Başlık | Yazı |
---|---|
Da'lec Bin Ahmed |
Hadîs ve fıkıh âlimi, velîlerden. Künyesi, Ebû İshâk Sicistânî'dir. 874 (H.260) senesinde doğdu. 962 (H.351) de Bağdat'ta vefât etti. |
Da'vet (Dâvet) |
1. Hak dîne çağırmak. |
Dâbbet-ül-Erd |
Kıyâmetin büyük alâmetlerinden. Kıyâmetin kopmasına yakın çıkacak olan bir hayvan. |
Dağ içinde |
Gittim daim ileri, |
Dağ Tutması |
|
Dağlama |
Kızdırılmış mâdenle vücûdun bir yerini yakma. Tevekkül edenler, falcılık,... |
Dağlar başında |
Bu nasıl uykudur, gel uyan artık, |
Dâhi |
Üstün zekalı, son derece zeki, anlayışlı. |
Dahk (Dıhk) |
Gülmek, kendi işiteceği kadar gülmek. |
Dahmel Bin Abdullah |
Yemen'de yetişen evliyânın büyüklerinden. Doğum târihi belli değildir. Yemen'in Sahban beldesinde doğdu. KünyesiEbü't-Tukâ'dır. Hayâtı hakkında fazla bir bilgi yoktur. Zamânın âlimlerinden ilim öğrenerek yetişti. Talebe yetiştirmek ve insanlara... |
Dahve-i Kübrâ |
Kaba kuşluk. Oruç müddetinin yarısı, öğleden bir saat evvelki vakit. |
Dahve-i Sugra |
Güneşin bulutsuz havada bakamayacak kadar parladığı vakit. İşrâk vakti. (Bkz. İşrâk Vakti) |
Dâi |
Duâ eden, duâcı, hak dine çağıran. |
Dâire-i Hindiyye |
Namaz vakitlerinin tesbitinde kullanılan ve güneş gören düz bir yere çizilen dâire veya bu şekle uygun olarak yapılan âlet. |
Dakriyoadenit |
Gözyaşı bezlerinin iltihaplanması. |
Dakriyolit |
Gözyaşı taşı. |
Dakriyosistit |
Gözyaşı kesenin iltihaplanması. |
Daktilofazi |
Sağır ve dilsizlerin çeşitli parmak, el ve kol hareketleriyle harf yada heceleri anlatma yöntemi. |
Dalak |
Diyaframın altında, karın boşluğunda, yaklaşık bir yumruk büyüklüğünde yumuşak bir organ. Dalak, dolaşım sistemine bağlı bir çıkmaz sokağa benzetilebilir. Kan, dalak içerisindeki geniş kanallar ve damarlar sisteminde yol alırken, dalak hücreleri ile muhatap olur. Dalak,... |
Dalâlet |
Sapıklık, yoldan çıkma. Peygamber efendimizin ve Eshâbının bildirdiği doğru yoldan ayrılma, sapma. |
Dâlle |
Âdet hâlinin kaç gün olduğunu unutan veya kaç gün olduğunu bilip ayın başında mı, ortasında mı, sonunda mı olduğunu kestiremeyen kadın. |
Dalton Hastalığı |
(Bkz. Renk Körlüğü) |
Daltonizm |
Renklerin Doğumsal olarak algılanamaması. |
Damar Sertliği |
(Bkz. Atardamar sertliği) |
Damarlar |
|
Damarlarımda bir şey kaldı ise af et! |
Ebu Bekri Sıddıkın bir kölesi vardı. Ömrünün sonlarında her akşam iftar
vaktinde yemek getirirdi. |
Dânâ |
Çok bilen, bilgili. |
Dâniş |
Bilgi, bilme, biliş, ilim. |
Danışmanın vasıfları |
Danışmanlık yapacak kişilerde şu vasıflar aranmalıdır: |
Dânişmend |
Bilgili, âlim. |
Danyal Aleyhisselâm |
İsrâiloğullarına gönderilen peygamberlerden. Mûsâ aleyhisselâmın dîninin hükümlerini insanlara tebliğ etti (duyurdu). |
Dâr-ül-Bekâ |
Ahiret, sonsuz kalınacak yer. |
Dâr-ül-Celâl |
Sekiz Cennet'in birincisidir. |
Dâr-ül-Cezâ |
Dünyâda iken yapılan işlerin karşılığının görüldüğü yer. Âhiret, öbür dünyâ. |
Dâr-ül-Fenâ |
Geçici âlem, dünyâ. |
Dâr-ül-Gurûr |
İnsanın gönlünü cezbeden, çeken fakat ele geçtiğinde faydalanamadan kaybolup giden yer. Dünyâ. |