Başlık | Yazı |
---|---|
Mamotermi |
Derideki sıcaklık değişimlerine son derece duyarlı olan ve bu değişiklikleri fotoğraflayabilen bir alet aracılığıyla uygulanan meme inceleme yöntemi. |
Manastır |
Hıristiyanlıkta ibâdet edilen ve din adamlarından bir râhib veya râhibenin idâre edip, barındığı binâ. |
Mânây-ı İltizâmî |
Bir lafzın (sözün) asıl konulduğu mânânın lâzımı olan (ondan ayrılmayan) mânâ. |
Mânây-ı Murâdî |
Bir sözde anlatılmak, ifâde edilmek istenilen, kastedilen mânâ. |
Mânây-ı Mutâbıkî |
Bir lafzın asıl konulduğu mânânın tamâmı, hepsi. |
Mânây-ı Zâhirî |
Bir lafzın görülen, anlaşılan, meşhûr mânâsı. |
Mânây-ı Zımnî |
Bir lafzın konulduğu mânânın tamâmının içerisindeki cüz'î, husûsî mânâlardan herbiri. |
Mandibula |
Alt çene kemiği. |
Mani |
İç güdüsel-duygusal dürtülerin denetiminde çıkmış biçimde yükselerek düşünce ve davranışlarına egemen olması. |
Mâni (El-Mâni) |
Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Din ve dünyâya âit zararları gideren, men' eden. |
Manifest |
Aşikar, gizli olmayan. |
Maniyerizm |
Psikiyatride, aşırı ve anlaşılmaz anlatım araçlarına, doğal ya da yalın olmaktan uzak mimik, davranış ya da sözcüklere başvurmayı ifade eden terim. |
Mansur |
Galip gelen, zafere kavuşmuş. |
Mansûr Bin Ammâr |
Büyük velîlerden. İsmi Mansûr bin Ammâr bin Kesîrdir. Künyesi Ebü's-Sırrî Sülemî'dir. Aslen Mervli olup, Basra'da yaşamıştır. 839 (H.225) senesinde Basra'da vefât etti. Zamânının meşhûr âlim ve velîlerinden olanMa'r... |
Mansûr El-Betâihî |
Büyük velîlerden. İsmi Mansûr'dur. On üçüncü asırda Irak'ta Betâih denilen yerde yaşadı. Doğum ve vefât târihleri bilinmemektedir. Kabr-i şerîfi, Betâih topraklarında bir nehir kenarındadır. |
Mansure |
Galip gelen. |
Mantar Hastalıkları |
|
Mantar Zehirlenmesi |
|
Mantık |
1. Konuşma, düşünce, söz. |
Mantoux Testi |
Daha önceden verem enfeksiyonuna yakalanmış ya da enfeksiyon kuşkusu olan kişileri ortaya çıkarmak amacıyla tüberkülin alerjisi incelemesine dayanan tanı yöntemi. |
Manzum Atasözleri |
Atasözü dinle, kalbi selim ol |
Maral |
Dişi geyik. |
Marasmus |
Beden ve ruh bakımından kuvvetten düşme, marazm. Özellikle küçük çocuklarda görülen, protein ve kalori yetersizliği ile karakterize ağır bir beslenme bozukluğu. Gıdâların yetersiz olduğu, gıdâ tekniği, bilgisizliğin veya hijyen şartlarının köt... |
Marasmus |
Çocuklukta, genlikle yetersiz enerji alınması sonucu ortaya çıkan ağır beslenme bozukluğu belirtisi. |
Maraz |
Hastalık. |
Maraz-ı Kalbî |
Kalb hastalığı, bozuk îtikâd; kibir, hased (kıskançlık), kin ve riyâ (gösteriş) gibi kalb hastalıkları. Kalbin Allahü teâlâdan başka şeylere tutulması. |
Maraz-ı Mevt |
Ölüm hastalığı, insanı iş görmekten men eden ve başladığı târihten îtibâren en az bir yıl içinde ölüme götüren hastalık. |
Marfan Sendromu |
Sebebi bilinmeyen hereditler genetik bir hastalık. |
Marihuana |
Esrar, keyif veren uyuşturucu bir madde. |
Maruf |
Herkesce bilinen meşhur. |
Marufe |
Herkesce bilinen meşhur. |
Mâşâallah |
Beğenilen şeyler görüldüğünde söylenilen; "Bu, Allahü teâlânın dilediği ve ihsân ettiği şeydir" mânâsına mübârek bir söz. |
Masaj |
Çeşitli gâyelerle uygulanan, çok faydalı mekanik bir fizik tedâvi vâsıtası. Masaj, tıp bilgisi olan ellerde bir kat fazla değer kazanır. |
Maşite hatunun imanı |
Firavunun hazine işleriyle görevli bir veziri, bunun da Maşite adında bir
hanımı vardı. Firavunun kızının dadılığını yapıyordu. Kendisi Musa
aleyhisselamın dinine inandığı halde imanını gizliyor, ibadetlerini de gizli
yapıyordu. |
Mâsivâ |
Allahü teâlâdan başka her şey. Âlem, tabîat, mahluklar. |
Maslahat |
Bir işin hayırlı, iyi olmasına vesîle olan şey. Çoğulu, mesâlih'tir. Maslahatın zıddı mefsedet yâni bozukluktur. |