|
Başlık |
Yazı |
|---|---|
| Nefsin kadar zararlı olamaz |
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki; |
| Nefsine pay vermeyenin mükafatı |
Cüneyd-i Bağdadi hazretleri ordu ile bir sefere katılmıştı. Ordu kumandanı ona bazı kıymetli hediyeler gönderip, lütfedip kabul etmesini istirham ettiğini söylemelerini bildirdi. O da istemeyerek alıp, hepsini sefere katılan gazilere dağıttı. Ertesi gün... |
| Nefsini bilen Rabbini bilir |
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: |
| Nefsini tanıyan Rabbini tanır |
Sual: Hadis-i şerifte (Nefsini tanıyan Rabbini tanır)
buyuruluyor. Kişi kendini nasıl tanır? |
| Nefsini terk etmeden |
Nefsini terk etmeden Rabbini arzularsın |
| Nefy ve İsbât Zikri |
"Lâ ilâhe illallah" mübârek sözünü diyerek yapılan zikr (Lâ ilâhe) yâni Allahü teâlâdan başka ilâh yoktur, nefy; (illallah) yâni Allahü teâlâ vardır demek de isbât ifâdeleriyle... |
| Nehar |
Gündüz. |
| Nehâr-ı Şer'î |
İmsâktan, akşam namazının vaktinin girmesine kadar olan zaman. |
| Nehy |
1. Yasak, yasak edilen şey. |
| Nehy-i Anil Münker |
Günahlardan ve kötülüklerden sakındırmak, alıkoymak. |
| Nehy-i Gayr-i İktizâî |
Mekruhlar. (Bkz. Mekruh) |
| Nehy-i İktizâî |
Haramlar. (Bkz. Haram) |
| Nejat |
Soy nesil, nesep, tabiat. |
| Nekâbet |
Yapılan satış sözleşmesinden dönmek, vazgeçmek. |
| Nekâhat | |
| Nekir |
Kabirde suâl soran meleklerden biri. (Bkz. Münker ve Nekir) |
| Nekris |
(Bkz. Gut) |
| Nekrofobi |
Ceset görüldüğünde ya da ölüm düşüncesiyle ortaya çıkan saplantılı ve aşırı korku. |
| Neleri kullanabiliriz | |
| Neleri yapmak kibir olur? |
Sual: Hangi vasıflara sahip olan kibirlidir? Maddeler halinde
yazılırsa, kibrimizin derecesini öğrenmiş oluruz. |
| Neleri yiyip içebiliriz | |
| Nelson testi |
Frengi tanısında genel olarak kullanılan testlerde tam kesin yanıt alınmadığı zaman uygulanan kan testidir. |
| Nemâ |
Malın artması, çoğalması. Ziyâdeleşen mala nâmî denir. |
| Nemaz (Namaz) |
İslâm dîninin beş şartından biri. |
| Nemika |
Mektup. |
| Nemîme |
Koğuculuk, müslümanlar arasında fitne çıkarmak, ara bozmak için söz taşıma. (Bkz. Nemmâm) |
| Neml Sûresi |
Kur'ân-ı kerîmin yirmi yedinci sûresi. |
| Nemmâm |
Söz taşıyan, koğuculuk yapan. Duyulması istenmeyen bir sözü başkalarına götürüp söyleyen. |
| Neonatal |
Yeni doğana ait. |
| Neoplazi |
Patalojik anlamda yeni doku oluşumu. |
| Neriman |
Pehlivan, kahraman, yiğit. |
| Nerkisecârî |
Irak evliyâsından. İsmi, Ma’rûf bin Abdurrahmân bin Abdülkâdir Nerkisecârî'dir. 1863 (H.1280) târihinde Nerkisecâr’da doğdu. 1912 (H.1331) târihinde Süleymâniye'de vefât etti. Cenâzesi Ahmed Berende’ye... |
| Nermin |
Yumuşak, nazik, kibar. |
| Nesâik |
Kesilen kurbanlar. Nesîke kelimesinin çoğuludur. |
| Neşat |
Sevinç, neşe, keyif. |
| Neşe |
Sevinç içinde olan. |