Sual: (Dinin onda birini yapan kurtulur) anlamında bir hadis varmış.
Yani on farzdan birini yapan ve on haramdan birinden kaçan kurtulacak mıdır?
CEVAP
O hadis-i şerifin meali şöyledir:
(Ey eshabım, siz öyle bir zamandasınız ki, dinin emir ve yasaklarının onda
birine uymazsanız helak olur, Cehenneme gidersiniz. Öyle bir zaman gelecek ki,
emir ve yasaklarının onda birine uyabilen, Cehennemden kurtulur.) [Tirmizi,
Taberani]
Bir başka hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Siz öyle bir zamandasınız ki, âlimleri çok, hatipleri azdır. Bugün
bildiğinin onda birini terk eden helak olur. Bir zaman gelecek ki, bilenler az
konuşanlar çok olacaktır. O zamanda, dinin emir ve yasaklarının onda birine uyan
kurtulacaktır.) [İ. Ahmed]
İmam-ı Türpüşti diyor ki:
Bu hadis-i şerif, emir olunanların hepsi için değildir; çünkü dinin aslında
bildirildiği gibi öyle emirler vardır ki, müminlerden hiçbir fert onu terk
edemez. Onu ihmal etmek için özür makbul olmaz. O farzlar muaf olamaz. Bu
hadis-i şerif emr-i maruf ve nehy-i münker içindir. Yani, siz öyle bir
zamandasınız ki, emr-i maruf ve nehy-i münkerden birini terk etseniz helak
olursunuz; çünkü din kuvvetlenmiş, hak meydana çıkmıştır. Dinin yardımcıları
çoktur. Hiçbiriniz mazur olmaz. Gevşeklik özür olmaz. Fakat, fitne fesat
zamanında, hak gizli olur. O zaman böyle değildir.
Müslümanların kimsesiz kaldığı bir zamanda İslamiyet için, azıcık yardım etmek,
binlerce altın vermiş gibi sevap olur. Hele dinsizlerin, Müslümanlarla alay
edenlerin çoğaldığı, Müslüman evlatlarını dinden çıkaran propagandaların
yayıldığı zamanda yapılan az bir ibadete, kat kat çok sevap verilir.
Büyük bir âlimin açıklaması da şöyledir:
Bu hadis-i şeriften maksat, imanı kurtarabilmektir. İmanı kurtarabilmek yani
imanla ölmek için de iki şey lazımdır:
1- Doğru imana yani Ehl-i sünnet itikadına sahip olmak.
2- Salih amellere sarılmak. İman, muma benzer, ibadetler mum etrafındaki
fener gibidir. Mum ile birlikte fener de, İslamiyet’tir. Olmazsa fener, mum
çabuk söner. İmansız İslam olmaz, İslam olmayınca, iman da yoktur. Bunun için
Kur’an-ı kerimde, (İman edip salih amel işleyenler) ifadesi geçmektedir.
Demek ki imanı muhafaza edebilmek için, salih ibadetlere sarılmak şarttır. Salih
ibadetlere sarılabilmek için de fıkhı iyi bilmek şarttır. Çünkü bilmeden yapılan
ibadet boşa gider.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Her şeyin dayandığı bir direk vardır. Dinin temel direği, fıkıh bilgisidir.)
[Beyheki]
(Allah, iyilik etmek istediği kulunu fakih yapar.) [Buhari]
(Allah indinde en üstün kimse fakihtir.) [M.Zühdiyye] (Fakih = fıkhı bilen)
(İbadetlerin en kıymetlisi fıkhı öğrenmek ve öğretmektir.) [İbni
Abdilberr]
(Âlimlerin en hayırlısı fıkıh âlimleridir.) [İ.Maverdi]
(Fıkhı bilmeden ibadet etmek, gece karanlıkta bina yapıp, gündüz yıkmak
gibidir.) [Deylemi]
(Az fıkıh bilmek çok ibadetten iyidir. İhlâsla ibadet edene fıkhı öğrenmek
nasip olur.) [Taberani]
Fıkıh bilmeden Allah’ın varlığını ispata çalışmakla iman kurtarılmaz. Küfre
düşürücü söz ve hareketleri bilmeyen her zaman küfre düşer. Mesela Allah düşünür
demek veya İslamiyet bir düşünce sistemidir demek, ilahi şuur demek küfürdür.
Allahü teâlâ, (İman edip salih amel işleyenler hariç herkes zarardadır)
buyurdu. (Asr suresi)
Kâmil iman sahibi olmak için
İmanın yenilenmesi, parlaması, yani kâmil imana sahip olmak için yapılacak
işler vardır. Bu husustaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle:
(Kimde şu 3 şey bulunursa, imanı kâmil hâle gelir: Allah rızası için yaptığı
işlerde kınanmaktan korkmaz, riyadan kaçınır, biri dünyaya, diğeri ahirete ait
iki işle karşılaştığı zaman, ahiret için olan işi, dünyalığa tercih eder.)
[Deylemi]
(İmanın efdali Allah için sevmek, Allah için buğzetmek, diliyle de Allah’ı
anmak, kendisine hoş geleni, başkasına da hoş görmek, istemediği bir şeyi
başkası için de istememek, hayır konuşmak veya susmaktır.) [Taberani]
(Şartlarına riayet ederek namaz kılan imanlıdır.) [İ.Neccar]
(İmanın tadını bulmak isteyen, sevdiği kişiyi yalnız Allah için sevsin!)
[Beyheki]