Başlık | Yazı |
---|---|
Ma'bed |
İbâdet edilen yer. |
Ma'bûd |
Kendisine ibâdet olunan, tapınılan. |
Ma'dûm |
Yok olan, mevcût olmayan |
Ma'îşet |
Yaşama, geçinme, yaşayış. Geçinmek, yaşamak için lüzumlu şeyler. |
Ma'iyyet |
Berâberlik. Her an Allahü teâlâ ile berâber olma. Huzur, cem'iyyet, vilâyet-i Hâssa-i Muhammedî de denir. |
Ma'kûl İlimler |
His organları ile duyularak, akıl ile incelenerek, tecrübe (deney, gözlem) ile ve hesâb edilerek elde edilen ilimler, fen bilgileri. |
Ma'lûm |
Bilinen şey. |
Ma'nâ (Mânâ) |
Lafızdan (sözden) anlaşılan, kastedilen şey. |
Ma'nevî |
Mânâya, rûha ve gönüle âit olan, inançla ilgili. Maddî olmayan. |
Ma'nevî Bağ |
1. Herhangi bir şekilde, iki şey arasında zihinde kurulan irtibat, ilgi. Buna mânevî râbıta da denir. |
Ma'nevî Fâide |
Rûha, kalbe ve gönüle âit fâide. |
Ma'nevî Hastalık |
Kalbe gelen yanlış îtikâd (inanç); insanın doğruyu, gerçeği görmesine mâni olan perde; îtikâdî bozukluk ve düşünce. Dünyâya ve haramlara düşkün olma; kibir ve riyâ gibi kalb hastalığı. |
Ma'nevî Huzûr |
Allahü teâlâyı anarak emirlerini yapıp, yasaklarından kaçınmak sûretiyle kalbde meydana gelen rahatlık. |
Ma'nevî Kuvvet |
Müdrike (anlayıcı) kuvvetlerinin üçüncüsü olup, insanların havâssına, seçilmişlerine mahsûs anlayıcı kuvvet. |
Ma'nevî Mîrâs |
Âlem-i emrdeki (gözle görülmeyen âlemdeki) şeyler yâni îmân, mârifet (tanıma, bilme), rüşd (doğru yolda olmak) gibi nîmetler (güzellikler, iyilikler). |
Ma'nevî Temizlik |
İnsanın iç temizliği, kalb temizliği; kalbini her türlü bozuk inanış ve düşüncelerden fenâ huylardan arındırmak. |
Ma'rifet (Mârifet) |
Bilme, tanıma, gönülle bilme. Allahü teâlânın sıfatlarını ve isimlerini hakkıyla bilme, tanıma. Ma'rifetullah. |
Ma'rifetullah |
Allahü teâlâyı tanıma, bilme. (Bkz. Ma'rifet) |
Ma'rûf (Mârûf) |
Dînin ve aklın beğendiği şey. |
Ma'rûf-ı Kerhî |
Büyük velîlerden. Adı Ma'rûf bin Fîrûz, künyesi Ebû Mahfûz'dur. Doğum târihi bilinmemektedir. 815 (H.200) senesinde Bağdat'ta vefât etti. KabriBağdât'tadır. Kabri başında yapılan duâ makbul ve müstecabdır. Bağdât'ın Kerh... |
Ma'siyyet (Mâsiyet) |
İtâatsizlik, isyân. Günâh olan işler, Allahü teâlânın beğenmediği şeyler; Allahü teâlânın emrettiği şeyi yapmamak veya yasak ettiğini yapmak, haramlar. Allahü teâlânın yasak ettiği şeyler, günahlar. |
Ma'sûm |
Suçsuz, günahsız. Günâh işlemekten korunmuş kimse. (Bkz. İsmet) |
Mâ'ûn Sûresi |
Kur'ân-ı kerîmin yüz yedinci sûresi. |
Mâ-i Cârî |
Akar su. Devamlı akmakta olan ve üzerinde herhangi bir pisliğin durması mümkün olmayan çay, dere, ırmak, nehir veya yer altından çıkarılan artezyen suları. Bir saman çöpünü götüren su, akar su sayılır. |
Mâ-i Meşkûk |
Şüpheli su; ehlî merkebin ve ondan doğan katırın artığı olan su. |
Mâ-i Mukayyed |
Çiçek, üzüm, kavun-karpuz suyu gibi cinsi ve sıfatı birlikte söylenen sular. |
Mâ-i Müsta'mel |
Kullanılmış su. Abdest ve guslde (boy abdestinde) yâhut kurbet olarak kullanılan su. Temiz fakat temizleyici değildir. |
Mâ-i Mutlak |
Yaratıldıkları hâl üzere olan yâni ismi yanında başka kelime söylenmeyen, yalnız su denilen sular. |
Maâz-Allah |
"Allahü teâlâya sığınırım" mânâsına, tehlikeli, zararlı ve istenmeyen durumlardan korunmak için söylenen bir söz. |
Maç tahmini mekruh mudur? |
Sual: TV’de bazı sporcular maç tahmini yapıyorlar. Bazı kimseler bunların tahminine göre kumar oynuyorlar. Bunların tahmini kumara sebep oluyor. (Harama sebep olan haram işlemiş olur) kaidesine göre bu tahminler haram olmaz mı? Bir tarihçi, mekruh olur demiş. Do... |
Macid |
Şan ve şerefi büyük, yüce. |
Mâcid el-Kürdî |
Irak'ta yetişen büyük velîlerden. Künyesi Ebû Muhammed'dir. Bağdat civârında yaşadı. Doğum târihi bilinmemektedir. Evliyânın baş tâcı olan Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri bu zâtı överdi. Mâcid el-Kürd... |
Macide |
Şan ve şerefi büyük, yüce. |
Mâcin |
Sapık îtikâdını başkasına bulaştırmak çabasında olan. |
Madde |
Ağırlığı olan ve boşlukta yer kaplıyan varlık. |
Maddeli hadis-i şerifler |