A (1114) | B (527) | C (326) | D (413) | E (571) | F (239) | G (275) | H (942) | İ (454) | J (19) | K (840) | L (165) | M (1275) | N (492) | O (286) | P (298) | R (355) | Ş (870) | T (498) | Ü (161) | V (201) | Y (198) | Z (205)
Başlıksıralama simgesi Yazı
Da'lec Bin Ahmed

Hadîs ve fıkıh âlimi, velîlerden. Künyesi, Ebû İshâk Sicistânî'dir. 874 (H.260) senesinde doğdu. 962 (H.351) de Bağdat'ta vefât etti.

Da'vet (Dâvet)

1. Hak dîne çağırmak.
Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
Ey Muhammed! Rabbininin yoluna hikmetle, güzel öğütlerle dâvet et. Onlarla en güzel şekilde tartış. (Nahl sûresi: 125)

Dâbbet-ül-Erd

Kıyâmetin büyük alâmetlerinden. Kıyâmetin kopmasına yakın çıkacak olan bir hayvan.
Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
İnsanlara vâd olunan öldükten sonra dirilmek ve azâb olunmak yaklaşınca...

Dağ içinde

Gittim daim ileri,
Kaç âlemden içeri,
On sekiz bin kapıyı,
Geçtim bir dağ içinde.

Yetmiş bin perde geçtim,
Gizli kapılar açtım,
Dostla bir kadeh içtim,
Ulu bir dağ içinde.

Âşık gibi ağladım,
Yüreğimi dağladım,...

Dağ Tutması

 

Dağlama

Kızdırılmış mâdenle vücûdun bir yerini yakma.
Efsûn yapan ve ateş ile dağlayan kimse, Allahü teâlâya tevekkül etmemiş (güvenmemiş, O'ndan yüz çevirmiş) olur. (Hadîs-i şerîf-Kimyây-ı Seâdet)

Tevekkül edenler, falcılık,...

Dağlar başında

Bu nasıl uykudur, gel uyan artık,
Gitti kervan kaldık dağlar başında.
Bitmez sıkıntıya, gel dayan artık
Gitti kervan, kaldık dağlar başında.

Kervan gitti oldu hayli bir zaman,
Tedbirsiz gidilmez, yollar çok yaman,
Zarar...

Dâhi

Üstün zekalı, son derece zeki, anlayışlı.

Dahk (Dıhk)

Gülmek, kendi işiteceği kadar gülmek.
Dahkı azaltınız. Zîrâ çok dahk kalbi öldürür. (Hadîs-i şerîf-Edeb-ül-Müfred)
Namazda kahkaha ile gülmek namazı ve abdesti bozar. Tebessüm, namazı da abdesti de bozmaz. Dahk, yalnız...

Dahmel Bin Abdullah

Yemen'de yetişen evliyânın büyüklerinden. Doğum târihi belli değildir. Yemen'in Sahban beldesinde doğdu. KünyesiEbü't-Tukâ'dır. Hayâtı hakkında fazla bir bilgi yoktur. Zamânın âlimlerinden ilim öğrenerek yetişti. Talebe yetiştirmek ve insanlara...

Dahve-i Kübrâ

Kaba kuşluk. Oruç müddetinin yarısı, öğleden bir saat evvelki vakit.
Hanefî mezhebinde Ramazan orucu, nâfile oruç ve belli olan adak orucuna niyet etme zamânı, bir gün evvel güneşin batmasından başlayarak, ertesi gün dahve vaktine kadardır. (Muhammed Hâdim...

Dahve-i Sugra

Güneşin bulutsuz havada bakamayacak kadar parladığı vakit. İşrâk vakti. (Bkz. İşrâk Vakti)

Dâi

Duâ eden, duâcı, hak dine çağıran.

Dâire-i Hindiyye

Namaz vakitlerinin tesbitinde kullanılan ve güneş gören düz bir yere çizilen dâire veya bu şekle uygun olarak yapılan âlet.
Dâire-i Hindiyye'nin ortasına, yarıçapı uzunluğunda mikyâs denilen düz bir çubuk dikilir. Tam dik olması için ç...

Dakriyoadenit

Gözyaşı bezlerinin iltihaplanması.

Dakriyolit

Gözyaşı taşı.

Dakriyosistit

Gözyaşı kesenin iltihaplanması.

Daktilofazi

Sağır ve dilsizlerin çeşitli parmak, el ve kol hareketleriyle harf yada heceleri anlatma yöntemi.

Dalak

Diyaframın altında, karın boşluğunda, yaklaşık bir yumruk büyüklüğünde yumuşak bir organ. Dalak, dolaşım sistemine bağlı bir çıkmaz sokağa benzetilebilir. Kan, dalak içerisindeki geniş kanallar ve damarlar sisteminde yol alırken, dalak hücreleri ile muhatap olur. Dalak,...

Dalâlet

Sapıklık, yoldan çıkma. Peygamber efendimizin ve Eshâbının bildirdiği doğru yoldan ayrılma, sapma.

Dâlle

Âdet hâlinin kaç gün olduğunu unutan veya kaç gün olduğunu bilip ayın başında mı, ortasında mı, sonunda mı olduğunu kestiremeyen kadın.
İslâmiyet'te her kadının; hayız (âdet), lohusalık ve temizlik günlerini, bunların sayısını, zamânını bilmesi...

Dalton Hastalığı

(Bkz. Renk Körlüğü)

Daltonizm

Renklerin Doğumsal olarak algılanamaması.

Damar Sertliği

(Bkz. Atardamar sertliği)

Damarlar

 

Damarlarımda bir şey kaldı ise af et!

Ebu Bekri Sıddıkın bir kölesi vardı. Ömrünün sonlarında her akşam iftar vaktinde yemek getirirdi.

Ebu Bekri Sıddıkın âdet-i şerifi öyle idi ki, nereden ve nasıl aldığını sormayınca o yemekten bir lokma ağzına koymazdı.

Dânâ

Çok bilen, bilgili.

Dâniş

Bilgi, bilme, biliş, ilim.

Danışmanın vasıfları

Danışmanlık yapacak kişilerde şu vasıflar aranmalıdır:
1- Anlayışlı ve zeki olmak.
2- Güvenilir olmak.
3- Doğru sözlü olmak.
4- Menfaat peşinde koşmamak.
5- İstişare edilen kişilerle di...

Dânişmend

Bilgili, âlim.

Danyal Aleyhisselâm

İsrâiloğullarına gönderilen peygamberlerden. Mûsâ aleyhisselâmın dîninin hükümlerini insanlara tebliğ etti (duyurdu).
İsrâiloğulları, Mûsâ aleyhisselâmdan sonra kendilerine gönderilen peygamberleri dinlemeyip isyân edince,...

Dâr-ül-Bekâ

Ahiret, sonsuz kalınacak yer.
Resûlullah efendimiz kamerî sene hesâbı ile altmış üç, şemsî sene hesâbı ile altmış bir yaşında, dâr-ül-fenâdan (dünyâdan) dâr-ül-bekâya intikâl etti. Vefât ettiği odaya...

Dâr-ül-Celâl

Sekiz Cennet'in birincisidir.
Dâr-ül-Celâl beyaz incidendir. Kapısının üzerinde Kelime-i tevhîd, yâni Lâ ilâhe illallah yazılıdır. ( Erzurumlu İbrâhim Hakkı)

Dâr-ül-Cezâ

Dünyâda iken yapılan işlerin karşılığının görüldüğü yer. Âhiret, öbür dünyâ.
Âhiret, dâr-ül-cezâdır. Dâr-üt-teklîf (iş yapılacak yer) değildir. (İmâm-ı Rabbânî)

Dâr-ül-Fenâ

Geçici âlem, dünyâ.
Mü'minler ölmezler. Ancak dâr-ül-fenâdan dâr-ül-bekâya geçerler. (İmâm-ı Gazâli) Göz yumup dâr-ül-fenâdan baş açık, çıplak endâm, Can atıp dâr-ül-bekâ...

Dâr-ül-Gurûr

İnsanın gönlünü cezbeden, çeken fakat ele geçtiğinde faydalanamadan kaybolup giden yer. Dünyâ.