Başlık | Yazı |
---|---|
Koyun Baba (Denizli) |
Denizli'nin İslâm orduları tarafından fethi sırasında bölgeye gelip yerleşen Horasanlı gâzi dervişlerden olduğu rivayet edilmektedir. Türbesi Denizli'nin Kale İlçesinin Çamlarca (Teyner) köyünün aşağı Mahallesi Koyun Baba mevkiindedir. |
Koyun Baba (Edirne) |
Edirne'de medfun bulunan Nakşibendî büyüklerindendir. Kendi adını taşıyan tekkesinden eser kalmamıştır. 1618 yılında vefât etmiş olup türbesi Kasap Abdülaziz Mahallesi, Altunizâde Sokağındadır. Koyun Baba'nın Sultan ikinci Mahmud Han'a rüyâsında g... |
Koyun çoban için değildir |
Yalnız yaşayan bir derviş, sahranın bir köşesinde oturuyordu. Yanından
adamlarıyla bir hükümdar geçti. Derviş, başını kaldırıp hükümdara iltifat etmedi.
Hükümdar öfkelendi. Vezir dervişe dedi ki: |
Kramp |
Bir veya daha çok kasın, bütününün veya bazı parçalarının irade dışı ve ağrılı kasılmaları. En sık, ayak ve baldırda olur. |
Kramp |
Bir ya da daha fazla kasta ani gelişen istemdışı ve ağrılı kas kasılması. |
Kranyoşizis |
Kafatasının doğumsal çatlağı. |
Kredi çekmek ve kredi kartı kullanmak |
Sual: Banka kredisi ile ev ve araba almak caiz midir? |
Krenoterapi |
Maden sularının vücutta yaptığı etkilerden yararlanan tedavi yöntemi. |
Kromozom |
Hücre çekirdeğinde bulunan, hücre bölünmesi sırasında belirli şekil alan, kendi kopyasını yapabilen ve bazik boyalarla koyu boyanabilen ipliksi yapılar. Bileşiminde DNA ve pekçok protein çeşidi bulunan nukleoprotein yapısında birimlerdir. En önemli ö... |
Krup |
|
Kseroftalmi |
Konjunktiva mukozasının özgül parlaklığının yitirerek olağan dışı kuruması. |
Kuartonsıtma |
Plasmodium malariae ile oluşan ve 72 saatte bir gelen ateş nöbetlerinin görüldüğü sıtma türü. |
Kubâ Mescidi |
İslâm târihinde Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) hicreti sırasında Medîne-i münevvere yakınında bulunan Kubâ'da ilk defâ inşâ edilen mescid. |
Kubbe-i Hadrâ |
Medîne-i münevverede bulunan Peygamber efendimizin kabr-i şerîfinin üzerindeki yeşil kubbe. |
Kübra |
En büyük en azametli. |
Kübreviyye |
Evliyânın büyüklerinden Necmeddîn-i Kübrâ hazretlerinin tasavvuftaki yolu. Yaptığı bütün münâzaralarda gâlib geldiği için kübrâ (büyük) lakabıyla meşhur olmasından dolayı, bu yola Kübreviyye denmiştir. |
Kubûr |
Kabirler, mezârlar. |
Küçük Emir Efendi (Şimşir Baba) |
İran'da doğup yetişmiş büyük velî. Asıl ismi İbrâhim'dir. Küçük Emir diye meşhur olmuştur. Ülkesinde Ehl-i sünnet müslümanlara karşı yapılan zulümler sebebiyle İstanbul'a gelmiştir. İstanbul'da çeşitli medreselerde mü... |
Küçük Günah |
Fitne çıkarmak, adam öldürmek, zinâ etmek gibi büyük günahlara göre daha küçük sayılan günahlar, yasaklar, mekrûhlar. (Bkz. Sağîre) Tahrîmen (harama yakın) mekrûh işlemek küçük günahtır. K... |
Küçük Havuz |
Hanefî mezhebine göre alanı yirmi beş metrekâreyi bulmayan havuz. (Bkz. Havz) |
Küçük mushaflar |
Sual: Gümüş veya altın mahfazalı küçük mushafları kolye gibi boyna
asıp kullanmak caiz mi? Bir de, bazı duaları da aynı şekilde gümüş veya altın
zincirle boyna asıyorlar. Bunları da kullanmak caiz midir? |
Kuddise Sirruh |
Daha çok Allahü teâlânın sevdiği kullar olan evliyâdan birinin ismi anılınca veya yazılınca, onun sırrı (içi) temiz ve mübârek olsun mânâsına söylenen veya yazılan duâ, hürmet ve saygı ifâdesi. İki kişi için "Kuddise... |
Kuddûs (El-Kuddûs) |
Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Azamet ve celâline, büyüklüğüne lâyık olmayan, noksanlık ve eksiklik getiren şeylerden, his organlarının anladığı, hayâl gücünün hayâl ettiği, hâtıra... |
Kuddusi |
Mukaddes, ulvi, pak. |
Kudret |
Güç, güçlü olma. |
Kudret |
Kuvvet, takat, güç, varlık, ehliyet, kabiliyet. |
Kudsi |
Kutsal, mukaddes. |
Kudsiyye |
Kutsal, mukaddes. |
Kudüs |
Filistin'de, Süleymân aleyhisselâm tarafından inşâ ettirilen Mescid-i Aksâ'nın bulunduğu şehir. Bu şehir târih kitaplarında İlyâ adıyla da zikredilir. |
Kuduz |
|
Küfr (Küfür) |
Örtmek; hakkı örtmek, kapamak, Hakk'ı inkâr etmek. Dinde bilinmesi ve inanılması zarûrî olan şeyleri ve ahkâm-ı şer'iyyeden (dînî hükümlerden) tevâtüren (kesin olarak) bildirilenleri inkâr etmek ve dinden olduğu herkesçe bilinen... |
Küfr-i Cehlî |
İşitmediği, düşünmediği için, Allahü teâlâya ve inanılması lâzım olan şeylere inanmamak. |
Küfr-i Cühûdî |
Allahü teâlâya, Kur'ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde açıkça bildirilmiş, inanılması lâzım olan şeylere inanmamakta bilerek inâd etmek. |
Küfr-i Hükmî |
İslâmiyet'in îmânsızlık alâmeti dediği sözleri söylemek ve işleri yapmak. |
Küfr-i İnâdî |
Bilerek, inâd ederek kâfir olmak, küfr-i cühûdî. |
Küfr-i Nifâkî |
Diliyle îmân ettiğini söyleyip, kalbiyle inkâr etmek. İnanmamak |