Başlık | Yazı |
---|---|
Mahrem |
1. Dînen evlenilmesi ebedî haram (yasak) olan, soy, süt veya evlenme sebebiyle nikâhı haram olan kimse. |
Mahremsiz sefere çıkmak |
Sual: Kadın, Şafii mezhebini taklit ederek mahremsiz sefere gidebilir
mi? |
Mahrez Bin Halef |
Tunusta yetişen velî ve Mâlikî mezhebi fıkıh alimi. İsmi Mahrez bin Halef bin İsmâil bin Yezbû bin Hanzala bin Yezîd Abdurrahmân bin Ebû Bekr'dir. 953 senesinde Avyara kasabasında doğdu. İlimde yetiştikten sonra hayatını Kur'ân-ı kerîm, fıkıh ve diğer ilimlerle... |
Mahru |
Ay gibi parlak yüzlü. |
Mahrûk Efendi |
İstanbul velîlerinden. İsmi Abdüllatif'dir. Mahrûkî de denildi. İstanbul'da doğdu. Doğum târihi kesin olarak bilinmemektedir. 1597 (H.1006) târihinde yüz yaşını geçmiş olarak vefât etti. Şeyh Vefâ hazretleri yakınına defnedildi. |
Mahşer |
Haşr olunacak, toplanılacak yer. Kıyâmet gününde bütün mahlûkâtın (bütün canlıların) yeniden dirildikten sonra hesap için toplanacakları yer. Arasat Meydanı, Mevkıf. |
Mahşer günü |
Cennete kim gidip gelmiş diyenler, |
Mahya |
Ramazan-ı şerîf ayında, geceleri çift minâre bulunan câmilerde iki minâre arasına gerilen ve halata (kalın ipe) asılarak kandillerle (lambalarla) yazılan yazı ve şekiller. |
Mahzûrât |
Dinde yasak edilmiş şeyler, haramlar. |
Maide |
Kurulmuş hazır sofra. |
Mâide Sûresi |
Kur'ân-ı kerîmin beşinci sûresi. |
Makâm |
1. Yüksek dereceli me'mûriyet, me'mûrluk yeri, mevkî, mansıb. |
Makâm-ı İbrâhim |
Kâbe'de İbrâhim aleyhisselâmın, Kâbe'yi inşâ ederken veya insanları hacca dâvet ederken üstüne çıktığı taşın bulunduğu yer. |
Makâm-ı İlliyyîn |
Cennet. |
Makâm-ı Mahmûd |
Mahşer (kıyâmet) günü büyük bir sıkıntı ve ızdırab içerisinde bulunan mahlûkâtın hesaplarının bir an evvel görülmesi için Allahü teâlâ tarafından Muhammed aleyhisselâma verilen şefâat izni. Buna Şefâat-i Kübr... |
Makâmât-ı Aşere |
Fenâ (Allahü teâlâdan başka her şeyi unutmak) makâmının başlangıcında olan ve fenâ makâmına kavuşmak için lâzım olan on şey. |
Makâmât-ı Sülûk |
Tasavvuf yolunda ilerlerken geçilmesi gereken dereceler. |
Makat |
Anüs. |
Makbule |
Kabul olunmuş, beğenilmiş. |
Makrodonti |
Dişlerin aşırı derecede büyük olması. |
Makrodontili |
Parmakların aşırı büyük olması. |
Makropsi |
Nesnelerin olduklarından daha büyük boyutlarda algılandığı bir çeşit göz rahatsızlığı. |
Makrosefali |
Kafatasının aşırı derecede büyük olması. |
Maksad (Maksûd) |
Niyet, kasd. |
Maksatları âlimler köprüsünü yıkmak |
Sual: "Kusursuz kul olmaz. Âlimlerin hatası olur. Bu bakımdan imam-ı a’zamı, imam-ı Şafii ve imam-ı Gazali gibi âlimleri eleştirmek gerekir. Mesela imam-ı Gazali’nin hatası çoktur. Kitaplarında uydurma hadis var" deniyor. Böyle söylemek doğru... |
Maksud |
Arzu edilen. |
Maksûd Dede |
Halvetî yolu büyüklerinden. İsmi Maksûd Dede'dir. Tokat'ta doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1562 (H.970) târihinde Serez'de vefât etti. Oradaki müslümanların kabristanlığına defnedildi. |
Maksude |
Arzu edilen. |
Maksur |
Kısaltılmış, bir şeye ayrılmış. |
Maksure |
Kısaltılmış, bir şeye ayrılmış. |
Maktûl |
Kâtil tarafından öldürülen. |
Mâl |
İnsanın arzuladığı, ihtiyâç, yâni lâzım olunca, kullanmak için saklanabilen ayn, yâni madde, cisim. |
Mal mevki hırsı |
Sual: Helal mala muhabbet etmenin mahzuru olur mu? |
Mâl-ı Habîs |
Zor ile gasb edilen ve rüşvet olarak alınan, çalınan mallar ve kendine emânet olan mallar, izinsiz ticârette kullanılarak elde edilen kârlar ve dâr-ül-harbde yâni kâfir memleketlerine gidenin (tüccârın, seyyâhın), kafirlerden, rızâsı... |
Mâl-ı Mütekavvim |
Kıymetli mal. İslâm'a göre yenilmesi, içilmesi, kullanılması ve faydalanılması mümkün olan mal. |
Malabsorbsiyon |
(Bkz. İshal) |