Başlık | Yazı |
---|---|
Ayşegül |
Güleç, gül gibi renkli, canlı ve rahat ömür süren. |
Ayşen |
Neşeli, parlak, sevimli. |
Aytekin |
Ay gibi tek ve biricik olan, çok değerli. |
Ayten |
Ay gibi parlak renkli. |
Ayvaz |
Koca, eş. |
Az alkole fetva vermek |
Sual: Gazetelerde şöyle bir fetva yayınlandı: |
Az iyiliğe çok sevap |
Sual: Bir hoca ufacık bir iyiliğe, dağlar kadar sevap, ufak bir hataya
dağlar kadar günah olmaz diyor, doğru mudur? |
Az yemenin faydaları |
Sual: Oruç tutarak aç durmanın faydaları nelerdir? |
Azâb |
İşlenen günahlar sebebiyle âhirette çekilecek cezâ. |
Azâd |
Kurtulmuş, serbest. |
Âzâd Etmek |
Serbest bırakmak, hürriyetine kavuşturmak, kölelikten kurtarmak. |
Âzâd Olmak |
Serbest olma, kurtulma. |
Azamet |
1. Büyüklük, Cenâb-ı Hakk'ın büyüklüğü. |
Âzer |
İbrâhim aleyhisselâmın amcası ve üvey babası. |
Azerî Hamza Bin Ali |
İlimlere vâkıf, ârif ve himmet sâhibi bir zât. 1380 (H.782) yılında Maverâünnehr'de İsferâyin kasabasında doğdu. 1462 (H.866) yılında vefât etti. |
Azı ayıltır, çoğu bayıltır |
Sual: Bir tek sigara vücuda zarar vermese de haramdır. Çünkü çoğu
zararlı olan şeyin azı mubah olamaz. Çoğu haram olanın azı da haramdır. Azı
mubah olan şeyin çoğu haram olamaz. |
Azîm (El-Azîm) |
Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Büyüklüğüne, beşer (insan) aklının ve hiçbir mahlûkun (yaratılmışın) düşüncesinin erişemediği, hakîkatini kimsenin bilemediği zât. Allahü teâl... |
Azîmet |
Kuvvetli irâde, istek, arzu. Haramlardan, dinde yasak edilen şeylerden sakınmakla berâber, mümkün olduğu kadar ruhsatlardan yâni dinde izin verilen kolaylıklardan uzak durup; evlâyı, en iyi olduğu bildirilenleri, nefse zor gelenleri yapmak; takvâ yol u. |
Azimet |
Gidiş. Takva yolunu seçen. |
Aziz |
Çok yüce, çok şerefli. |
Azîz (El-Azîz) |
1. Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Her zaman izzet ve şeref sâhibi. Gâlib, benzeri olmayan, büyük ve küçük her şeyin O'na şiddetle ihtiyâcı olan. |
Azîz Mahmûd Hüdâyî |
Anadolu'da yetişen büyük velîlerden. 1541 (H.948) yılında Şereflikoçhisar'da doğdu. Bursa'da Muhammed Üftâde hazretlerinden feyz aldı. 1598 (H.1007) de Üsküdar'da câmi ve dergâh yaptırdı. 1628 (H.1038)'de vefât etti. Kabri, İstanbul Üskü... |
Aziz Nesefî |
Mâverâünnehir bölgesinde yetişen velîlerin büyüklerinden. Doğum târihi belli değildir. Nesef şehrinde doğdu. Babasının ismi Muhammed'dir. Vefât târihiyle ilgili kaynaklarda değişik bilgiler vardır. Eserlerindeki ifâdelerinden 1300 (H.700) yılından az önce... |
Aziz ve zelil |
Sual: Aşağıdaki hadislerde aziz ve zelil geçiyor. Bunları açıklar
mısınız? |
Azîzan |
Azizler. Kelimenin sonundaki ân takısı Arabça'da ikilik, Farsça'da çokluk ifâde eder. |
Azize |
Muhterem,saygı değer. |
Azm Etmek |
Kalbde devamlı kalan ve yapmaya kesin kararlı olunan düşünce, kasd, niyet, karar verme. |
Azmi |
Kemikli,güçlü, kuvvetli. |
Azmiye |
Kemikli,güçlü, kuvvetli. |
Azra |
Bakire. |
Azrâil |
Dört büyük melekten biri. Rûhları almakla vazîfeli melek, melek'ül-mevt, ölüm meleği de denir. |
Azrail başına geldiği zaman |
Azrail, başına geldiği zaman |
Azzâz Bin Müstevdî El-Betâihî |
Irak velîlerinden. Doğum târihi ve yeri belli değildir. Zamânın büyük âlimlerinin sohbetlerinde yetişen Azzâz bin Müstevdî, Betâih'de senelerce talebe yetiştirdi. Talebeleri terbiye etmekte büyük bir mahâret sâhibi idi. Birç... |
Azze Vecelle |
Allahü teâlânın ismi söyleyince, işitince ve yazınca "O, Azîz ve Celîldir (yücedir)" mânâsına söylenilen ve yazılan saygı ifâdesi. |