Sual: Fetva ne demektir?
CEVAP
Fetva, bir hususun dine uygun olup olmadığını, hangi fıkıh kitabının
neresinden alındığını bildiren hüküm demektir. Mehazını göstermeden caiz veya
caiz değil demek fetva olmaz.
Fetva veren Müftinin müctehid olması gerekir. Müctehid olmayan kimse müfti
yapılırsa, bunun müctehidlerin bildirdiklerini okuyup, öğrenerek bunları
söylemesi gerekir. (İbni Hümam)
Müctehid olmayan kimse bir hadis işitince, bu hadisten kendi anladığına uyarak
amel edemez. Mezhebindeki müctehidlerin verdiği fetva ile amel etmesi gerekir.
(Kifaye)
Cengiz Han, Fatımiler ve hatta Abbasiler zamanında, haramlara caiz diyen müftü
adını taşıyan devlet memurları vardı. Bunların yanında bir kısmı da gerçekten
İslam müftisi idi. Bir kısmı ise, o zamanki hükümdarın arzusuna göre
konuşurlardı. İslam müftileri, Allahü teâlânın emirlerini ve yasaklarını
bildiren âlimlerdi. Müftü denilen devlet memurları ise, zaten dini bilmezlerdi.
Allahü teâlânın yasak ettiği bir şeyi, hükümdar emretmiş ise, (Bunu yapmak caiz
değil) demezlerdi. Yahut bir zalim, Allahü teâlânın emrettiği bir şeyi yapmamış
olsa, (Bunu yapmak gerekir) diyemezlerdi. Böylece müslümanları günaha ve büyük
felaketlere sürüklemişlerdi. Böyle uydurma fetvaların verildiği zamanlarda,
dinini kayıran müslümanlar, âlimlerin yazdığı fıkıh ve ilmihâl kitaplarına uyup
dinlerini kurtardılar.
Yanlış fetva vermek
Sual: Dini konularda rastgele konuşmanın veya çalakalem yazı yazmanın vebali
yok mudur?
CEVAP
Dini konularda bilmeden konuşmanın vebali çok büyüktür. Meşhur bir harama
helal veya meşhur bir helale haram diyen küfre girer. Müctehid olmayan kimsenin,
Kur'an-ı kerimden ve hadis-i şeriflerden anladığına göre fetva vermesi caiz
değildir. Çünkü âyet ve hadislerden dört mezhebin müctehidleri, farklı hükümler
çıkarmıştır. Onun için herkes, kendi mezhebine uymalı, kendi mezhebindeki
âlimlerin verdiği fetvalarla amel etmelidir! Bilmeden, kitaba bakmadan,
"caizdir", "caiz değildir" gibi konuşmaktan çok sakınmalıdır! Hadis-i
şerifte buyuruluyor ki:
(Fetva vermeye en cüretli olanınız, Ateşe [girmeye] en cüretli
olanınızdır.) [Darimi]
Haramdan korkmayan, günah işlemeye cesaret eden cahildir. Nitekim, (cahil,
cüretkâr olur) buyuruldu. Yani, (cahil, günah işlemekten korkmaz)
demektir.
Fetva vermenin mesuliyeti çok büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bilmeden fetva verene, yerdeki ve gökteki melekler lanet ederler.) [İbni
Lal, İbni Asakir]
(Cehennem zebanileri, günah işleyen hafızlara, puta tapanlardan daha çok azap
yapar. Çünkü bilerek yapılan günah, bilmeyerek yapılan günahtan daha kötüdür.)
[Taberani]
(Ümmetim, kötü âlimler, cahil abidler yüzünden helak olur. Kötülerin en kötüsü
kötü âlimlerdir. İyilerin en iyisi de iyi âlimlerdir.) [Darimi]
(Sizin için Deccalden daha çok, sapık imamlardan korkuyorum.) [İ. Ahmed]
Kendine sual sorulan, bilmiyorsa, "bilmiyorum, kitaplara bakayım, bulursam
söylerim" demeli! Bilmiyorum demek ilimdendir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu
ki:
(Üzeyrin ve Zülkarneynin Peygamber olup olmadığını bilmiyorum. Hazret-i
Cebrail gelinceye kadar, oturulacak yerlerin en iyisi ve en kötüsünün ne
olduğunu soranlara "bilmiyorum" dedim. Cebrail de, "bilmiyorum"
dedi. Nihayet Allahü teâlâ bildirdi ki, "Oturulacak yerlerin en iyisi
camiler, en kötüsü de sokaklardır.") [Ebu Davud]
(Bilmiyorum demek de ilimdendir.) [İbni Mace]
(Âlimim diyen cahildir.) [Taberani]
(Ahir zamanda, âlim ve ilim azalır, cahillik artar. Cahil ve sapık din adamları,
yanlış fetva vererek fitne çıkarır, doğru yoldan saptırırlar.) [Buhari]
(Ümmetim, kötü din görevlilerinden çok zarar görecektir.) [Hakim]
(Ehli olmadan yanlış fetva veren, hainlik etmiş olur.) [Ebu Davud, Hakim]
(Allahü teâlâ, âlimleri almak suretiyle ilmi ortadan kaldırır. Âlim kalmayınca
da, cahiller bilmeden yanlış fetva verir, hem kendilerini, hem de başkalarını
sapıtırlar.) [Buhari]
Ehl-i sünnet âlimleri buyuruyor ki:
Bilmem, demek ilmin yarısıdır. Allah rızası için bilmediği bir hususta, susanın
aldığı mükafat, bildiği hususta konuşanın aldığı mükafattan az değildir. Çünkü
cehaleti kabul etmek nefse çok ağır gelir. (Şabi)
Şeytanı en çok kahreden şey, âlimin "bilmiyorum" demesidir. Şeytan, "Bunun
susması benim için, konuşmasından daha zararlı" der. (İbrahim Edhem)
Hakiki âlim, suali cevaplandırırken, kıyamette, "bu cevabı hangi kitapta buldun"
diye sorulacağından korkan zattır. (Hakim Nişapuri)
Hazret-i Cabir anlatır:
Yolculukta, arkadaşlarımdan birinin başı yaralandı. Oradakilere sordu:
- Muska yapmak caiz olur mu?
Oradakiler dedi ki:
- Caiz olmaz, başını yıka!
O da başını yıkayınca öldü. Medine’ye gelince, Resulullah efendimize haber
verdik. Buyurdu ki:
(Allahü teâlâ, onun ölümüne sebep olanları öldürsün. Bilmediklerini niçin
sorup öğrenmediler? Cehlin ilacı, sorup öğrenmektir!) [Mişkat]
Bu zatlar, daha çok bilenlerden sormadan, kendiliklerinden fetva verdikleri
için, çok sert sözle karşılaşıp, kendilerine, (Allahü teâlâ, onları öldürsün)
buyurulunca, şimdi din adamı geçinen bir kimsenin İslam âlimlerinin
kitaplarını okumadan, kendi boş kafası ve kısa görüşü ile Kur'an-ı kerime ve
hadis-i şeriflere mana vermeye kalkışmasına, böylece, müslümanların dinlerini,
imanlarını bozmasına ne denileceği meydandadır.
Böyle kimseye, din, iman hırsızı demek yerinde olur. Allahü teâlâ, hepimizi
böyle din hırsızlarının zararlarından muhafaza buyursun!
Dinini öğrenmek için sual soranlara, cevap vermemenin vebali büyüktür.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Sual sorulan kimse, bildiği halde cevap vermezse, kıyamet gününde ağzına
ateşten bir gem vurulur.) [Tirmizi, Ebu Davud, İbni Mace]
(İlmini [bildiğini] gizleyene, denizdeki balıktan, gökteki kuşa kadar her
şey lanet eder.) [Darimi]
(Âlimin bildiğini söylememesi, cahilin de bilmediğini sormaması helal değildir.
Çünkü Allahü teâlâ, "Bilmiyorsanız, ilim ehline sorun" buyuruyor.)
[Taberani]
İlmin kıymetini bilmeyene, ilim öğretilmez. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(İlmi, ehli olmayana öğretmek, onu kaybetmek demektir.) [İbni Ebi Şeybe]
(İlmi layık olmayana öğreten domuzun boynuna yakut, inci ve altın takana
benzer.) [İbni Mace]
(Biz Peygamberler, herkese, seviyesine göre muamele yapmak ve anlayabileceği
şekilde hitap etmekle emrolunduk.) [İ. Gazali]
(Aklın almayacağı şeyi söylemek, fitne olur.) [İbni Asakir]
Hazret-i Ali, göğsünü işaret edip, (Burada istediğiniz kadar bilgi vardır.
Ancak bunu taşıyabilecek birisi olsa, hepsini ona anlatırım) buyurdu.
Adamın biri bir âlime ince bir mesele sordu. Âlim cevap vermeyince, o kimse dedi
ki:
- Sen, (İlmini gizleyene Allahü teâlâ ateşten gem vurur) hadis-i şerifini
bilmiyor musun?
- Eğer anlattıklarımı anlayabilecek biri sorar da söylemezsem, o zaman bana gem
vurulur.
Kur'an-ı kerimde, (Sefihlere, akılsızlara malınızı vermeyin) buyuruluyor.
Mal verilmezse, ilim hiç verilmez. Ona ilim vermek fitneye sebep olur. (İhya)