Başlık | Yazı |
---|---|
İftitah tekbirini ayakta almak şarttır |
Sual: İmama rükuda yetişmek için acele tekbir getirip eğildim. Tekbiri
rükuya gidince bitirmiş oldum. İmamla rükuda bir an beraber durduk. O rekata
yetişmiş oldum mu? |
Ige |
İmmünglobülin E
|
İğfâl |
Aldatma, doğru yoldan saptırma. Hakkı unutturma. |
İğneci Baba |
Asıl ismi İğnecizâde Şeyh Safiyüddîn Mahmûd Halvetî olup, Zekeriyyâ Halvetî hazretlerinin halîfesidir. Aslının yanması üzerine sonradan yenilenen türbesi Amasya'nın Kocacık Mahallesinde çarşı içindedir. Hakkında bilgi yoktur... |
İğtisâl |
Gusl (boy) abdesti almak. Ağız ve burun dâhil bütün vücûdu hiç kuru yer kalmayacak şekilde baştan ayağa yıkamak. (Bkz. Gusl) |
İhânet |
1. Hâinlik etmek, güveni kötüye kullanmak, sadâkat göstermemek. |
İhâta |
Kuşatma, çevirme. |
İhfâ |
Örtmek, gizlemek; tecvidde bir terim. On beş ihfâ harflerinden önce gelen tenvin veya sâkin nunu, izhâr (birbirinden ayırmak) ile idgâm (birbirine katmak) arasında, şeddeden uzak olarak gunne ile genizden çıkarmak. |
İhlâs |
Hâlis, temiz etmek, niyyeti düzeltmek, temizlemek, dünyâ menfaatini düşünmeden bütün işlerini, ibâdetlerini yalnız Allah için yapmak. İbâdetlerinizi ihlâs ile yapınız! Allahü teâlâ, ihlâs ile yapılan işleri kabûl eder. (... |
İhlâs Sûresi |
Kur'ân-ı kerîmin yüz on ikinci sûresi. Tevhîd, Tefrîd, Tecrîd, Necâd, Vilâyet ve Mârifet sûresi de denilmiştir. |
İhlas suresinin fazileti |
Sual: İhlâs suresini okumanın fazileti nedir? |
İhrâm |
Mîkât denilen mahalde (yerde) hacca veya umreye niyet ederek, peştemal gibi dikişsiz iki parça örtüyü giymek ve telbiye getirmek sûretiyle, daha önce mubah (serbest) olan bâzı şeyleri kendine haram kılmak yâni bunları yapmaktan sakınmak. İhrâmlı kims eye muhrim... |
İhram ve hükümleri |
İhram, iki parçalı bez olup, iple bağlanmaz, düğümlenmez ve kancalı iğne ile tutturulmaz. Hac, umre, ticaret veya herhangi bir şey için uzaktan gelenlerin, mikât denilen yerleri, ihramsız geçerek, Mekke-i Mükerreme Haremi’ne girmeleri haramdır. Geçenin, geri mikâta gelip ihrama... |
İhsân |
1. İyilik etmek. |
İhsan |
Hakkından fazlasını veren. |
İhsan eden ihsan görür |
Kıyamet günü bir müslümanın hesabı görülüyor, günah sevap tarafı tam denk
geliyor. Melekler her şeyi bilen Allahü teâlâya arz ediyorlar, (Ya Rabbi ne
yapalım diyorlar, günahı sevabı tam denk geldi.) Allahü teâlâ (Gitsin
akrabalarından bir sevap alsın) buyuruyor. |
İhsan edicidir |
Kim gelmişse bu dünyaya, |
İhtidâ |
Doğru yola girme, müslüman olma, din olarak İslâmiyet'i seçme; hidâyete erme. (Bkz. Hidâyet) |
İhtikân |
Lavman yapmak. |
İhtikâr |
İnsan ve hayvan için lüzumlu gıdâ maddelerini şehre girmeden yâhut girince halka satılmadan toplayıp, stok edip, pahalandığı zaman satmak. |
İhtilâf |
Farklılık, ayrılık. Aynı gâyeye ayrı ayrı yollardan gitme. Müctehid denilen âlimlerin amelî (işle ilgili) mes'elelerdeki ictihad ayrılıkları. |
İhtilafta rahmet olur mu? |
Sual: (Ümmetimin ihtilafı rahmettir) hadisi sahih olamaz, sahih
olursa, o zaman ittifak, birlik gazab-ı ilahiye sebep olmaz mı? |
İhtilâm |
Uykuda cünüb olma. Çocuğun bülûğa, ergenlik çağına ulaştığının alâmeti, işâreti. |
İhtirâ |
Evvelce olmayan bir şeyi ortaya çıkarma, îcâd etme, yaratma, yoktan var etme. |
İhtirâs |
Şiddetli arzu, aşırı heves, istek, gözün ve gönlün doymaması. (Bkz. Hırs) |
İhtisâb |
Allahü teâlânın emir ve yasaklarına uyulmasının, ilim ve ehliyet sâhibi bir devlet me'muru olan muhtesib tarafından sağlanması, emr-i ma'rûf nehy-i münkerin yâni iyiliği emretmek kötülükten sakındırmak vazîfesinin el ile yapılması vazîfesi. (Bkz. Hisbet) |
İhtiyâç |
Ruh ve nafaka (yeme, içme, barınma) için ve bedeni sıkıntıdan korumak için lâzım olan şey. |
İhtiyâç Eşyâsı |
Yiyecek, giyecek ve barınmada asgarî lâzım olan miktar. |
İhtiyâr |
1. İstediğini seçme. (Bkz. İrâde) |
İhtiyârî Fiiller |
İstek ile yapılan işler. (Bkz. İrâde) |
İhtiyarlık nimeti |
Sual: Müslüman olarak ihtiyarlamanın, dindeki fazileti nedir? |
İhtiyarlık nimeti |
Sual: Müslüman olarak ihtiyarlamak çok faziletlidir deniyor. Bu
hususta açıklama yapar mısınız? |
İhtiyât |
Dîne uygun olmayan bir işi yapma şüphesinden kurtulmak için, tedbirli hareket etme. |
İhtiyatı elden bırakmamalı |
Sual: (Diş dolgusu gusle manidir) diyenler olduğu gibi mani değil diyenler de var. (Zekat, kağıt para ile verilmez) diyenler olduğu gibi verilir diyenler de var. (Müzik dinlemek haram) diyenler olduğu gibi caiz diyenler de var. (Hoparlöre uyarak veya TV’deki imama... |
Ihtiyozis |
Cildin pul pul ve kuru oluşu ile kendini gösteren bir hastalık.
|
İhtizâr Hâli |
Ölüm sırasında can çekişme hâli. |