Sual: Hediye hangi hallerde, caiz ve hangi hallerde caiz değildir?
CEVAP
Muteber kitaplarda diyor ki:
1- Hediye veya hibe [bağış], mevcut ve bilinen bir malı, birine
karşılıksız temlik etmektir. Belli bir karşılık isteyerek vermek de caizdir.
Mesela, borcunu ödemesini şart etmek caizdir.
2- Karşılık vermek şartı ile yapılan hediye, karşılığı verilmedikçe sahih
olmaz. Hediyenin ve karşılığının, ayrılmadan önce verilmeleri gerekir.
3- (Sen ölürsen benim, ben ölürsem senin olsun) diyerek evini birisine
vermek bâtıldır.
4- Ali, Veliye, (Yaşadığın müddetçe evim senin olsun) dese, Veli ölünce, ev,
sahibine verilir.
5- (Al, sarf et) diye verilip, hediye olduğu söylenmeyen para, teslim
edilince, ödünç verilmiş olur. (Al, giy) diyerek verilen elbise, hediye olur.
6- Hediye verilmeden önce, veren vazgeçebilir. Hediye verildikten sonra,
ancak ikisinin rızası ile vazgeçilebilir.
7- Hafız, pazarlık etmeden, Allah rızası için hatim veya mevlid okursa,
kendisine verilen hediyeyi alması caiz olur. Az diye itiraz ederse, aldığı haram
olur.
8- Çocuğun hediye vermesi sahih değildir. Çocuğa verilen hediyenin sahih
olması için, çocuğun, hediye edilen şeyi eline geçirmesi gerekir.
9- Fakir, zenginin verdiği sadakayı zengine hediye etse, zenginin alması
caiz olur.
10- Biri, “Bu malı sana hediye ettim” dese, öteki de alsa, hediye tamam
olur.
11- Müşteri, malı teslim almadan başkasına hediye edebilir.
12- Henüz ele geçirmeden önce, ikisinden birisi ölse, hediye bâtıl olur.
13- İki kimse, ortak oldukları bir evi birine hediye etseler, caiz olur. Bir
kimse, evini iki kişiye hediye etse, caiz olmaz. Çünkü, taksimi mümkün olan
şeyi, hisse-i şayıalı olarak vermek caiz değildir.
14- Gelecek ay başında, şu malı sana hediye ettim demek sahih olmaz.
15- Ölünceye kadar nafakasını vermek ve kendine hizmet etmek şartı ile evini
birine hediye ve teslim edince, hizmete başlarsa, evi geri alamaz.
Evini, ölünceye kadar içinde oturmak şartı ile satmak fasid ise de, hediye etmek
caizdir ve evi teslim ettikten sonra, geri alamaz. [Mecelle 855.]
16- Hediye verirken malın mevcut olması şart, hazır olması şart değildir.
17- Zorla alınan hediye sahih değildir. Mesela bir kimse, hanımına, (Sana
borcum olan mehrini bana hediye etmezsen, babanın evine hiç gidemezsin) dese,
hanımı da, hediye etse, sahih olmaz. Çünkü kerhen, zor ile hediye vermek sahih
olmaz.
18- Hediye, ancak ele geçince mülk olur. Satın alınan mal ise, ele geçmeden
önce mülk olur.
19- Ölüm hastası, malının üçte birini, vârislerinden başkasına
bağışlayabilir.
20- Alacağını borçlusuna bağışlayan, vazgeçemez. (Alacağım yok) deyince de,
borç kalmaz.
21- Kazançları şüpheli olan, hediyeleşmeli ve ödünç alıp kullanmalıdır!
Haramdan geldiği kesin olarak bilinmedikçe, hediye gelen şeyler helaldir.
22- Doğacak yavrusu benim olmak şartı ile bu hayvanı sana hediye ettim demek
caizdir. Yavrusu da hediye olur.
23- Mehr vermemek şartı ile nikah sahih olur. Fakat sonradan mehrini verir.
24- Müşterinin başkasına satmaması şartı ile bir mal satmak veya başkasına
satmamak şartı ile satın almak sahih olup, bu şartların hepsi boştur, yapılmaz.
Sual: Salih olan erkek ve kız çocuğa hediyeyi, eşit vermek gerekir mi?
CEVAP
Evet gerekir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Hediye verirken çocuklarınız arasında eşitliğe riayet edin!) [Taberani]
Fasık çocuğa nafakadan fazla yardım yapmamalıdır!
Sual: Kâfirden hediye almak veya ona hediye vermek caiz midir?
CEVAP
İhtiyaç olunca caizdir. (Hadika)
Sual: Verdiğimiz hediyeyi geri isteyebilir miyiz?
CEVAP
Hediye, mevcut ve bilinen bir malı birine karşılıksız vermektir. Belli bir
karşılık isteyerek vermek de caizdir. Mecbur kalmadıkça hediyeyi geri
istememeli. Çünkü hadis-i şerifte, (Hediyesinden vazgeçip geri isteyen,
kustuğunu yalayan köpeğe benzer) buyuruldu. (Buhari)
Buna rağmen, bir kimse, sebepli veya sebepsiz verdiği hediyeyi geri isteyebilir.
Ancak şu yedi şeyden biri varsa, hediyesini geri alamaz. (El-İhtiyar)
1- Verilen malda kıymetini artıran fazlalık meydana gelmiş olmak. [Hediye
edilen bir kitabı, alan kimse ciltletmişse, hediyeyi veren artık bunu
isteyemez.]
2- İkisinden birinin ölmesi. [Hediyeyi veren ölmüşse, vârisleri hediyeyi
geri isteyemez, veya hediyeyi alan ölmüşse, veren, vârislerinden bunu
isteyemez.]
3- Hediyenin karşılığı olduğu bildirilerek bir hediye vermek. [Senin
kitabına karşılık olarak şu kurşun kalemi verdim demek gibi.]
4- Hediye edilen malın, alanın mülkünden çıkması. [Hediye edilen kitabı
başkasına hediye etmek ve satmak gibi.]
5- İkisi arasında nikah bulunmak. [Karı koca, birbirine verdiği hediyeyi
geri isteyemez.]
6- Aralarında nikahı ebedi haram eden akrabalık bulunmak. [Kayınpedere,
kayınvalideye, geline, damada, kardeşe, ana baba ve çocuklara verilen hediye
geri alınamaz.]
7- Hediyenin helak olması. [Alınan hediye kaybolmuşsa, veren hediyesini
isteyemez]
Zengine verilen hediyeyi gerektiğinde geri istemek caizdir. Fakat fakire verilen
hediyeyi geri almak caiz değildir. Çünkü fakire verilen hediye sadaka olur.
Sadakayı ise geri almak caiz değildir. (Hidaye)
Bir kimse hanımına, “Sana borcum olan mehrini bana hediye etmezsen, babanın
evine hiç gidemezsin” dese, hanımı da, hediye etse, sahih olmaz. Çünkü kerhen,
zor ile hediye vermek sahih olmaz. Mehri kocasına hediye etmeyi şarta bağlamak,
mesela “Şu işi yaparsan mehrim sana helal olsun” demek sahih değildir.
(Fetâvâ-yı Bezzâziyye)
Alacağını borçlusuna veya başkasına hibe eden, vazgeçemez. Müşteri, malı teslim
almadan başkasına hibe edebilir. Gelecek ay başında, şu malı sana hibe ettim
demek sahih olmaz. Bir kimse, kendi borcunu eda etmek şartı ile birine bir şey
hibe ettikte, borç ödenince, hibe lazım olur. Ödemezse, hibeden vazgeçebilir.
Hibe ederken malın mevcut olması şart, hazır olması şart değildir.
Düğünlerde getirilen hediye, getirilen kimse belli değil ise, memleketin âdetine
bakılır. (Mecelle)
Erkek, nişan için gönderdiğim şeyler mehr idi dese, kadın ise, hediye idi dese,
yenilen şeyler hediye olur. Başka şeyler, mehr olur. (S. Ebediyye)
Hediye kime verilmişse onun olur, eve bırakılmışsa, müşterek eşya erkeğin,
kadına ait olanlar kadınındır. Düğünde gelen hediyeler de böyledir. Kadına
mahsus olan eşya kadınındır. Müşterek eşya erkeğindir. Mesela eşarp, bilezik,
kolye gibi eşyalar kadının sayılır, kravat, tencere, tabak da erkeğin olur.
Sünnet çocuğuna gelen hediyeler de böyledir. Sünnet düğününde bir eşarp gelmişse
annesine ait olur, kravat gelmişse babasına ait olur. Oyuncak, küçük bisiklet
gibi bir şey gelmişse çocuğun olur. Tencere tava getirilmişse babasının olur.
Sual: Hediye ettiğimiz bir şeyi hediye ettiğimiz şahsın haberi olmadan, geri
alabilir miyiz veya izinsiz kullanabilir miyiz?
CEVAP
Hediye verilince o insanın olur, izinsiz kullanamazsınız.
Zengine verilen hediyeyi zaruret varsa geri istemek caizdir. Ama fakire verilen
hediyeyi geri almak caiz değildir. Çünkü fakire verilen hediye sadaka olur.
Sadakayı ise geri almak caiz değildir.
Mahrem akrabası veya nikahlısı olmayan kimseye hediye edilen malı geri almak
caizdir. Fakat hediye veren, az da olsa karşılık olarak bir şey almışsa, verilen
şey çoğalmışsa, yahut ikisinden biri ölmüş ise veya verilenin mülkünden çıkmış
ise, artık o hediyeyi geri isteyemez. Mecbur kalmadıkça hediyeyi geri
istememeli! Çünkü hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Hediyesinden vazgeçip geri isteyen kimse, kustuğunu yalayan köpeğe benzer.)
[Buhari]
Az da olsa hediye vermeyi âdet edinmelidir! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Hediyeleşin ki, muhabbetiniz [sevginiz] artsın!) [Taberani]
(Hediye dostluğu artırır, kırgınlığı giderir.) [Ebu Nuaym]
(Hediye, Allahü teâlânın gönderdiği güzel bir rızıktır. Kabul eden, Allahü
teâlânın gönderdiğini kabul etmiş olur. Reddeden de Onun gönderdiğini reddetmiş
olur.) [Ramuz]
(İstemeden verileni alın! O, Allahü teâlânın gönderdiği rızıktır.) [Beyheki]
(Hediye verene, siz de hediye verin! Eğer verecek bir şey bulamaz iseniz, onun
için dua edin ki hediye karşılıksız kalmasın!) [Nesai]
Sual: Bankadaki paramı veya hisse senetlerimin miktarını söyleyip, "Baba,
sana hediye ettim" demekle, ona hediye etmiş sayılır mıyım, onun mülkü olur mu?
CEVAP
F. Bezzâziyyede (Falancadaki alacağımı sana hediye ettim, ondan al demek
caiz olur) buyuruluyor. Demek ki, hediye etmek caiz, fakat hediye ettim demekle,
hemen onun mülkü olmaz. Kabzetmesi yani eline geçirmesi veya bankadaki hesabın,
babanızın üzerine geçmesi gerekir. İbni Âbidin’de (Alacak, ancak borçluya hediye
edilir. Başkasına hediye edebilmek için, kabz etmeye onu vekil etmesi gerekir)
buyuruluyor. Vekil ettikten sonra, o da gidip bankadaki parayı kendi üzerine
geçirirse, ancak o zaman onun mülkü olur.
Sual: Başkalarının yanında bana bir hediye verilse onlar da ortak olur mu
yani yanımdakilere bu hediyeden verme mecburiyetim var mı?
CEVAP
Başkalarının yanında size bir hediye gelince, o hediyeyi oradakilere verme
mecburiyeti yoktur. (Bir hediye gelince, orada olanlar hediyeye ortaktır)
hadis-i şerifi, her hediye için olmadığı gibi, verme mecburiyetini de
bildirmemektedir. Türkçede göz hakkı var derler. Yiyecek, içecek bir şey
gelince, oradakilere vermek mürüvvet icabıdır. Bir kalem gelmişse, kalem kırılıp
oradakilere taksim edilmez.
Sual: Uygun bir din kitabını bir arkadaşa hediye etmekle bir kilo baklava
hediye etmek arasında fark var mıdır?
CEVAP
İkisi de çok sevaptır. Ancak kitap hediye etmek, sadaka-i cariye olduğu
için, öldükten sonra da bunun sevabı devam eder. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Mümine, öğrenip yaydığı ilmin sevabı, ölümünden sonra da devam eder.)
[İbni Mace]
Sual: Halamın oğlu bize geliyor ve her türlü eşyalarımdan giyip gidiyor,
kendininkileri bırakıyor. Benim bir şey demeyeceğimi biliyor fakat bazen bazı
eşyalar için kalbimden aman onun olsun geri istemem diye geçiriyorum. Sonradan
onlara gidince hangisi için böyle düşünmüştüm şaşırıyorum. Lisanen o eşya için
al senin olsun demedikçe onun mülkü olur mu?
CEVAP
Para hariç, al kullan diye verilen şey hediye olur. Giyip gitmekle, kendi
eşyasını bırakmakla giydikleri ona hediye edilmiş olmaz. Kalbinden geçirmekle de
olmaz. Sendeki eşyalarımı sana hediye ettim dersen hepsi hediye olur.
Zorla hediye alınmaz
Sual: Beyime şuraya gidelim desem veya şunu yapalım desem, mehrini bana
hediye edersen, razı olurum diyor. Dil ile hediye etsem, kalben hediye etmesem,
bir mahzuru olur mu?
CEVAP
Hediyede söz geçerlidir. Şakadan bile hediye etseniz, hediye etmiş
olursunuz. Ancak, tehditle, zorla hediye ettirmek geçerli olmaz. Yani kerhen
[istemeyerek, zorla] hediye etmeniz sahih olmaz. İleride mehrinizi
isteyebilirsiniz. Çünkü fetva kitaplarında buyuruluyor ki:
(Kocası; hanımına, (Sana borcum olan mehrini bana hediye etmezsen, babanın evine
hiç göndermem) dese, hanımı da, hediye etse, sahih olmaz. Çünkü kerhen, zor ile
hediye vermek sahih olmaz. Mehri kocasına hediye etmeyi şarta bağlamak, mesela
şu işi yaparsan mehrim sana helal olsun demek de sahih değildir.) [Fetava-yı
Bezzaziyye]
Hediye, alanın mülkü olur
Sual: Bir arkadaş bana bir miktar İslam Ahlakı kitabı hediye etti.
Bunları tanıdıklarına verebilirsin, dağıtabilirsin dedi. Ben bunları dağıtınca
sanki sevabın hepsi hediye eden arkadaşa olacak, bize sevab olmayacak sanıyorum,
bu düşüncem yanlış mı?
CEVAP
Çok yanlış. Bir şey bir kimseye hediye edilince, artık o şey, o kimsenin kendi
malı olur. Kendi malını istediği gibi kullanır, satabilir, hediye edebilir.
Hatta yaksa bile, hediye verenin sevabı eksilmez. O da birilerine hediye ederse,
o da sevab alır. Hediye alan da başkalarına hediye ederse, ona da sevab olur.
Ötekilerin sevabından bir şey eksilmez.
Sözün geçerli olduğu yerler
Sual: Mecellenin ikinci maddesindeki, (Bir işten maksat neyse, hüküm de
ona göredir) ifadesine göre, dinimizde söz değil de, her zaman niyet mi
geçerlidir?
CEVAP
Mecelledeki o madde, (Ameller, niyetlere göredir) hadis-i şerifinin
hüküm halindeki ifadesidir. Dinimizde, niyetin geçerli olup sözün geçerli
olmadığı yerler olduğu gibi, sadece sözün geçerli olup niyetin geçerli olmadığı
yerler de vardır. Mesela, nikâhta, talakta, adakta, köle azadında, yeminde, alış
verişte, hediyede ve günah işlemekte, niyet değil söylenilen söz geçerlidir.
Birkaç örnek verelim:
1- Şakadan veya rol gereği, iki şahit yanında evlenen, gerçekten evlenmiş
olur. Niyeti geçersizdir. Yahut bir erkek, şakayla veya eşini korkutmak
niyetiyle, (Seni boşadım) dese, hanımı boş olur. İki hadis-i şerif meali:
(Şakadan da olsa nikâhlananın veya boşayanın, nikâhı da, boşaması da geçerli
olur.) [Taberani]
(Üç şeyin şakası da, ciddisi gibi sahihtir. Nikâh, talak, talaktan
vazgeçmek.) [Tirmizi]
2- Adak yaparken hiç niyet etmese de, söz arasında dilinden çıksa da,
adağı geçerlidir; çünkü adakta şakadan veya rast gele söylemek, ciddi söylemek
gibidir. Hatta (Bir gün oruç tutmak nezrim olsun) diyeceği yerde, (Bir ay) diye
ağzından çıksa bir ay oruç tutması gerekir. Söz geçerli, niyet geçersizdir.
3- Kâfir kız, (Benimle günah işlersen Müslüman olurum) dese, (Ameller
niyete göredir) diye, iyi niyetle günah işlemek caiz olmaz. O işteki iyi
niyeti geçersiz, günahı geçerlidir.
4- Alış verişten sonra alıcı veya satıcı, (Ben şaka yapmıştım, bu alış
verişten vazgeçtim) dese, söze itibar edilmez.
5- Alacağını borçlusuna hediye eden, (Şakadan söylemiştim) dese de
hediyesinden vazgeçemez. Niyeti geçersiz, sözü geçerlidir.
Görüldüğü gibi, bazı durumlarda ağızdan çıkana bakılır, niyet geçersizdir.
Mecellenin ikinci maddesi, burada bildirilen maddelere uygulanamaz.
Hediye edilen evi geri istemek
Sual: 1- Bir kimse şaka niyetiyle, bu evi sana verdim derse,
karşıdaki de kabul ettim derse, icab ve kabul gerçekleşip, ev onun olur mu?
2- Hediyesinden vazgeçen, bu evi geri alamaz mı?
CEVAP
1- Evet, onun olur. Hediyede niyete değil, söze bakılır. (Evi sana
verdim) ifadesi icabdır. Misafirin de, (Kabul ettim) demesi kabuldür.
S. Ebediyye kitabında deniyor ki:
İcab, karşısındakinin anlayacağı bir lisanla, sattım, verdim, hediye
ettim gibi, kabul de, aldım, aynen kabul ettim, razı oldum gibi mâzi,
yani geçmiş zamanı bildirecek şekilde söylenmelidir. İcab ve kabulün ikisi de, o
yerde âdet olan kelimelerle ve mâzi şeklinde olunca, niyet etmeleri lazım
değildir. (Bey ve Şira bahsi)
Görüldüğü gibi niyeti geçerli değildir.
2- Evet, hediyeden dönmek caizse de, çok çirkin olur; çünkü hadis-i
şerifte buyuruluyor ki:
(Hediyesinden vazgeçip, geri isteyen, kustuğunu yalayan köpeğe benzer.)
[Buhari]
Bu çirkinliği göze alan kimsenin, hediyesini geri istemesi caizdir. Ancak şu
yedi şeyden biri varsa, hediyesini geri alamaz. (El-İhtiyar)
1- Verilen malda kıymetini artıran fazlalık meydana gelmiş olmak.
[Mesela, hediye edilen bir kitabı, alan kimse ciltletmişse, hediyeyi veren artık
bunu isteyemez.]
2- İkisinden birinin ölmesi. [Hediyeyi veren ölmüşse, varisleri o
hediyeyi geri alamaz veya hediyeyi alan ölmüşse, veren vârislerinden bunu
isteyemez.]
3- Hediyenin karşılığı olduğu bildirilerek bir hediye vermek. [Mesela bir
kalem vermek.]
4- Hediye edilen malın, alanın mülkünden çıkması. [Hediye edilen evi, o
da başkasına hediye etmişse, artık hediye geri istenemez.]
5- İkisi arasında nikâh bulunmak. [Karı koca, birbirine verdiği hediyeyi
geri isteyemez.]
6- Aralarında nikâhı ebedi haram eden akrabalık bulunmak. [Kaynataya,
kaynanaya, geline, damada, ana baba ve çocuklara verilen hediye, bağışlanan ev,
geri alınamaz.]
7- Hediyenin helak olması. [Alınan hediye kaybolmuşsa, yanmışsa veren
hediyesini isteyemez.]
Zengine verilen hediyeyi, kustuğunu yalamak gibi de olsa, geri istemek caizdir.
Fakat fakire verilen hediyeyi yahut bağışlanan evi, geri almak caiz değildir;
çünkü fakire verilen hediye sadaka olur. Sadakayı ise, geri almak caiz değildir.
(Hidaye)
Göz hakkı
Sual: İnsanların yanında bir şey yiyip içerken, onlara da vermek gerekir mi?
CEVAP
Gerekmez ise de, vermek iyi olur. Buna, göz hakkı denir. Yanımızda insanlar
varken, siz de buyurun dememek, mürüvvete aykırıdır. Bunun için atalarımız,
(Biri yer, biri bakar, kıyamet ondan kopar) demişlerdir. Ya onların yanında
yememeli veya yeniyorsa, onlara da ikram etmelidir.
Sual: Bir arkadaş, (Namazda giymek üzere bu çorabı sana hediye ettim)
dedi. Ben o çorabı namazda giymesem, başka zamanlarda giysem haram olur mu?
CEVAP
Hayır, haram olmaz. Hediyesi sahihtir, şartı bâtıldır. O çorabı namazda hiç
giymeseniz de, hatta başkasına hediye etseniz de mahzuru olmaz. Yani o mal artık
sizindir, istediğiniz gibi kullanabilirsiniz.
Sual: Kimisi, (hediye, hediye edilmez) derken; kimisi de, (hediyeyi
hediye etmek sünnet) diyor. Hangisi doğrudur?
CEVAP
İkisi de doğru değildir. Hediyeyi hediye etmek caizdir. Peygamber efendimiz,
kendisine gelen hediyeyi kendisi kullandığı gibi, başkalarına da vermiştir.
Sual: İnsanlara ücretsiz iş yaptırmak veya onlardan hediye istemek uygun
mudur?
CEVAP
Uygun değildir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(İhtiyacını insanlara açan, ihtiyaçtan kurtulamaz. Allaha havale ederse,
ihtiyaçtan kurtulur.) [Hâkim]