Sual: Bayram olduğuna karar verilip ve bayram namazı kılınıp, kurban
kestikten sonra, Arefe olduğu anlaşılırsa, namaz ve kurban ne olur?
CEVAP
Şahitler ile, meşru olarak bayram olduğuna karar verilip ve bayram namazı
kılınıp, kurban kestikten sonra, Arefe olduğu anlaşılırsa, namaz ve kurban kabul
olur.
Ramazan ve Kurban bayramının şahitlerle meşru olarak anlaşılmadığı, hilalin
gözetilmediği yerlerde, çeşitli hesap usulleri vardır. Bu usuller ile Zilhicce
ayının ilk günü ve buradan da onuncu günü, yani Kurban bayramının ilk günü hesap
edilir. Bayramın birinci günü, hesap ile bulunan gündür. Yahut, bir gün
sonradır. Bir gün önce olamaz. Çünkü, gökte, ay, doğmadan önce görülemez.
İhtiyatlı hareket etmiş olmak için, böyle yerlerde, kurbanları, hesap ile
bulunan bayramın ikinci günü kesmelidir. Sevabı ölülere gönderilecek olanı ise,
hesap ile bulunan ilk gün kesmelidir. Çünkü, ölüler için, Arefe günü veya yılın
her gününde kesilebilir.
Bayram ve kurban
Sual: Ramazan gibi, kurban bayramının hilali de, dünyanın bir yerinden
görülünce, her yerde görülmüş sayılmıyor mu? Bir de hilal görülmeden bir gün
önce bayram edilse, kesilen kurbanlar sahih olmaz mı?
CEVAP
İslam Ahlakı kitabında bildiriliyor ki:
İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki: İmam-ı Sübki hazretleri, (Şabanın 30.
gecesi hilali gördüğünü bildiren olsa, hesapla da, hilalin bir gece sonra
doğacağı tespit edilse, burada hesaba inanılır; çünkü hesapla anlaşılan
kesindir. Doğmadan bir gece önce görülmesi imkânsızdır) buyurdu. Şems-ül-eimme
Halvani hazretleri de buyurdu ki: (Ramazan ayının başlaması, hilalin
görülmesiyle olur. Hilalin doğmasıyla başlamaz. Hesap hilalin doğduğu geceyi
bildirdiği için, Ramazan ayının başlaması hesapla anlaşılamaz. İki adil
Müslümanın, (hilali gördük) demeleriyle veya Kadı’nın hüküm etmesi ile, bir
yerde Ramazan başlayınca, dünyanın her yerinde oruca başlamak gerekir. Hac,
kurban ve namaz vakitleri böyle değildir. Bunlar vakitlerinin bir yerde malum
olmasıyla, başka yerlerde de böyle olmaları lazım gelmez. [Redd-ül-muhtar]
Hesaplar doğru yapılırsa, hilalin doğuşunu tespit etmek güç değildir; çünkü
Allahü teâlânın nizamında zerre kadar yanlışlık olmaz. Hilal, hesabın bildirdiği
saatte doğar, saniye şaşmaz. Hesaptan bir gün önce bayram etmek ilme aykırıdır,
yanlıştır; çünkü hesaptan önce hilalin görülmesi imkânsızdır. Güneşin doğuşu da
aynen ayın doğuşu gibidir. Güneş doğmadan ben güneşi gördüm demek elbette
yanlıştır. Güneş ancak takvimlerde bildirilen saatte doğar. Daha önce doğması
imkânsızdır; ama güneş doğduğu hâlde, hava bulanık olduğu için görülmeyebilir.
Ayların başlamasını gösteren hilal de böyledir. Hilal hesapla bulunan gün ve
saatte doğar; ancak o gün o saatte görülmeyebilir. Dinimiz hilalin doğmasını
değil, görünmesini esas alır. Hilal görülmedikçe hesapla veya ayları tespit
usulleriyle bulunan günde bayram yapılmaz. Ramazan hilali dünyanın herhangi bir
yerinde görülünce, orucun başlaması ve Ramazan bayramı her yerde aynı gün olur.
Bir hadis-i şerif meali:
(Herkes oruca başlayınca siz de başlayın, herkes bayram edince, siz de bayram
edin.) [Tirmizi, Ebu Davud]
Kurban bayramı böyle değildir. Amerika’da zilhicce hilali görülse, Türkiye’de
görülmese, Türkiye’de de görüldü kabul edilmez. Kurban bayramının birinci günü
de, Zilhicce ayının hilalini görmekle anlaşılır. Zilhicce ayının 9. Arefe günü,
hesapla, takvimle anlaşılan gün veya bundan bir gün sonra olur. (S. Ebediyye)
Kurban bayramının hesapla tespit edildiği yerlerde, şer’an sabit olan bayramı
bilmedikleri için, Müslümanların, bayram zannederek Arefe günü kestikleri
kurbanlar sahih olur. İhtiyatlı hareket etmiş olmak için, her zaman kurbanları,
hesapla bulunan bayramın ikinci günü kesmelidir.