Başlık![]() |
Yazı |
---|---|
Tafsîlî Îmân |
Îmân edilecek hususlara genişçe, delîlerini bilerek ve ayrı ayrı inanmak. (Bkz. Îmân) |
Tağrîr |
Yalan söyleyerek aldatma. |
Tâğût |
Allahü teâlânın emir ve yasaklarına karşı gelen ve ibâdetten alıkoyan şeytânî varlık ve güçler. |
Tâhâ |
Kur'an-ı kerimdeki rümuz ismi. |
Tâhâ-i Hakkârî |
Anadolu'da yaşayan büyük velîlerden. Silsile-i aliyye adı verilen, insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatarak onların dünyâda ve âhirette seâdete, mutluluğa kavuşmalarına vesile olan büyük âlim ve velîlerin otuz... |
Tahâret |
Necâset denilen yâni maddeten pis olan şeylerden ve hades denilen hükmî ve mânevî pisliklerden (abdestsizlik, cünüplük, kadınlar için hayz ve nifas hâllerinden) su ile abdest alarak, su yoksa, toprak ve toprak cinsinden şeylerle teyemmün... |
Tahâret-i Kâmile |
Tam temizlik. Abdest veya boy abdesti alınarak yapılan temizlik. |
Tâhir |
Temiz. |
Tâhir |
Çok temiz. |
Tâhir-i Bedahşî |
Hindistan'da yaşayan evliyânın büyüklerinden. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin talebelerinin önde gelenlerindendir. Önce subay idi. Resûlullah efendimizin rüyâda verdiği emirle, askerliği bırakarak tasavvuf yoluna girdi. Doğum ve vef... |
Tahkîr Etmek |
Hor görmek, kötülemek, aşağılamak, birine veya bir şeye söz ve hareketle hakâret etmek, saygı ve hürmet gösterilmesi, üstün tutulması lâzım olan şeyleri aşağı tutmak, saygısızlık etmek. İnsanın îmânının gitmesine, dinden çıkmasına sebeb olan... |
Tahlîf |
Yemin vermek. Mahkemede iki hasımdan birine yemîn ettirmek. (Bkz. Half, Yemîn) |
Tahlîl Etmek |
Abdest alırken el ve ayak parmakları arasına sol, sakalın sarkan kısmının içine ise sağ elin yaş parmaklarını tarak gibi sokarak karıştırmak. (Bkz. Hilâllemek) Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) abdest aldıklarında, bir avuç su ile çeneleri altından... |
Tahliye |
1. Süslemek. |
Tahmîd |
"Elhamdülillah" demek. "Hamd, şükür Allahü teâlâya mahsûstur" mânâsına "Elhamdülillah" sözü ve benzerleri. |
Tahrîc |
Çıkarma, meydana koyma; hadîs-i şerîflerin kaynağını, nasıl geldiklerini, kimlerin naklettiklerini, sahih ve zayıflık gibi derecelerini bulup gösterme, bildirme işi. Hadîs âlimlerinden Irâkî, İmâm-ı Gazâlî hazretlerinin İhyâu ul... |
Tahrîf |
Bozma, değiştirme. |
Tahrîm Sûresi |
Kur'ân-ı kerîmin altmış altıncı sûresi. |
Tahrîme Tekbîri |
Namaza Allahü ekber diyerek başlama; iftitâh tekbîri. (Bkz. İftitâh Tekbîri) |
Tahrîmen Mekrûh |
Kur'ân-ı kerîmdeki ve hadîs-i şerîfteki delîlinden zan ile anlaşılan yasak. Harama yakın olan fiil, iş. (Bkz. Mekrûh) |
Tahsîl-i İrfan |
1.Tasavvuf bilgilerini elde etme, öğrenme. Edeler dâimâ tahsîl-i irfân Olalar her biri, bir kâmil insan. |
Tahsin |
Kale gibi sağlamlaştırma. |
Tahtadan Kutu |
Tahtadan yapılmış bir uzun kutu |
Tahtıma oturabilir miyim? |
Kanuni Sultan Süleyman’ın süt kardeşi Yahya efendi, bir gün atıyla giderken
iki tane papaz yolunu keser. Atın yularlarını tutup, Papazlar der ki: |
Tâib |
Tövbe eden, günahlarına pişmân olan. |
Takdîm ve Te'hîr |
İkindi namazını öğle namazı ile veya öğleyi ikindi ile ve yatsı namazını akşam namazı ile veya akşamı yatsı ile birleştirerek kılmak. |
Takdîr |
Ölçme, değer biçme, değer verme, tâyin etme. Allahü teâlânın, olacak hâdiseleri ezelde (başlangıcı olmayan öncelerde) ilm-i ezelîsi (başlangıcı olmayan ilmi) ile bilip tâyin etmesi. (Bkz. Kazâ ve Kader) Allahü teâl... |
Takdir etme sanatı |
Biz, başkasına nasıl davranırsak, başkaları da bize öyle davranır. Bir kimse, karşılaştığı bir arkadaşına selam verirken elini cebinden çıkartsa, onun bu halini gören arkadaşı da elini cebinden çıkartarak selamını al... |
Takdîr-i İlâhî |
Allahü teâlânın, olacak hâdiseleri ezelde ilm-i ezelîsi ile bilip tâyin etmesi. (Bkz. Takdîr) |
Taki |
Günahtan kaçınan, dinine bağlı. |
Takipne |
Çok hızlı solunum. |
Takıyye |
Sual: Kimi yalan söylüyor. Günah değil, çünkü takıyye yaptım diyor.
Takıyye nedir? |
Takıyye |
İdâre, korunmak, sakınmak; iki yüzlülük; sevmediği kimse ile dost geçinmek. Bir kimsenin hakîkatte sâhib olduğu görüş ve inancını saklaması. Bozuk fırkaların, özellikle şiîlerin bozuk inanışlarını gizleyerek, kendilerinin Ehl-i sünnet (... |
Taklîd |
1. İnanılacak şeylerde düşünmeden, anlamadan, yalnız başkasından işiterek, görerek inanma, îmân etme. |
Taklîdî Îmân |
İnanılacak şeylerde düşünmeden anlamadan, yalnız başkasından işiterek inanma, îmân etme. (Bkz. Îmân) |
Taklitçilik nedir, ne değildir |
Sual: Taklitçilik kötü değil mi? Mezhep âlimlerini taklit etmek,
onların yolundan gitmek yanlış değil mi? |