden hayır
beklenmeyen kimsedir. Bundan da kötüsü, dünya karşılığında ahiretini satan
kimsedir. Bundan da kötüsü, din ile dünyayı yiyen yani dini dünya menfaatine
alet eden kimsedir.) [İbni Asakir]
Tüccarın, malını müşteriye gösterirken, zikir, tesbih, kelime-i tevhid, salevat
okuması günahtır. Bunları, para kazanmaya âlet etmek olur. (El-İhtiyar)
Demek ki, müşteri çekmek gayesiyle dükkânına dini levhalar asmak da, dini
ticarete alet etmek olur. Hele dinden imandan habersiz kimselerin bu hareketi,
din istismarı olur. Müşteriyi düşünmeden, bereket için, faydasına inanarak
asmak, din istismarı olmaz.
Bir gayrimüslim, dükkânına dini bir levha asıyor, bir fâsık, dindar gibi
görünüyor veya bir Müslüman herhangi bir çıkarı için dini kullanıyorsa, dini
istismar ediyor demektir. Piyasada Allah, Muhammed yazılı tesbihler, âyet yazılı
yiyecek içecek kapları, bardaklar satılıyor. Başkalarının günaha girmesine
vesile olacak şekilde dini böyle ticarete alet etmek, daha çok günah olur.
Akıllı insan, ahiretin sonsuz kazancını, dünyanın geçici kârıyla değiştirmez.
Bütün iyiliklerin, dinin emirlerine uymakta olduğunu bilir. Bir hadis-i şerif
meali:
(Dünya kârını, ahiret kârına tercih eden, kelime-i tevhidi söylediği zaman,
Allahü teâlâ, “Yalan söylüyorsun, sözünde sadık değilsin” buyurur.)
[Beyheki]
Netice: Dinden para kazanmak ve hakkımı helal etmem diyerek, Kur’an-ı
kerimin öğrenilmesine mani olmak caiz değildir, dini ve Kur’an-ı kerimi öğrenmek
için, kopyalardan faydalanmak da caizdir. Sitelerimizdeki, her türlü yazılı ve
sesli yayınlardan da, herkes dilediği gibi faydalanabilmekte; aslına sadık
kalmak şartıyla, herkes istediği gibi çoğaltabilmektedir.