Sual: Nasihat nasıl olmalıdır?
CEVAP
Nasihat, Allahü teâlânın bir kimseye verdiği nimetin onda kalarak, dinine ve
dünyasına faydalı olmasını istemek demektir. İlim sahipleri, emr-i maruf ve
nehy-i münker yapmalı, yani iyiliği yaymaya, kötülükten sakındırmaya
çalışmalıdır! Nasihatten uzak kalan kalb kararır.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Dinin temeli nasihattir.) [Buhari]
(Hayra sebep olana, bunu yapanın ecri kadar sevap verilir.) [Müslim]
(Kendi için istediğini din kardeşi için de istemeyen, iman etmiş olmaz.)
[Buhari]
(Allahü teâlânın en çok sevdiği kimse, çok nasihat edendir.) [İ. Ahmed]
Nasihat dört çeşittir
1- Allahü teâlânın var olduğunu, bir olduğunu, bütün kemal ve cemal
sıfatlarının Onda bulunduğunu, Ona layık olmayan sıfatların, ayıpların,
kusurların Onda bulunmadığını, halis niyet ile Ona ibadet etmek gerektiğini,
gücü yettiği kadar Onun rızasını almaya çalışmasını, Ona isyan edilmemesini,
Onun dostlarına muhabbet, düşmanlarına muhalefet edilmesini, Ona itaat edenleri
sevmeyi ve isyan edenleri sevmemeyi, nimetlerini saymayı ve bunlara şükretmeyi,
bütün mahluklarına acımayı, Onda bulunmayan sıfatları Ona söylememeyi bildirmek,
Allahü teâlâ için nasihat etmek olur.
2- Kur'an-ı kerimde bildirilenlere inanmayı, emredilenleri yapmayı, kendi
aklı ile, görüşü ile uydurma tercümeler yapmamayı, onu çok ve doğru olarak
okumayı, ona abdestsiz el sürmenin caiz olmadığını, insanlara bildirmek,
Kur'an-ı kerim için nasihat etmek olur.
3- Muhammed aleyhisselamın bildirdiklerinin hepsine inanmak, hepsini
beğenmek gerektiğini, Onun sünnetlerini yapmayı ve yaymayı, Onun güzel ahlakı
ile huylanmayı, Âl, Eshabını ve ümmetini sevmeyi bildirmek, Resulullah için
nasihat olur.
4- İnsanlara dünyada ve ahirette faydalı olan şeyleri yapmak ve zararlı olan
şeyleri yapmamak gerektiğini ve kimseye eziyet etmemeyi, kalb kırmamayı,
bilmediklerini öğretmeyi, kusurlarını örtmeyi, farzları emretmeyi, haramlardan
nehyetmeyi, bunların hepsini tatlılıkla bildirmeyi, küçüklere merhamet,
büyüklere hürmet edilmesini, kendilerine yapılmasını istemediklerini başkalarına
da yapmamalarını, onlara bedenleri ile, malları ile yardım edilmesini bildirmek
de, bütün insanlar için nasihat etmek olur.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Müslümanlara yardım etmeyen, onların iyilikleri ve rahatları için
çalışmayan, onlardan değildir. Gece ve gündüz, Allah için ve Kur'an için ve
Resulullah için ve devlet reisi için ve bütün müslümanlar için nasihat etmeyen
kimse de, bunlardan değildir.) [Taberani]
İlmiyle amil olmayanın sözleri her ne kadar tesirsiz olsa da, sözü tesirli olan
İslam âlimlerinin hikmetli sözlerini naklederek, iyiliği emredip kötülükten
sakındırmak gerekir. Nasihati rıfk ile söylemeli, sert olmamalıdır. Hadis-i
şerifte buyuruluyor ki:
(Emr-i maruf yapan, yumuşak ve şefkatle yapmalıdır.) [İ. Gazali]
Ayrıca nasihati gizli yapmalıdır. Herkesin yanında yapmak, onu teşhir etmek ve
elâleme rezil etmek olur. İmam-ı Şafii hazretleri buyurdu ki: (Arkadaşına gizli
nasihat eden gerçek öğüt vermiş ve onu yükseltmiş olur. Halk arasında nasihat
vermeye kalkan onu rüsvay ve perişan etmiştir.)
Salih âlimler
Herkes doğruyu, doğru olan öğüdü kabul etmez. Doğru olan öğüdü kabul edenler
iyi kimselerdir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allah’tan korkan öğüt kabul eder.) [Ala 10]
Herkes Allahü teâlâdan hakkıyla korkmaz. Salih âlimler daha çok korkar. Âyet-i
kerimede mealen buyuruluyor ki:
(Kulları içinde ancak âlimler Allah’tan korkar.) [Fatır 28]
Hadis-i şerifte de, (Hikmetin başı Allah korkusudur) buyuruluyor.
(Beyheki)
Hikmetin bir çok manası vardır. Faydalı ilim, fen ve sanat, manevi ilim gibi
manalara gelir. Şu halde Allahü teâlâdan korkup haramlardan kaçan ve ibadetleri
yapan kimsenin hikmet sahibi, akıllı biri olduğu anlaşılır. Hadis-i şerifte,
(En akıllınız, Allah’tan en çok korkan, dinimizin emir ve yasaklarına en güzel
şekilde riayet edendir) buyuruldu. (İ. Gazali)
Sözümüzün tesir etmesi için önce o işleri kendimiz yapmamız gerekir. Allahü
teâlâ, (Önce kendine, sonra başkalarına vaaz et! Böyle yapmayan benden
utansın!) buyuruyor. Nasihat, uygun şekilde yapılırsa tesir eder. Âyet-i
kerimede mealen buyuruluyor ki:
(Onlara nasihat et, nasihat müminlere elbette fayda verir.) [Zariyat 55]
Günah işleyene tatlı sözle nasihat edilir. Dinlemezse, fitne çıkacak ise
edilmez, susulur. Sözü dinlenecek ise, sert söylenir. Kötü söylenmez.
(Hindiyye)
Vaaz ve hatim duası
Sual: Bir vaizimiz var, vaazları ve duaları çok uzun sürüyor. Hatim
duasını yarım saatte yaptı. Yaşlılar hastalar, abdesti daralanlar perişan oldu.
İşi olanlar da oluyor. Bu kadar uzun dua yapmanın alemi ne? Bir amca torunu ile
gelmiş, torunu kucağında uyuyup kaldı. Vaize sordum, niye bu kadar uzatıyorsun
diye. “Rahatsız oluyorsan çıkıp gidersin, seni iple bağlayan mı var?) dedi.
Böyle durumlarda çıkıp gitmek uygun olur mu?
CEVAP
Elbette işi olan, ihtiyacı olan çıkıp gidebilir. Cemaati rahatsız etmek de
asla uygun değildir. Peygamber efendimiz böyle yapan birine (Sen fitneci misin)
buyurarak, onu azarlamıştır.
Bizim Temel seyis imiş. Bir gün camiye geliyor hiç kimse yok. Hoca, buna diyor
ki
- Senden başka kimse yok. Ne diyorsun vaaz etmesem uygun olmaz mı?
Temel diyor ki:
- Ben seyisim bu işlerden anlamam. Ama benim 20 atım var. Hepsi kaçıp gitse,
biri kalsa, o birine yine bakarım. Senin de tek cemaatin olsa ona vaaz
etmelisin.
Hoca, birkaç saat vaaz ediyor, Temel’in canı çıkıyor. Hoca Temel’e soruyor:
- Nasıl vaazımı beğendin mi?
- Ben seyisim, vaazdan anlamam. Nezaket icabı dinledim işte. Ancak ben bir
atıma da bakarım dedim ama, yirmi atın suyunu yemini bir ata verip de onu
çatlatmam.
Vaazları uzatıp da insanları nefret ettirmemelidir.